Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ece Müker
Ece Müker
538.7K UP
4 gün önce
Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, Antarktika’daki hızlı buz kaybı geri döndürülemez değişiklikleri tetikleyebilir ve küresel ısınmayı hızlandırabilir. Bilim insanları, deniz buzunun erimesinin bölgeyi yaz aylarında neredeyse buzsuz hale getirebileceğini ve bunun ekosistemler ile iklim sistemi üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor. Buz kaybı, imparator penguenler ve kril gibi türlerin yaşamını tehdit ederken, okyanusların karbondioksit emme kapasitesini de azaltıyor. Araştırmacılar, emisyonların azaltılmasının riski düşürebileceğini ancak sürecin tamamen durdurulamayacağını vurguluyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 gün önce 22 dk.

Roland Emmerich'in yönettiği 2004 yapımı gişe rekortmeni film "Yarından Sonra" (The Day After Tomorrow), antropojenik (insan kaynaklı) küresel ısınmanın günler içinde yeni bir buzul çağını tetiklediği dehşet verici bir senaryoyu sunmak için nefes kesici özel efektlerden yararlanmıştır. Film, kültürel açıdan önemli bir etki yaratmış ve büyük bir Hollywood yapımının kıyametvari yıkımını doğrudan sera gazı etkisine bağladığı ilk örneklerden biri olmuştur. Milyonlarca izleyiciyi, Dünya'nın karmaşık ve birbiriyle bağlantılı sistemlerinin aşıldığında doğrusal olmayan ve şok edici bir hızla yeni bir duruma geçebileceği eşikler olan "iklimsel dönüm noktaları" kavramıyla tanıştırmıştır.

Film yapımcıları, etkileyici bir felaket anlatısı yaratmak amacıyla, jeofiziksel olarak onlarca veya yüzlerce yıla yayılacak olayları sadece bir haftalık bir zaman dilimine sıkıştırmışlardır. Yönetmen Roland Emmerich, dramatik etki uğruna bilimsel kesinlikten ödün vermek zorunda kaldıklarını kabul etmiştir. İklim bilimciler filmin zaman çizelgesini ve meteorolojisini saf kurgu olarak nitelendirse de, anlatı, gezegenimizin iklim sistemini yöneten gerçek bilimin titizlikle incelenmesi için ilgi çekici, ancak bilimsel açıdan kusurlu bir çerçeve sunmaktadır. Bu analiz, filmin zaman ölçeği ve spesifik etkileri imkânsız olsa da, temel önermesinin (insan faaliyetlerinin Dünya iklimini tehlikeli bir şekilde değiştirdiği ve bunun ani, öngörülemeyen değişimlere yol açma potansiyeli taşıdığı önermesinin) esasen doğru olduğunu göstermektedir.

23
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Muhsin Alperen Yılmaz
Yazar 18 Şubat 2021 4 dk.

Kalp pilleri, ya da resmi isimleriyle "implante edilebilir defibrilatörler" (veya kısaca ICD), yüksek riskli kardiyak rahatsızlıkları olan hastalarda düzensiz kalp ritimlerinin yönetimi için bir tedavi aracıdır. Bir kalp pili sisteminde pil, kapasitör ve manyetik alana yanıt veren dahili bir anahtar bulunur. Kalp pilinin kalp ritmini düzenlemek için asıl işi yapan defibrilatör parçasına harici bir mıknatıs etki ettiğinde, defibrilatörün temel işlevi olan kalp aritmilerinin düzenlenmesi için verilmesi gereken şok etkisi askıya alınır. Dolayısıyla defibrilatör görevini yerine getiremez. Dışarıdan gelen bu manyetik etkinin defibrilatörün işlevini kaybettirebilmesi için uygulanan manyetizmanın en az 10 Gauss olması gerektiği tahmin edilmektedir.[1]

Apple Inc. Ekim 2020'de MagSafe aksesuarlarıyla uyumlu olacak şekilde iPhone 12 serisini piyasaya sürdü. MagSafe aksesuarlarının ana mantığı, telefonların dijital platformlarda daha fazla etkileşimde bulunmasıdır. Örneğin MagSafe destekli bir aygıtınız varsa telefonunuz daha hızlı şarj olabilir, siz komut verince saati gösterebilir ve akıllı ev sisteminiz varsa direkt olarak entegre çalışabilir. Bu aksesuarların iç yapısına baktığımızda ise bir manyetometre ve tek sarmallı yakın alan iletişimi (NFC) okuyucusu bulunur.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.4K UP
Ekleyen 22 Kasım 2022 36 dk.

Kuduz; çoğunlukla enfekte bir hayvanın ısırması yoluyla bulaşan, insanlarda ve diğer memelilerde ensefalite (beyin iltihabına) neden olan, aşı yoluyla kolaylıkla önlenebilen ancak önlenmediği takdirde çok ölümcül olan, viral bir hastalıktır. Kuduz virüsü (Rabies lyssavirus), memelilerin merkezi sinir sistemini enfekte eder ve nihayetinde beyinde hastalık oluşmasına ve ölüme neden olur. Virüs, genellikle ısırıkları, sıyrıkları ve yaraları kontamine eden tükürük veya mukozal maruziyet yoluyla bulaşır. Ayrıca nakledilen nörolojik dokular (örneğin kornea) ve katı organlar yoluyla kuduz geçişi de belgelenmiştir.

Kuduzun ilk belirtileri; halsizlik veya rahatsızlık, ateş veya baş ağrısı dahil olmak üzere gribe benzer olabilir. Ayrıca ısırık bölgesinde rahatsızlık, karıncalanma veya kaşıntı hissi olabilir. Bu belirtiler günlerce sürebilir. Semptomlar daha sonra serebral disfonksiyon, anksiyete, konfüzyon ve ajitasyon şeklinde ilerler. Hastalığa yakalanma ile semptomların başlaması arasındaki süre genellikle 1-3 aydır ancak bu süre 1 haftadan az veya 1 yıldan fazla olacak şekilde değişebilir. Aradaki süre, virüsün merkezi sinir sistemine ulaşmak için periferik sinirler boyunca kat etmesi gereken mesafeye (dolayısıyla ısırığın vücuttaki konumuna) bağlıdır.

111
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 2 Ağustos 2016 18 dk.

Dünya’nın yörüngesindeki değişiklikler, binyıllardır iklim değişimlerinin zamanını belirlemede etkili olmuşlardır. Paleoiklim, uzak geçmişteki bu iklim değişikliklerin araştırılması ve modellenmesini konu alan bir bilim dalıdır ve günümüzde paleoiklimbilimciler bu değişimlerin uzak atalarımızın yaşam alanlarını değiştirip değiştirmediklerini ve değiştirdilerse nasıl değiştirdiklerini araştırmaktadırlar. 

İnsan türünün evrimindeki kritik dönüm noktaları ve davranışsal gelişimlerin, çevresel etkenler tarafından şekillendirildiği düşüncesi Darwin’den bu yana varlığını sürdüren bir fikirdir. Her ne kadar bir yüzyıl boyunca çeşitli hipotez ve modeller öne sürülmüş, geliştirilmiş ve/veya geride bırakılmış olsalar da, evrimdeki temel itici gücün fiziksel ve cansız çevredeki değişiklikler olduğu görüşünü savunan “Çevresel Determinizm” düşüncesi ve bu düşüncenin insansıların evrimi üzerindeki olası etkileri günümüzde hala daha canlılığını sürdüren bir konu. Her ne kadar işin sonunda evrimsel değişimlerin ardındaki temel kuvvetlerden birisi belirli canlı nüfusları üzerine etki eden yerel ölçekteki çevresel süreçler olsa da, bu gibi değişimler genellikle kendilerinden çok daha büyük olan bölgesel ya da küresel ölçekteki iklimsel yönelimlerin dahilinde gerçekleşirler. (Ç.N: Yazı boyunca kullanılacak boyut kavramları küresel>bölgesel>yerel şeklinde olacaktır.)

76
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Metehan Ölçer
Metehan Ölçer
96.2K UP
Yazar 31 Ocak 2021 2 dk.

Neodimyum, "Nd" sembolü ile gösterilen ve atom numarası 60 olan kimyasal bir elementtir.

Neodimyum, yumuşak, dövülebilir bir metaldir. Oldukça kolay kesilebilir ve şekillendirilebilir. 1.024°C (1.875°F) erime noktasına ve yaklaşık 3.030°C (5.490°F) kaynama noktasına sahiptir. Neodimyumun yoğunluğu santimetre küp başına 7.0 gramdır.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Arda Küçükoğlu
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Hayallerimi süslüyor üstümdeki yıldızlı gökyüzü, içimdeki ahlak yasası
Kaynak: Bu söz pratik aklın eleştirisi kitabından alınmıştır
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.3M UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

İngiliz evrimsel biyolog J.B.S. Haldane'nin, Tanrı varsa böceklere karşı özel bir sevgi beslediğini esprili bir şekilde ifade ettiği söylenir. Bu söz, aslında önemli bir gerçeği ifade ediyordu. Yaşam ağacı oldukça düzensiz bir yapıya sahiptir. Yaşayan veya soyu tükenmiş tüm türlerin bulunduğu bu soy ağacı, bazı yerlerde kısa dallardan oluşan sık bir çalılığa benzerken, bazı yerlerde ise seyrek ama uzun dalları vardır. Ayrıca birkaç grup baskın olma eğilimindedir. Haldane'ın belirttiği gibi, yaşayan böceklerin %40'ından fazlası kınkanatlı, kuşların %60'ı ötücü kuş ve bitkilerin %85'inden fazlası çiçekli bitkilerden oluşmaktadır.

Peki, birkaç büyük grubun bu kadar yoğun tür çeşitliliği barındırması, Dünya'daki yaşamın evrensel bir özelliği midir? Evrim ve ekolojiyi anlamamız açısından kritik olan bu soru, biyologlar arasında uzun süredir tartışılmaktadır. Ancak yakın zamana kadar, dünyada kaç türün var olduğunu, bunların evrimsel ilişkilerini ve her bir grubun yaşını yeterince bilmediğimiz için kesin cevap verilemiyordu. Şimdi ise ABD'li bilim insanları, bu soruya net bir yanıt vermeyi başardı. Bulgular Frontiers in Ecology and Evolution dergisinde yayınlandı.[1] Arizona Üniversitesi'nden Prof. Dr. John J. Wiens bu konuda şunları söylüyor:

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Recep Can
Recep Can
45.6K UP
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce ÇevrimiçiÜcretsiz17 Ağustos
🎉 RightWho Büyük Tartışma Etkinliği
17 Ağustos 2025 13:06 tarihinden 17 Eylül 2025 13:06 tarihine kadar.

Rightwho.com, fikirlerin özgürce tartışıldığı ve sonunda yapay zekanın kazananı belirlediği interaktif bir tartışma platformudur.

Bu etkinlikte katılımcılar:

1. Yeni tartışmalar açabilecek veya mevcut tartışmalara katılabilecek.

2. Tartişabilicek bir arkadaşı olmayan kişilerde açılmış tartışmalara girebilir veya karşıt rakip tartışması açabilir.

3. Süreç sonunda hem yapay zekanın analizi hem de halk oylaması devreye girecek.

Etkinlik sonunda:

🏆 En iyi tartışma açan, en güçlü karşıt rakip ve halkın favorisi seçilen kullanıcılar RightWho Özel Rozetleri ile ödüllendirilecek.

Sen de katıl, fikrini savun, kazanan sen ol! 🚀

Devamını Göster
3
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Övgü Kayadelen
Övgü Kayadelen
163.6K UP
Çeviren 28 Şubat 2018 10 dk.

Her organizma, kendi sinir sistemi tarafından alınıp işlenen bilgilerin tamamından oluşan bir dünyada yaşar (Dangles et al. 2009). “Umwelt” terimi, 1909’da Jakob von Uexküll tarafından, algılanan dünyayı tanımlamak amacıyla türetilmiştir (Rüting 2004, Shettleworth 1998). Umwelt, her organizma için farklıdır, dolayısıyla başka bir organizmanın dünyayı nasıl algıladığını tamamen anlayabilmemiz çok zordur. Bu açmaz, yıllar boyunca hem filozofların (Nagel 1974) hem de biyologların (Griffin 1958) ilgisini çekmiştir. Algı sistemlerinin gelişiminin hayvanın gelişimiyle paralellik göstermesi gayet normal bir durumdur. Bu durum organizmanın yaşamı boyunca içinde bulunduğu “umwelt”in (algılanan çevrenin) sıkça değiştiği anlamına gelir (Dangles et al. 2009).

Duyusal ekoloji alanı, hayvanların çevrelerinde neleri algıladıklarını ve bunun çevre ile olan etkileşimlerine nasıl etki edeceğini anlamak amacıyla onların algı sistemleri üzerine yapılan araştırmalara dayanmaktadır (Dangles et al. 2009). Bu algısal dünya, her ne kadar herhangi bir zamanda hayvanın sinir sisteminin iç dinamiklerinden etkileniyor olsa da belli bir organizmanın sahip olduğu algılara yüksek oranda bağımlıdır.

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Altay Kenger
Seslendiren 17 Mart 2020 6:59
Salonunuzda hangisinin asılı olmasını tercih edersiniz? Boş bir sandalye resmi mi yoksa o sandalyede oturan birinin resmi mi?Bakışlarımız doğal olarak...
23
Tüm Reklamları Kapat
Ögetay Kayalı
Yazar 1 Aralık 2022 3 dk.

Ateş deyince aklımıza gelen ilk renk kırmızıdır. Aynı şekilde sıcağı çağrıştıran birçok şeyde kırmızı rengi kullanırız. Tıpkı musluklarda sıcak su tarafının kırmızı, soğuk su tarafının mavi yapılması gibi. Bunun sebebi, gündelik hayatta gördüğümüz sıcak şeylerin aslında gerçekten de "kırmızı" olmasıdır. Tıpkı güldür güldür yanan bir sobanın borusunun kızarması ya da ateşe tuttuğunuz herhangi bir metalin giderek kızarması gibi. Peki ısınan bu şeyler neden kızarıyor ve neden kırmızı renkte oluyorlar? Başka bir renkte olamaz mı?

Aslında ısıtıldığında kızaran şeyler yalnızca demir veya metaller değildir. O sıcaklığa kadar dayanabilen her şey ısıtıldığında kızaracaktır. Burada “o sıcaklık” diyoruz çünkü bir şeyin kızarması için belirli bir sıcaklığa ulaşmış olması gerekir. Yani o cismin kızarması gerçekten bir sıcaklık göstergesidir. Fakat burada bir nokta sıklıkla kaçırılır: Beyaz ve mavi olanlar aslında daha sıcaktır!

42
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
89.5K UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe kırsalında kaydedilmiştir. Alt tür olabilir, tam olarak tespit edemedim.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ceren Özveri
Ceren Özveri
2,635 UP
Çeviren 14 Şubat 2016 3 dk.

Tardigradalar, ya da diğer isimleriyle “su ayıları”, olağanüstü hayatta kalma becerileriyle ünlüdür. Fakat bu mikroskobik canlılar düşündüğümüzden çok daha fazla dayanıklıdır. Yeni yapılan bir deneyde Japonya’daki bilim insanları 30 yıldan uzun bir süredir donmuş durumda olan su ayısını başarılı bir şekilde yeniden hayata döndürdü.

Bu yeni bir rekor.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 6 gün önce 23:36
Meme ucu (İng: "nipple"), memenin yüzeyinde dışarı doğru çıkıntı yapan ve süt kanalları aracılığıyla bir dişinin sütünü dışarı salgılamasını sağlayan...
4
İnceleme
Arda Küçükoğlu
İnceleyen 1 gün önce
Okuması hoş ancak ileri düzey matematik bilgisi içeren bir kitap. İçerisinde tensör analizleri ileri integral ve türev konuları içeriyor bu neden ile uzmanlık isteyen bir kitap. Eğer üniversitede Calculus 1-2 görmediyseniz okumamanız gereken bir kitap
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
İçinde Yaşadığımız Evrenin Gerçekliği
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Musa Yüce
Musa Yüce
20.2K UP
Üye 5 gün önce 1 Cevap
dünyamız ve diğer gezegenler güneşin etrafında dönerek çok hızla yol alan güneşin peşinden koşuyor bizden yakın olan yapışmıyor bizden uzak olanlar kaybolup gitmiyor peki atmosferimizden çıkan veya çıktığını söyleyen uzay araçlarımız bu hızlara nasıl yetişiyorlar ikincisi milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki fotoları çekiyoruz ama o an bu alan yok
129 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close