Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

"8D Müzik": Ambisonik Müzik, Beynimiz ve Duyma Fizyolojisi Hakkında Bize Neler Öğretebilir?

11 dakika
8,981
"8D Müzik": Ambisonik Müzik, Beynimiz ve Duyma Fizyolojisi Hakkında Bize Neler Öğretebilir? Wikimedia Commons
Binaural Kayıt Cihazı
Tüm Reklamları Kapat

İnsanların gerçekliği yapay bir şekilde üretme çabalarının bir örneği: 8D Müzik. 3 boyutlu görüntüler bize eskisi kadar yabancı değil, birçok insanın evinde 3 boyutlu görüntü sunan televizyonlar mevcut, aynı şekilde birçok sinema salonunda 3 boyutlu filmler izleyebilirsiniz. 3 boyutlu görüntülere alıştık peki ya 3 ve hatta 8 boyutlu müzik?

Devam etmeden önce, eğer daha önce karşılaşmadıysanız, aşağıdaki videoda 8D sesi tecrübe edebilirsiniz. Kulaklıklarınızla, yüksek sesle ve konsantre olarak dinlemenizi öneririz.

Burada önemli bir noktayı açıklayarak başlayalım. 2 boyutlu görüntüden 3 boyutlu görüntüye geçildiğinde değişen, aslında görüntüye katılan derinlikti. Artık ekranda izlediğimiz nesneler içinde bulundukları ortamda bir derinliğe sahipti. Peki bu düşünce çerçevesini, ses için de kullanabilir miyiz?

Tüm Reklamları Kapat

Nesnelerin sahip olduğu 3 boyut geometrik cisimler bağlamında açıklanırsa en, boy ve yükseklik şeklinde tanımlanabilir. Ses dalgaları için boyutlardan bahsettiğimizde tam olarak sesin eninden, boyundan ve yüksekliğinden bahsetmiyoruz; zira ses dalgaları gözle görünür değildir ve bu şekilde incelenemez.

Aslında sesin 8 boyutu yok. Dolayısıyla 8D müzik de yanlış bir adlandırma. 8D müzik dediğimiz, müziğin teknik karşılığı ise ambisonik müzik. Daha önceden duymuş olabileceğiniz surround müzik sistemlerinin gelişmiş bir hali diyebiliriz. Mono ve stereo kaydın aksine bu şekilde kaydedilen sesin kaynağını ön-arka, alt-üst, sağ-sol olmak üzere 3 farklı düzlemde lokalize edebilirsiniz. Stereo sistemlerde ise bu lokalizasyon yatay iki düzlem ile (ön-arka, sağ-sol) sınırlıdır. Dolayısıyla ses kayıt sistemlerinde boyut meselesi sizin bu sesin yerini daha iyi lokalize etmeniz ve bunun sonucunda daha gerçekçi -sanki sesin üretildiği ortamdaymış gibi- bir tecrübe yaşamanızdır.

“Gerçekçi” Müziğin Tarihi

Antifonal (soru-cevap) performanslar, sesin mekansal manipülasyonunun ilk örnekleri arasında gösterilebilir. Bu tarz performanslar mezmurların okunmasıyla İncil zamanlarına, Roma Katolik kiliselerinde kullanılmasıyla da 4. yüzyıla tarihlenebilir.

16. yüzyılın ortalarında Flaman besteci Adrian Willaert’in antifonal müziğin bilinen ilk bestesini ortaya koymuştur. Kullandığı tekniğe cori spezatti (İng: "split choirs", Tr.: "ayrılmış korolar") adı veriliyor. Koro ve enstrüman gruplarının farklı konumlarda bulunması ile müzik mekansal değişikliklere tabi olmuştur. Willaert’in vesperleri (rahipler tarafından seslendirilen gece duaları) karşılıklı enstrüman ve vokal gruplarını kullandığı ilk eserlerden, başka eserler de barok dönem boyunca ortaya çıkmaya devam etmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

İlk örneklerinin ardından geç barok ve klasik dönemde antifonik müziğe olan ilginin azlığına rağmen takip eden romantik dönemde birçok ünlü besteci mekansal özellikleri kullanarak müziğin teatral etkisini artırmaya çalıştı. Bunların arasında Hector Berlioz, Guiseppe Verdi ve Gustave Mahler gibi önemli isimler sayılabilir (bu sanatçıların eserlerini aynı sırada, aşağıdaki videolardan izleyebilirsiniz).

Bu konuda denemeler elektronik çağın hemen öncesinde 20. yüzyılda Ives’in mekansal deneylerinde kendine yer buldu.

20. yüzyılın başlangıcıyla beraber müziğin kayıt edilebilir hale gelmesi, radyo ve telefon teknolojilerinin ortaya çıkışı, müziğin asıl kaynağından koparılmasına ve taşınabilir olmasa bile performans alanından uzakta da dinlenebilen hale gelmesine imkân sağladı. İlk elektronik enstrüman denemelerinden Thaddeus Cahill’in Telharmonium’u üyelik üzerine telefon hatları üzerinden dinlenmeye başlandı. 200 tonu bulan ağırlığı ile bu enstrüman, ancak 3 adet açık yük vagonu ile taşınabiliyordu. Ticari bir başarı hikayesi yazmasa da elektronik müzik hikayesinin başlangıcı oldu ve takiben sizin de tanıdık bulabileceğiniz Theremin, Leon Theremin tarafından icat edildi.

İlk gerçek quadraphonic düzen (ön sağ, ön sol, arka sağ, arka sol şeklinde ses kaynağı düzeni) Stockhausen tarafından oluşturuldu ve yine Stockhausen bir küre şeklinde bir oditoryumun içinde 55 hoparlör ile sunduğu müzik deneyimi ile mekân-müzik ilişkisinin 3 boyuta ulaştığını şu sözlerle anlattı:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Müziğin içinde oturmak, müzik tarafından çevrilmek, sesin hareketini, hızını ve formunu takip ve tecrübe etmek: bunların hepsi müziğin tecrübesi için yeni bir durum yaratıyor. ‘Müzikal uzay seyahati’ önceden yaptığım yatay dairesel hoparlörün düzeninin aksine 3 boyutlu mekân tecrübesine bu oditoryumda ulaştı.

Burada açıklamak istediği nokta aslında yazının girişinde de bahsettiğimiz stereodan surround sisteme geçişi işaret eder.

Müziğin mekânsal tecrübeler bağlamında serüveni burada sonuçlanmadı, bunun üzerine birçok yenilik sadece müzisyenlerin değil birçok mühendisin, yazılımcının da katkısıyla bugünlere kadar geldi. Stockhausen’in 3 boyutundan bugünkü 8D müziğe (ambisonik) geldik.

Peki; sabit bir şekilde oturarak, sabit kulaklıklardan dinlediğimiz bu müzik nasıl oluyor da ses kaynağının hareketini tecrübe etmemizi sağlıyor?

Gece Yaşayanlar ve Duyma Yetisinin Önemi

Bunu anlamak için, biraz geçmişe gidelim. 200 milyon yıl önce ilk memeliler, büyük çoğunlukla nokturnal (gececil, gece yaşayan) canlılardı ve uyanık oldukları vaktin önemli bir kısmında görünür ışık spektrumundaki ışık dalgalarından yoksunlardı. Kısacası, karanlıkta yaşıyorlardı ve bu, dinozorların yeryüzünden yok olduğu zamanlara dek böyle sürdü.

Dinozorlar dünya yüzeyinden silindiğinde ve gündüzler daha güvenli hale geldiğinde, memelilerin gündüz vakti hareketi de daha güvenli hale geldi. Şu an etrafımızdaki birçok memeli gündüz vaktini uyanık (diurnal hayatlar sürerler) ve gece vaktini uyur halde geçirir; tıpkı insanlar gibi... Buna rağmen, 200 milyon yıl önce yaşayan o memelilerin nokturnal hayatına ait izlerini taşıyoruz. Ses çıkarma, sesin frekansını ve kaynağının konumunu saptama bize 200 milyon yıl önce yaşamış memelilerden kalan bir miras. Görmenin güç olduğu gece vakitlerinde, birbirleriyle ses çıkararak haberleşebilen memeliler için ses ve sese dair birçok özelliğin kulak ve sinir sistemi seviyesinde işlenmesi hayati bir öneme sahipti.

Bu noktada, diğer duyu organlarımızı kapsayan bir karşılaştırma ile devam edebiliriz: Görme duyumuz, retinamıza düşen ışık dalgalarının frekanslarına duyarlıdır ve aynı zamanda nesnelerin konumunun bilgisini, nesnenin tüm görme alanımız içerisindeki konumuna göre saptamamız mümkündür. Aynı şekilde somatosensör (dokunmaya ilişkin) sistemlerimiz de dokunduğumuz nesnenin uzaydaki konumuna ilişkin direkt bilgi edinir, nesnenin konumunu algılayabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Duyma durumunda ise işler biraz daha karmaşıklaşıyor, bir ses dalgası kulağımızın içine girdiğinde belirli iletim mekanizmaları ile iç kulaktaki baziler membranı (zarı) titreşir ve bu zarın titreşecek kısımları frekansa duyarlı (tonotopi) olarak belirlenir. Yani yüksek frekanslı sesler zarın belirli kısmını titreştirirken, düşük frekanslı sesler ise zarın başka bir kısmını titreştirir.

Buna bağlı olarak çıkarabileceğimiz sonuç şudur: Görme ve dokunma duyuları dış dünyanın sinyallerini direkt olarak lokalize ederken, duyma merkezimiz için böyle bir özellik mevcut değildir. Duyduğumuz sesin frekansına ilişkin bilgi direkt iken (tonotopi), sesin mekânsal özellikleri daha üst merkezlerin çalışması ile kompleks işlemler sonucu saptanabilir.

Şimdi, 3 düzlemin her biri için ayrı bir tartışma ile ses dalgalarının nasıl mekânsal bilgiye dönüştüğünü açıklayalım.

Tüm Reklamları Kapat

Baziler Membranın Tonotopik Organizasyonu
Baziler Membranın Tonotopik Organizasyonu
Encyclopedia Britannica

Bilgi Olarak Ses Dalgaları

Ses dalgalarının tanımlanmasında ve incelenmesinde birçok terim kullanılır. Bu terimlerle belirlenmiş özelliklerin değerlendirilmesi merkezi sinir sisteminde gerçekleşir. Öncelikle bu terimleri, farklarını ve lokalizasyon için önemini tartışalım.

Kulağımızın yapısı, sesin düşey düzlemde (alt-üst) lokalizasyonunda işlevseldir. Ses kaynağının başımıza göre konumuna bağlı olarak kulak kepçemiz ses dalgaları üzerinde iz bırakır ve diğer mekanizmaların aksine düşey düzlemde lokalizasyon tek kulaktan gelen bilgi (monoaural) ile sağlanabilir. Başka bir deyişle, düşey düzlemde lokalizasyon için iki kulaktan gelen bilginin karşılaştırılmasına, işlenmesine gerek yoktur.

Ses kaynağının Dikey Düzlemde Konuma Bağlı Ses Dalgalarındaki Değişim
Ses kaynağının Dikey Düzlemde Konuma Bağlı Ses Dalgalarındaki Değişim
Current Biology

Daha önemli ve etkin mekanizmalar ise, iki kulağa gelen ses dalgaları arasındaki farkların işlenmesiyle elde edilir (binaural). Bunu açıklamak için bir örnek kullanalım ve varsayalım ki kare şeklinde bir parkta, kenardaki banklardan birinde, gözlerimiz kapalı bir şekilde oturuyoruz. Parkın hemen sağ tarafımızda kalan kenarında ise başka biri oturuyor ve bir ses çıkarıyor. Bu kişinin ses tellerinin titreşmesi havadaki moleküllerin hareketine sebep olarak bir ses dalgası oluşturur. Bu ses dalgası bize ulaştığında eğer biz o kişiye değil de, tam karşımıza bakıyorsak, sağ ve sol kulağımıza gelen ses dalgalarının belirli temel farkları olur.

Birincisi, bu kişi sağ tarafımızda kalan bankta oturduğu için, oluşturmuş olduğu ses dalgaları sağ kulağımıza daha erken varır ve fark edebileceğiniz üzere ses hızı ile hareket eden dalgaların yaklaşık 10 cm uzaklıkta bulunan iki kulağa varış zamanında milisaniyelerin altında bir fark vardır. Bu farka kulaklar arası zaman farkı (İng: "interaural time difference") denebilir (KZF). Ses kaynağına yakın kulağımıza ses, daha önce gelir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri

TÜM DÜNYADA BİR MİLYONDAN FAZLA SATAN SERİDEN

Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri, Mısır piramitlerinden Guggenheim Müzesi’ne, baroktan günümüzün yeşil binalarına, mimarlık tarihindeki büyük fikirler, göz alıcı başarılar ve bunların ardındaki yaratıcı zihinlerle tanıştırıyor bizleri.
Bir binanın ne zaman sadece bir bina, ne zaman sanat olduğunu kestirebilmek, çoğu zaman bakıp geçtiğimiz binaların ardında yatan birikim ve estetiğin farkına varıp bilindik sokakları bambaşka bir gözle yürümek ve mimari tercihlerimizin yüzyıllardır yaşam tercihlerimizle nasıl örtüştüğünü görmek için harika bir rehber Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri.

Devamını Göster
₺229.00
Gerçekten Bilmeniz Gereken 50 Mimarlık Fikri
  • Dış Sitelerde Paylaş

İkinci bir fark ise kafamızın etkisi ile oluşur: Dalga boyu kafamızın çapından kısa olan ses dalgaları, kafamız tarafından bir gölgelenme etkisine maruz kalır. Kafamız, sesin kaynağı ile kaynağa uzak olan kulağımız arasında (örneğimize göre sol kulak) bir bariyer oluşturur ve bu, ses dalgasının bir kulağa diğerine göre daha şiddetli bir şekilde ulaşması anlamına gelir. Bu durumda sağ kulağımıza varan ses, sol kulağa göre daha şiddetlidir. Buna kulaklar arası şiddet farkı (İng: "interaural level difference") denir (KŞF). Ses kaynağına yakın kulağımıza ses, daha şiddetli gelir.

1900’lerin ikinci yarısında yapılan çalışmalarla beraber, KZF ve KŞF’nin öneminin aslında belirli frekanstaki ses dalgalarıyla sınırlı olduğu anlaşıldı. KŞF ses dalgasının dalga boyu arttıkça önemini yitirir, KZF ise bahsettiğimiz üzere milisaniyelerin bile altında kalır, bu da merkezi sinir sisteminin çözümleme gücünün çok altındadır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. Yüksek frekanslı seslerin lokalizasyonu KŞF ile, düşük frekanslı seslerin lokalizasyonu ise KZF’nin etkisi olsa da temel olarak, kulaklararası faz farkı (KFF) ile belirlenir.

Bilginin İşlenmesi

Görüldüğü üzere tek kulak (monoaural) veya iki kulakla (binaural) elde edilen bilgiler, ses dalgalarının temel özelliklerini kullanılır. Bu ses dalgaları dış-orta ve iç kulakta ilerler ve iç kulakta çekiç-örs-üzengi kemiklerini sırasıyla titreştirir. Üzengi kemiği en sonda oval pencereyi kaplayan membrana bitişik halde bulunur ve bu membranı titreştirir. Bu membranın hareketi, koklear organın içindeki sıvıyı hareket ettirir. Bu sıvının hareketi, koklear organ içindeki baziler membranı hareket ettirir. Bu zarın üstünde kıl hücreleri bulunur. Kıl hücrelerinin üstünde ise saça benzer yapılar vardır. Baziler membran titreşince, saç hücreleri de hareket eder. Bu hareket, kıl hücrelerinin zarında bulunan belirli iyon kapılarının açılmasını sağlar. Bu kapıdan içeriye, hücrenin etrafında bulunan iyonlar (elektrik yüklü parçacıklar) girer ve bu iyonların hareketi, aksiyon potansiyeli denen hücreler arası bir elektrik akımı oluşturur. Aksiyon potansiyeli oluştuktan sonra artık bilgi, ses dalgalarının değil, nörolojinin dilindedir.

Baziler Membranın Üzerindeki Saç Hücreleri
Baziler Membranın Üzerindeki Saç Hücreleri
İşitme Fizyolojisi Blog

Şunu unutmayalım: Sesin hareket ettiği mekanlar onun belirli özelliklerini değiştirse de, sinir sistemimiz için gerekli olan KZF, KŞF ve KFF bilgileri korunur. Örnek olarak şunu söyleyebiliriz: Sağ kulağımıza daha erken gelen ses dalgası, aynı şekilde koklear organdaki sıvıyı da daha önce hareket ettirir. Buna bağlı olarak kıl hücrelerinin hareketi ve aksiyon potansiyeli oluşumu da o kulakta daha önce oluşur. Sonuç olarak, beynimizdeki işitme merkezleri hangi kulağa sesin daha önce geldiğini ayırt edebilir.

Bu noktada, canlının dış ortam ile ilişkisini bir bilgi alışverişi olarak incelemek oldukça yararlı olacaktır. Bulunduğumuz çevrede birçok sinyal vardır, bu sinyallerden bazılarını işleyebilirken bazılarını işleyemeyiz. Mesela belirli frekans aralıklarındaki ses ve ışık dalgalarını, ortamın sıcaklığını ayırt edebiliriz; çünkü bunları anlayabilecek reseptörler (alıcılar) vücudumuzda bulunur. Diğer tarafta ise, bizim için önemi olmayan veya daha az önemli olan birçok sinyal de vardır.

Bu bağlamda düşünürsek, ses dalgası da bizim için bir bilgidir ve biz, yani hücrelerimiz, bu bilgiyi anlayabilmek için belirli tercüme aşamalarına ihtiyaç duyarız. Dış ortamda maddelerin hareketinden ibaret olan ses dalgası, kulağımızın içinde aksiyon potansiyeline dönüşür. Sinir sistemimiz belirli hücreler arası bağlantılar (sinaps), biyokimyasal sistemler aracılığıyla ham haldeki bu bilgiyi işleyip karşılaştırarak gerçeklik algımızı oluşturur.

Binaural Kayıt

Birçok sinemada ve konser salonunda dinlediğimiz müzik, oldukça gelişmiş bir dinleme tecrübesi sunuyor; ancak bunların hiçbiri, binaural kayıt kadar gerçekçi bir tecrübe sunmuyor. Binaural kayıt yapmak ve bu tarzda içerik üretmek için, insan kafasına neredeyse birebir benzer bir cihaz ile kayıt yapmalısınız. Bu kayıt cihazının kulakları da dahil olmak üzere bütün detayları, kafa anatomimize benzer bir şekilde üretilmiştir. Bunun sebebi, kafatasımızın ve kulaklarımızın anatomisine ilişkin birçok özelliğin-bahsettiğimiz gibi- ses dalgalarının sinir sistemimiz tarafından yorumlanmasındaki elzem görevidir.

Binaural Kayıt İçin Baş ve Üst Vücut Maketi
Binaural Kayıt İçin Baş ve Üst Vücut Maketi
Wikimedia Commons

Bu şekilde kaydedilen ses, kayıt anında bulunan mekânın seslerini oldukça gerçekçi bir şekilde tecrübe etmemizi sağlar ancak mevzu bununla sınırlı değil. Aynı şekilde bilgisayar ortamında oluşturulan ses kayıtları da KZF, KŞF ve KFF gibi özellikleri belirleyerek ses kaynağının etrafımızda hareket etmesini, alçalıp yükselmesini, yer değiştirmesini sağlayabilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 10
  • Muhteşem! 8
  • Merak Uyandırıcı! 7
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Bilim Budur! 3
  • İnanılmaz 3
  • Güldürdü 1
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/12/2024 07:46:21 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8902

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Işık
İspat Yükü
Olumsuz
Diyabet
Moleküler Biyoloji
Endokrin Sistemi
Nöron
Kurbağa
Fizyoloji
Dünya Dışı Yaşam
Uzay Aracı
Metal
Doğru
Kanser Tedavisi
Toprak
Coğrafya
Doku
Kahve
Doğum
Tehlike
Cinsellik Araştırmaları
Yatay Gen Transferi
Fobi
Odontoloji
Biyoteknoloji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ö. Orhun, et al. "8D Müzik": Ambisonik Müzik, Beynimiz ve Duyma Fizyolojisi Hakkında Bize Neler Öğretebilir?. (19 Haziran 2020). Alındığı Tarih: 5 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8902
Orhun, Ö., Bakırcı, Ç. M. (2020, June 19). "8D Müzik": Ambisonik Müzik, Beynimiz ve Duyma Fizyolojisi Hakkında Bize Neler Öğretebilir?. Evrim Ağacı. Retrieved December 05, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8902
Ö. Orhun, et al. “"8D Müzik": Ambisonik Müzik, Beynimiz ve Duyma Fizyolojisi Hakkında Bize Neler Öğretebilir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 19 Jun. 2020, https://evrimagaci.org/s/8902.
Orhun, Ömer. Bakırcı, Çağrı Mert. “"8D Müzik": Ambisonik Müzik, Beynimiz ve Duyma Fizyolojisi Hakkında Bize Neler Öğretebilir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, June 19, 2020. https://evrimagaci.org/s/8902.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close