Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Utku Derin
Utku Derin
364K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Neredeyse 200.000 kişiyi onlarca yıl boyunca takip eden yeni bir araştırma, kalp sağlığı söz konusu olduğunda, tüketilen yiyeceklerin kalitesinin düşük karbonhidratlı veya düşük yağlı bir diyet uygulamak kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Sonuçlar, sağlıklı ve kaliteli yiyecekler seçmenin kalbi korumanın anahtarı olduğunu gösteriyor.

Son yirmi yılda, düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı diyetler, kilo kontrolü, kan şekeri ve kolesterol seviyelerinin iyileştirilmesi gibi potansiyel sağlık faydaları nedeniyle revaçta olsa da bu durum, bu diyetlerin kalp hastalığı riskini azaltmadaki etkisi konusundaki tartışmaları sonlandıramadı. Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan Qi Sun'ın laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Dr. Zhiyuan Wu şunları söylüyor:

5
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 7 Aralık 2012 15 dk.

Birçok insan, genetiği çok tekdüze zanneder: iki ebeveynin gözleri "baskın" olarak bilinen kahverengi ise, çocukları da öyle olmak zorundadır diye düşünürler. Ancak ikisi de mavi gözlü gibi "çekinik" bir renkteyse, yavrular da mavi göz rengine sahip olabilir diye düşünürler. Ama bu doğru değildir. Mavi gözlü ebeveynlerin, kahverengi gözlü çocukları olabilir. Her ne kadar sözde esprili bir dille "sütçü-tüpçü" gibi cinsel kimliği aşağılayıcı malzemelere dönüştürülse de, modern genetik açısından bu sözde "beklenmedik" durumlara rastlamak mümkündür. Bu makalemizde, göz rengiyle ilgili güncel bilgiler ışığında, temel genetik bilgilerini kullanarak size bunun nasıl olduğunu anlatmaya çalışacağız. Bu makalede özellikle, mavi gözlü anne-babaların kahverengi gözlü bir çocuğa nasıl sahip olabileceklerini mantıklı ve bilimsel bir şekilde açıklayacağız.

Türkiye'de ve Dünya'nın sayısız ülkesinde göz renkleri, Mendelyen özellikte genetiğe örnek olarak gösterilir. Mendelyen genetiğe uygun karakterler, tek bir özelliği, tek bir genin kontrol ettiği karakterlerdir. Liselerde buna boy uzunluğundan, saç ve göz rengine kadar sayısız örnek verilir. İşin üzücü tarafı, lisede "Mendelyen karakter" olarak verilen tek bir özelliğin bile Mendelyen karakterde olmamasıdır; hatta gerçekten çok kötü örnekler olmasıdır. Göz rengi, saç rengi, dil yuvarlama becerisi, ayak parmaklarının yapısı, saçların ön kısmındaki V şeklindeki uzantı, kulak memelerinin yapışıklığı/ayrıklığı, başparmağı bükebilme becerisi (otostopçu parmağı) ve daha nicesi... Bunların hepsi liselerde Mendelyen karakter olarak, tek bir genin baskın ve çekinik versiyonlarına (alellerine) bağlı olarak belirlendiği anlatılır. İstisnasız olarak hepsi de hatalıdır. Bunların hiçbiri tek bir genin farklı alellerine bağlı olarak belirlenmez. Hepsinde birden fazla gen belirleyici rol oynar, hatta bazılarında 8-30 farklı genin işlevi tespit edilmiştir! Dolayısıyla lisedeki basit hesaplama ile tespit edilebilir unsurlar değildir. 

170
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Aktaran 19 Eylül 2022 3 dk.

Gezegenin iklimi ısındıkça, toplu balık ölümleri de yaygınlaştı. Bu toplu ölümler, ekosistemlerin işleyişi üzerinde ciddi etkiler bırakabilir, mevcut balık populasyonunu tehlikeye sokabilir ve küresel besin miktarını azaltabilir. Eğer 21. yüzyılda küresel karbon salınımları büyük ölçüde azaltılmazsa, ölümlerin sıklaşmasıyla beraber dünyayı çok daha iç karartıcı sonuçlar bekliyor.

Bunlar; Arkansas Üniversitesi Biyoloji bölümü doktora öğrencisi Simon Tye, doçent doktor Adam Siepielski ve birkaç iş arkadaşlarının yakın zamanda yazdığı bir makalede yayımlanan bulgular. Bu makalede, 2003 ve 2013 yılında Minnesota ve Wisconsin'in göllerinde gerçekleşen 526 farklı toplu balık ölümü vakası incelendi.[1]

45
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Ensar Artun
İnceleyen8 3 gün önce
Deniz altında ve gökyüzünde geçen sahnelerde empati yeteneğimi sonuna kadar kullandığım için içim daraldı 😅 Ancak gerek prodüksiyon gerek oyunculum gerek senaryo olsun benden 7-8 arasında bir puan aldı. İzlenmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cansın Hazan Bayrak
Seslendiren 7 Eylül 2021 38:42
Doğada neredeyse hiçbir olgu, son haliyle, birdenbire var olmaz. Her zaman daha eski, daha basit, daha başka nedenlerle var olan unsurların dönüşümüyle...
40
Utku Derin
Utku Derin
364K UP
Aktaran 6 saat önce 3 dk.

Yahudi bir peygamberin adını taşıyan özel tasarlanmış bir yapay zeka programı, Kutsal Kitap arkeolojisinin en büyük buluntularından birinin yeniden incelenmesi gerektiğini öne sürüyor. "Enoch" adlı bu programla çalışan uluslararası bir araştırma ekibi, PLOS One dergisinde yayınladıkları yeni bir araştırmada Ölü Deniz Parşömenleri'nin bazılarının sandığımızdan daha eski olabileceğini düşündüğünü belirtiyor.[1]

Ölü Deniz Parşömenleri, şimdiye kadar yapılmış en dikkat çekici ve devrim niteliğindeki arkeolojik keşifler arasında yer alıyor. İlk belgeler 1946’da, Batı Şeria’daki Kumran Mağaraları’nda bulundu. Sonraki 10 yıl içinde araştırmacılar yaklaşık 15.000 parşömen ve parça topladı. Tarihçiler ve din bilimciler, M.Ö. 516 ila M.S. 70 tarihleri arasına tarihlenen İkinci Tapınak Dönemi’ne ait olduğu düşünülen bu belgeler üzerinde yıllarca çalışmaları sonucunda antik Yahudi ile erken Hristiyan yaşantısına dair değerli bilgiler öğrendiler.

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Mart 2013 11 dk.

Aşağıda verdiğimiz görselde, Charles Robert Darwin'in Türlerin Kökeni isimli kitabına eklediği tek görseli görebilirsiniz. Gerçekten de, Köken'i okuyacak olursanız, 600 civarı sayfalık kitapta sadece bu figürü göreceksiniz. Bu, Darwin'in Evrim Kuramı'nın bilim camiasına ve tüm insanlığa ilanı sırasında kullanmayı seçtiği tek görseldir. Bu yüzden, birçok şeyi anlatması beklenir ki gerçekten de öyledir.

Evrimle ilgili düşülen en yaygın hata, türlerin birbirlerine dönüştüğünün sanılmasıdır. Hele ki bu hataya daha da sık olarak aynı dönemde yaşamış türlerin birbirlerine dönüşümü, yani "zincirsel" bir evrim olarak düşülmektedir. Eğer şu görselimize bakacak olursanız, bu durum oldukça net izah edilmektedir. Evrim zincirsel bir süreç değildir; dallanarak ilerleyen ve bir "ağaç" ile sembolize edilebilecek bir süreçtir.

237
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Asaf Güven
Üye 6 gün önce 1 Cevap
Bu kitabı bir çok yapay zekaya attığımda ve "oku, değerlendir, eleştir ve eleştirilerin üzerine puanla" dediğimde ortalama verilen puan (10 üzerinden değerlendirmelerde) 9.0 oluyor. Ancak bu kitabı insanlara da ulaştırmak istiyorum. (Yayınlatmak anlamında değil, değerlendirmeleri anlamında) bunu nasıl yapabilirim?
170 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 24 Haziran 2013 1 dk.

Hayır, bu başlık, yazarımızın kafası (biraz) iyiyken atılmış bir başlık değildir! Ne biz yanlış yazdık, ne siz yanlış okuyorsunuz.

Bilimsel arenada Uruba lugens olarak isimlendirilen, halk arasında "sakız ağacı iskeletleştiricisi" ya da daha isabetli olarak "çılgın şapkacı tırtılı" olarak bilinen bu tür, Avusturalya ve Yeni Zelanda'da bulunmaktadır. İlginç görüntülerinin aksine, esasında sevilen bir hayvan değildir, çünkü sürüleri, okaliptus ağaçlarına zarar vermektedir, bu yüzden bir "zararlı" olarak görülürler.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 28 Aralık 2 dk.

Bir çocuğun ilk kez cep telefonu hediyesi aldığı an, birçok ebeveyn için endişe kaynağıdır. Akıllı telefon kullanımına bağlı riskler hakkındaki kaygılar nedeniyle birçok ebeveyn çocuğuna cep telefonu almayı olabildiğince ertelemeye çalışır.

Araştırmalara göre, zorunlu ortaöğretimin ilk yılında 13-14 yaşındaki tüm öğrenciler zaten bir cep telefonu almış oluyor. Bu durumun farkında olan University of the Basque Country araştırma ekibi, çocukların kullandığı dijital cihazlar ve bunları hangi amaçlarla kullandıklarını ilköğretimin son yılından itibaren, yaklaşık 11-12 yaşlarındayken incelemeye karar verdi. Araştırma ekibininden Eneko Tejada şöyle anlatıyor:

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Kuzey Kutbu'nda bahar gelince milyonlarca kuş yavrularını büyütmek için bir araya geliyor. Bu dönemde her yerde yavru kuşların cıvıltıları duyulur ve tüylerle kaplı minik yavruları her yerde görebilirsiniz. Bu durum, 73 milyon yıl önce de aynıydı. Bu hafta Science dergisinin kapağında yer alan bir makale, kuşların kutup bölgelerinde yuva yapmasına dair bilinen en eski örneği belgeliyor.[1] Makalenin baş yazarı ve Princeton Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Lauren Wilson, şöyle anlatıyor.

Wilson, bu makalenin Alaska Fairbanks Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tez çalışması sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor. Alaska'daki bir kazı alanından toplanan düzinelerce minik fosilleşmiş kemik ve dişi inceleyen Wilson ve ekibi, dinozorların da bu topraklarda dolaştığı dönemde Kuzey Kutbu'nda üreyen farklı kuş türlerini tespit etti. Bunlar arasında dalgıç kuşlar, martı ve ördek ve kaz gibi kuşlara benzeyen birkaç kuş türü vardı. Makalenin yazarlarından Alaska Üniversitesi Kuzey Müzesi direktörü ve Wilson'ın yüksek lisans tez danışmanı Pat Druckenmiller, çalışmayı şöyle özetliyor:

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 gün önce
Cambridge Üniversitesi'nden Dr. Chris Macdonald, en yaygın korku olan toplum önünde konuşma fobisini yenmek için sanal gerçeklik platformu geliştirdi. Platform, akıllı telefonları VR gözlüğüne dönüştüren düşük maliyetli bir yöntemle herkesi erişilebilir hale getiriyor. Tek 30 dakikalık seansta bile kullanıcıların güven seviyelerini önemli ölçüde artırdığı klinik olarak kanıtlandı. 

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Karip
Umut Karip
184K UP
Yazar 24 Şubat 2024 23 dk.

Sihirli mantarlar (İng: "magic mushrooms") olarak anılan mantarlar, metaboliti yani metabolizması tarafından üretilen kimyasal bileşiği psilosibin (4-fosforiloksi-N,N-dimetiltriptamin) olan mantarlardır. Bu mantarlar, şapkalı mantar türlerini içinde bulunduran bazidiyomisetler (İng: "basidiomycetes") mantar grubunda yer alır. Genel kanının aksine, bir veya birkaç tane sihirli mantar türü yoktur: Sihirli mantarlar, 200'den fazla farklı mantar türünü içerir! Bu mantarların içerdiği psilosibin miktarları türe, mantarların yetiştiği ortama ve tükettiği besinlere göre değişiklik gösterir.

Psilosibin içeren mantarların insanlar tarafından 5,3 milyon yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. Sihirli mantarlar, tarih boyunca çeşitli amaçlarla kullanıldığı gibi, çeşitli isimlerle de anılmıştır. Örneğin, dini ve iyileştirici ritüellerinde sihirli mantarları kullanan Güney Amerikalı Aztek yerlileri, bu mantarlara "Tanrı'nın eti" anlamına gelen "teonanacatl" adını vermiş ve mantarları "kutsal" kabul etmiştir. Bu isim, bu mantarların doğada bulunan sıradan mantarlardan farklı şekilde konumlandırıldığını, aynı zamanda manevi boyutlarının da bulunduğunu göstermektedir. Bu anlamda enteojen (İng: "entheogen") olduğu söylenebilen sihirli mantarlar, ruhani amaçlarla ritüellerde veya dini bağlamlarda kullanılmaktadır.

55
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Plastik kirliliği, günümüzde çevre ve insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Denizlerin derinliklerinden besin maddelerimize kadar mikroplastiklerin varlığı, bu sorunun boyutunu gözler önüne seriyor.

Bu soruna çözüm arayan California San Diego Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, doğada çözünebilen yeni malzemeler geliştirdi.

Ekip, poliüretan köpüklerinin toprakta ve deniz suyunda biyolojik olarak parçalanabildiğini gösterdi. Bu malzemeler, bakteriler ve mantarlar tarafından besin olarak tüketilerek çevreye zarar vermeden yok olabiliyor.

Özellikle ayakkabı üretiminde kullanılan bu biyobozunur poliüretanlar, plastik atıkların azaltılmasında önemli bir adım olarak görülüyor.
İnceleme
İbrahim Burak Bayındır
İnceleyen10 23 Şubat 2023
Her şeyi sıfırdan anlamak isteyenlere, nereden başlamalıyım diye düşünenlere muazzam bir kitap. Şiddetle listenize eklemenizi tavsiye ederim.
10.0/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Kemirgenlerden Sürüngenlere
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Merve İlboğa
4 gün önce
Film
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 19 Ocak 2019
Uydurma gerçekler bilim için fazlasıyla zararlıdır; çünkü uzun süre varlıklarını korurlar. Az kanıtla desteklenen uydurma görüşlerse pek zararlı değildir, çünkü onları çürütmekten herkes keyif duyar.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
27
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Serdar Çakmak
Mimarım, bilim-felsefe araştırmacısı, yapay zeka uzmanıyım 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Herkes konuya dair birçok yorum yapmıştır internette: Ve evet insanın "keşfetme arzusu" ve bizzat bilmek istediği şeyleri öğrenme tutkusunu kamçılayan bitmeyen "merakı" baş aktördür. Fakat bahsettiğiniz sorunun cevabı açık bir biçimde "Sömürme tutkusudur" Başka hiçbir şey değil.

Amerika kıtasının keşfi denilen keşif, Dünya'nın diğer bilinmeyen yerlerini keşfedelim ve bilime katkı sunalım, coğrafya ufkumuz genişlesin amacıyla yapılmadı. Dönemin Avrupası Afrika'yı an ve an sömürüyordu. Köle ticareti almış başını gidiyordu. Daha çok maden, daha çok ganimet için Avrupa'nın önemli imparatorlukları deniz filolarına çok yüksek harcamalar yapıyordu. Doğu, uzakdoğu, özellikle Hindistan ve çevresinin baştan başa sömürülmesi de doğrudan bu konuyla ilgilidir.

Ve elbette sadece sömürmek değil; özellikle ağır işlerde çalıştırılmak üzere kas gücünü karşılayacak ve canları feda edilecek kölelere ihtiyaçları vardı. Gemi gemi köleler getirildi Avrupa'ya; veya özellikle sömürülen topraklarda çalıştırılmak üzere gemilerle köleler götürüldü.

Tüm Reklamları Kapat

Sorunuza dönelim: Neden? Neden buradaki yerli halk kalkıp başka yerleri keşfetmeye çalışmıyor?

Muhtemelen tüm homo ailesinin akrabalarının yaptığı gibi başka yerlere göçüp giden aileler kabileler veya bireyler olmuştur. Ancak coğrafi keşif uygarlık düzeyinde gelişmiş bir toplumun eylemidir. Ufak bir topluluk veya kabile de keşfeder ama nasıl: göç ederek yeni yere gider ve kendi evini ebediyen terk eder. Göç ve keşif başka şeylerdir.

Amerika kıtasının keşfi hikayesini herkes biliyordur zaten bu kısmı geçiyorum. Ancak keşif sonrası maden çıkarma, orman kesimleri gibi birçok faaliyet için Afrika'dan akın akın köle bölgelere taşınmıştır. Bölge halkları ya köleleştirilmiş ya da yerlerinden katliamlar ile sürülmüştür.

Uygarlık tarihimiz pek de güzel değil. Sömürmek, istila etmek ve aç gözlülük üzerinde yürüyor. Doyumsuz krallar, imparatorlar ve tiranlar ile dolu. İmparatorluklar ve monarşi sonrasında ve feodallerin devrinin peşine sanayi devrimi sonrası kapitalizm sürecinde ise bu artık zirve yapmıştır. Bahsettiğiniz Avustralyalı veya Amerikalı yerlilerin başka coğrafyalardan gidip "daha çok" altın toplamak, daha değerli mücevherler üretmek için daha çok maden çıkarmak, bankalarını daha zenginleştirmek, sürekli tüketimi besleyecek daha çok sanayi ürünü üretimi için daha çok hammadde ve köle elde etmek gibi "dertleri" yoktu. Aksine yerli halk bunlara önem vermezdi. Değer yargıları farklı idi. Kolomb yanlış hatırlamıyorsam kendi el yazılarında bunu not etmişti.

Tüm Reklamları Kapat

Özetle günümüz modern dünyasının kök aldığı geçmişin doyumsuz keşif serüveninin değer ve ahlak anlayışı ile Amerika ve Avustralya'daki yerli halkların değer ve ahlak anlayışları çok farklı hatta taban tabana zıttır. İlkel gördükleri toplumlar birçok açıdan o dönemin Avrupalılarından moderndi ve çok daha insaniydi (günümüz değer felsefesinde tanımlı insan değerlerine daha yakındı).

Günümüz dünyasında modernizm ve demokrasi maskeleri altında aynı vandallıklar devam ediyor ne yazık ki...

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İzmir₺9.000,0015 Haziran
Sanat, Origami ve Matematik: Geometrik Bir Yolculuk
15 Haziran 2025 15:00 tarihinden 22 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Bu etkinlik, sanat, origami ve matematik arasındaki derin bağı keşfetmeyi amaçlamaktadır. Sanatın estetik ve yaratıcı yönü ile matematiğin analitik ve sistematik yapısını bir araya getirerek, katılımcılara farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir. Altın oran, simetri, fraktallar ve mandala çizimi gibi konularla matematiğin sanattaki izlerini takip edeceğiz. Origami ile Platonik cisimleri katlayarak geometrik yapıları anlamlandıracağız. Düğüm teorisi ve yüzeyler üzerine çalışmalar yaparak matematiğin geometrik topoloji alanındaki konulara odaklanacağız.

Katılımcılarla birlikte, soyut matematiksel kavramları uygulamalı çalışmalarla deneyimleyerek teorik bilgileri sanatsal ve uygulamalı çalışmalarla pekiştireceğiz. Analitik ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek isteyen herkes için ilham verici bir etkinlik!

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close