Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Eylül 2020 6 dk.

Canlılar, zaman içinde değişiyorlar. Bu, Antik Yunan zamanından beri fark edilmiş bir gerçek. Ancak bu değişimin boyutları ve nasıl yaşandığının keşfedilmesi 2 milenyum kadar sürdü ve Charles Darwin tarafından yapıldı. Hatta o bile, genlerden bihaber olduğu için tam olarak doğru bir izah geliştirememişti; ancak öngördüğü birçok tespit, genetik biliminin ortaya çıkmasıyla tamamen doğrulandı ve Darwin'in ne kadar büyük bir bilim insanı olduğu anlaşılmış oldu.

Bugün biliyoruz ki canlılardaki değişim, 2 şekilde oluyor: Bunlardan ilki, bir bireyin ömrü içindeki değişimler, yani gelişim. Doğumunuzdan ölümünüze kadar geçen süredeki bütün değişimler bu kategoride değerlendiriliyor. İkincisi ise, popülasyonların nesiller içindeki değişimi, yani evrim. Bir türü tanımlayan özelliklerin ve bu özelliklerin dağılımının tek bir nesil geçtikten sonraki en ufak değişimleri bile evrimsel değişim kapsamına giriyor.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Evrim, kör bir şekilde işleyen doğal bir süreçtir.
Kaynak: Evrenin Karanlığında Evrimin Işığı
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 18 Temmuz 46 dk.

Katatoni; anormal hareketler, anormal davranışlar ve içe kapanma ile karakterize karmaşık bir nöropsikiyatrik sendromdur. Bu durum, hastaların çoğunlukla hareketsiz ve sessiz kalmalarından bazen de aşırı ajitasyon ve hareketlilik göstermelerine kadar oldukça geniş bir yelpazede belirtiler sergilemelerine neden olur.

Katatoninin etiyolojik temelleri hâlâ anlaşılamamış olmasına rağmen genellikle sayısız psikiyatrik ve tıbbi durumla ilişkilendirilmektedir. Katatoni; özellikle şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon ve bazı nörolojik hastalıklarla birlikte görülebilir. Bu durumların her biri katatoni belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir ve belirtilerin şiddeti ile tipi hastadan hastaya büyük farklılıklar gösterebilir.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmet Ensar Artun
İnceleyen8 1 gün önce
Deniz altında ve gökyüzünde geçen sahnelerde empati yeteneğimi sonuna kadar kullandığım için içim daraldı 😅 Ancak gerek prodüksiyon gerek oyunculum gerek senaryo olsun benden 7-8 arasında bir puan aldı. İzlenmesini kesinlikle tavsiye ediyorum.
8.3/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Furkan Sağlam
Yazar 5 Ağustos 2023 11 dk.

Fizikte uzay, genellikle üç boyutlu geometrik bir yapıyı veyahut nesneyi ifade etmek için kullanılır. Bazı durumlarda zamanın da dahil edilmesiyle dört boyutlu hatta on bir boyutlu bir yapı olarak tanımlanabilir. Fizikteki uzay boyutları, deney ve gözlemlerle örtüşecek biçim ve miktarda olmak zorundadır. Ancak matematikte durum farklıdır: Matematikte, istenen herhangi bir sayıda boyut tanımlanabilir.

Bu makalede fizik, matematik ve mühendislik alanlarında sıklıkla kullanılan uzay tanımlarını kısaca vererek, en önemlilerinden biri olan Hilbert Uzayı'nın ne anlam ifade ettiğini anlatmaya çalışacağız.

30
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Ufuk Derin
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Kuzey Kutbu'nda bahar gelince milyonlarca kuş yavrularını büyütmek için bir araya geliyor. Bu dönemde her yerde yavru kuşların cıvıltıları duyulur ve tüylerle kaplı minik yavruları her yerde görebilirsiniz. Bu durum, 73 milyon yıl önce de aynıydı. Bu hafta Science dergisinin kapağında yer alan bir makale, kuşların kutup bölgelerinde yuva yapmasına dair bilinen en eski örneği belgeliyor.[1] Makalenin baş yazarı ve Princeton Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Lauren Wilson, şöyle anlatıyor.

Wilson, bu makalenin Alaska Fairbanks Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tez çalışması sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor. Alaska'daki bir kazı alanından toplanan düzinelerce minik fosilleşmiş kemik ve dişi inceleyen Wilson ve ekibi, dinozorların da bu topraklarda dolaştığı dönemde Kuzey Kutbu'nda üreyen farklı kuş türlerini tespit etti. Bunlar arasında dalgıç kuşlar, martı ve ördek ve kaz gibi kuşlara benzeyen birkaç kuş türü vardı. Makalenin yazarlarından Alaska Üniversitesi Kuzey Müzesi direktörü ve Wilson'ın yüksek lisans tez danışmanı Pat Druckenmiller, çalışmayı şöyle özetliyor:

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 7:11
Gece yarısı vızıltısıyla bizi uykumuzdan eden veya soktuktan sonra bizi kaşıntılar içinde bırakan sivrisineklerle o bilindik deneyimleri yaşamayanımız...
4
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Nisan 2014 44 dk.

Birçoğumuzun düşünmeden kullandığı, tanımlar yapıştırdığı, bilimin bu konudaki tutumlarından bihaber olarak yorumlar getirdiği bir konudur hastalıklar. Kafamıza göre, bize uygun gelmeyen her sağlık durumunu "hastalık" olarak nitelendirmeyi pek severiz. Kolaydır çünkü bizden olmayanı "hasta" olarak görmek. Hele ki "norm" olarak kabul edilen; aslında birkaç on yıllık bir dilime vurulduğunda son derece değişken olduğu anlaşılabilecek "genel geçer" sandığımız ve aslında olmayan durumlara göre değerlendiririz insanları.

Bir zamanlar dişilerin erkekler gibi kotlar, gömlekler giyinmesi anormaldi ve "hastalıklı bir eğilim" olarak görülüyordu. Bugün her iş merkezinde, her spor salonunda, her halka açık meydanda böyle giyinen kadınları görürsünüz ve kimse dönüp ikinci bir defa düşünmez. Ancak bu, şu anda içerisinde yaşadığımız zamana alışık olduğumuz için pek de anlamlı bir örnek gibi gelmeyebilir; sonuçta kadınların kot-gömlek giymesi bizler için son derece normaldir. Bunun hastalık olarak görülebileceği bir zamanı hayal etmekte bile güçlük çekeriz.

107
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Nisan 2019 13 dk.

Bilim insanları, ilk defa bir kara deliğin doğrudan fotoğrafını çekmeyi başardı. Ana görselde gördüğünüz fotoğraf, bizden 53-55 milyon ışık yılı uzakta bulunan Messier 87 (ya da kısaca M87) galaksisinin merkezindeki kara deliğin fotoğrafı!

Bu müthiş başarı, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Bu yazımızda, bu soru işaretlerinin hepsini gidermeye çalışacağız.

295
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Simay Aladağ
Çeviren 1 Aralık 2019
Bu galaksinin neden parlak mavi yıldızlardan oluşan bir halkası var? Evrendeki bu güzel galaksi Messier 94 yalnızca 15 milyon ışık yılı uzaklıkta, Av Köpekleri takımyıldızının (Canes Venatici) kuzeyinde yer almaktadır. Dünya'daki astronomlar için popüler bir hedef olan sarmal gökada yaklaşık 30.000 ışık yılı genişliğindedir ve tam karşısından bakıldığında sarmal kolları geniş diskinin eteklerinden geçer. Ancak bu fotoğrafta Hubble Uzay Teleskobu'nun görüş alanı, M94'ün merkez bölgesi boyunca yaklaşık 7.000 ışık yılı boyunca uzanıyor. Bu yakın görüntü; galaksinin kompakt, parlak çekirdeğini, belirgin iç toz şeritlerini ve genç büyük kütleli yıldızlardan oluşan olağanüstü mavimsi halkayı vurgulamaktadır. Halka içerisindeki yıldızların tümü muhtemelen 10 milyon yaşından daha küçüktür. Bu da M94'ün ilham veren, gazdan hızlı yıldız oluşumu çağı yaşayan bir yıldız patlaması galaksisi olduğunu gösterir. Mavi yıldızların dairesel dalgalanması, oval madde dağılımlarının kütleçekimi ve galaksinin dönüşüyle tetiklenen ve muhtemelen dışa doğru yayılan bir dalgadır. M94 nispeten yakın olduğu için, astronomlar yıldız patlaması halkasının ayrıntılarını daha iyi keşfedebilirler.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Uyarlayan 14 Aralık 2018 2 dk.

Balina ağzının evriminde "dişsiz" bir tür keşfedildi! Bu tür 33 milyon yaşında ve hem dişli balinaların (Odontoceti), hem de dişsiz balinaların (Mysticeti) ortak atası. Aslında balinalar, tıpkı hipopotamlar, develer, zürafalar, antiloplar, keçiler ve geyikler gibi Artiodactyl (Çift Toynaklılar) takımına üyedirler. Bu yüzden balinalar, hipopotamlara ve geyiklere, atlardan ve zebralardan daha yakındırlar. Çünkü atlar ve zebralar Perissodactyl (Tek Toynaklılar) takımına üyedirler. Keşfedilen yeni tür, günümüz dişsiz balinaların uzak bir atası olduğu için kelime anlamı olarak Maiabalaena, yani "anne balina" ismi verilmiştir.

Günümüz dişsiz balinaların (Mysticeti) adı üzerinde dişleri yoktur. Ağızlarına dolan suyu süzmek için uzun, ince elastik yapıda keratin filtreleri vardır. Bu yapılara İngilizce baleen adı verilir. Diğer yandan kuzenleri dişli balinaların (Odontoceti) diğer memelilerdeki gibi dişleri bulunur. Dişli balinalara örnek kaşalot veya ispermeçet balinası olarak bilinen Physeter macrocephalus türüdür. Dişsiz balinalara örnek ise yaşayan en büyük hayvan olan mavi balina (Balaenoptera musculus) türü verilebilir. İşte Washington'da Oligosen'e ait kayaçlarda keşfedilen Maiabalaena nesbittae türü dişsiz balinanın (Mysticeti) da aslında 33 milyon önce tamamen dişsiz olduğu gözlendi. Bu da dişleri olan ilkin balinaların zaman içinde beslenme yöntemlerinden dolayı dişlerini kaybettiklerini gösteriyor. Ardından bu ilkin balinalar arasından "sucktion-feeding", yani "içine çekme" yöntemi ile beslenen bazı balinaların, önce dişlerini verim açısından tamamen kaybettikleri, ardından ise filtre işlevi gören keratin proteinleri ile evrimleştikleri görülüyor. Böylece bu beslenme yöntemi ve bulunduğu ortam sayesinde gittikçe irileştikleri anlaşılıyor. Günümümüzdeki dişsiz balinalar, "lunge feeding" adı verilen bir yöntemle ağırlıklı olarak beslenirler. Yani su içinde belli bir momentum kazanan balina, ağzını genişçe açarak büyük miktarda su alır ve ardından baleen adı verilen keratin proteinlerde dışa doğru süzülerek, içeride besin partiküllerini bırakır. Bir nevi ters sucktion feeding gibi. Bu adaptasyon için son derece elastik olan buccal (yanak) kasları evrimleşmiştir. Sonuç olarak bu çalışmadan, dişsiz balinalardaki "baleen" isimli keratin yapılı proteinler evrimleşmeden önce dişlerini tamamen kaybettikleri anlaşılıyor.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
10K UP
Gözlemi Yapan 4 saat önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi, Karacaözü Köyü'nde kaydedilmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
Puan Ver
Orjinal Adı : The Ritual
Yönetmen: David Midell
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Abdullah Kavaklı
Üye 22 saat önce 1 Cevap
Hücre döngüsünde G1 aşamasıyla S aşaması arasındaki kontrol noktasında hücrenin sitoplazma hacmi/ hücre zarı oranı belli bir eşiği geçmeden S aşamasına geçilmiyor diye biliyorum. Hücre yeteri kadar büyümemişse ya büyümeye devam ediyor ya da G0 denen tekrar bölünmenin -istisnai durumlar hariç- mümkün olmadığı bir aşamaya geçiliyor ama emin değilim.
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 21 saat önce Sen de Cevap Ver

Şizofren beyniyle dahi beyni birebir aynı değil ama aralarında gerçekten ilginç benzerlikler var. Bazı araştırmalar da bunu destekliyor. Oytun Erbaş da bu konudan bahsetmişti; şizofrenide beynin bazı bölgeleri, özellikle hayal gücü ve bağlantı kurma kapasitesiyle ilgili olanlar, aşırı aktif olabiliyor—tıpkı yaratıcı ya da “dahi” diyebileceğimiz beyinlerde olduğu gibi.

Ama buradaki kritik fark şu: dahi beyni genelde bu sıra dışı düşünceyi yönlendirebiliyor, yani hayal gücünü kontrol altında tutabiliyor. Şizofrenide ise bu sınırlar bulanıklaşıyor; düşünceler çok yaratıcı olabilir ama çoğu zaman gerçeklikten kopuk oluyor. Yani aynı ateş var ama biri onunla bir şeyler inşa ediyor, diğeri ise bazen onun içinde yanabiliyor.

Kısacası evet, bazı ortak noktalar var ama sonuçları çok farklı. Dahilik bazen “deliyle dahi arasındaki o ince çizgi” dedikleri şeye dayanıyor ya, işte bu konu tam da oraya çıkıyor.

Tüm Reklamları Kapat

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close