1977: Arkelerin Keşfi
Francis Crick’e yazdığı, 24 Haziran 1969 tarihli mektubunda, Illinois Üniversitesi Mikrobiyologu Carl Woese, “evrim bilgimizi zamanda bir milyar yıl kadar geriye uzatmak için hücrenin iç fosil kalıntısını”, spesifik olarak hücrenin okuma sisteminin RNA’sını, kullanmak istediğini belirtmişti. Çok geçmeden Woese’un ekibi laboratuvarda RNA dizilimini düzgün bir şekilde elde etti.
Protokol, radyoaktif küçük altbirim (16S veya 18S) ribozomal RNA’nın parçalanması ve iki boyutlu elektroforezini içeriyordu. Röntgen filmine aktarıldığında, ayrılmış parçacıklar özgün bir parmak izi oluşturuyordu, Woese beneklerin pozisyonunu dikkate alarak filmleri yorumluyordu.
1973’ten 1977’ye kadar Woese’un laboratuvarında doçent olarak çalışmış, şimdi ise Houston Üniversitesinde biyoloji ve biyokimya profesörü olan George Fox, “Kelimenin tam anlamıyla her gün o parmak izlerinin karşısında oturdu ve onları inceledi.” diyor. Beneklerin ikinci ve üçüncü parçalanmasından sonra Woese and Fox oligonükleotit parçacıklarının dizilimlerini tespit ettiler –her biri yaklaşık 6 ile 14 nükleotit uzunluğundaydı- ve 80 kolonluk IBM'in delikli kartlara kaydettiler. Sonra ekip, Fox’un geliştirdiği bir bilgisayar programını kullanarak her organizmanın dizilim kayıtlarını karşılaştırdı.
Parmak İzi: Carl Woese tarafından üzerine notlar düşülen bu röntgen filmindeki parçalanmış küçük altbirim ribozomal RNA’ların “parmak izleri”, Woese’un üç yaşam alanını keşfetmesini sağlamıştı. Görsel hakkı: NORMAN R. PACE, JAN SAPP, AND NIGEL GOLDENFELD. PNAS, 109:1011–18, 2012
Fox, “O beneklerin her biri bir yapbozdu. Aynı yapbozu birçok kez yaparsanız, artık onu tanımaya başlarsınız.” diye açıkladı. Başlangıçta araştırmacılar, laboratuvarda hazır bulunan bakteri cinslerinden ribozomal RNA dizilimi çıkardılar, Woese da filmde tekrar tekrar görünen hep o aynı benekleri bekler oldu. Fakat sonra laboratuvarın metanojen –metan üreten bu mikroorganizmalar o zamanlar iyice incelenmiş değillerdi- yetiştirme kabiliyeti, onları beklenmedik bir keşif anına ulaştırdı.
“O ilk metanojen çalışmasını yaptığımızda Woese verileri incelemeye başladı ve birdenbire bulmayı beklediği şeyleri göremedi.” diyor Fox. Woese, o zamanlar bakteri olarak bilinen iki metanojen türünün parmak izlerinde iki belirgin beneğin olmadığını hemen fark etti. İkinci incelemede, bu türün daha önce incelenen bakterilerin tümünde bulunan parçacıklara da sahip olmadığı ortaya çıktı. Bu organizmaların farklı bir gruba ait oldukları açıktı.
1977’de Woese ve Fox, içinde 13 türün parçacık kayıtları arasındaki ilişkileri gösteren bir tablonun da olduğu, dönüm noktası niteliğindeki bir makaleyi PNAS’te yayınladılar. Veriler, Woese ve Fox’un “urkingdom* (ilkelalem)” diye tanımladıkları üç farklı grubu ortaya çıkardı: öbakteriler, arkebakteriler ve urkaryotlar (ökaryotların varsayılan ataları için kullanılan isim). Bazı bilim insanları, alışılagelmiş ikinin yerine üç ilkelaleme karşı ayak direseler de üç yaşam alanı –arkeler, bakteriler ve ökaryalar- sonunda yaygın olarak kabul edilmiş oldu.
Büyük miktarlardaki genomik verinin son zamanlarda daha erişilebilir olmasıyla birlikte, bazıları şimdilerde üç alanlı yaşam ağacını hiçe sayarak yalnız bakteriler ve arkeler alanlarının yer aldığı, ökaryotların ise arkelerin bir dalı olarak verildiği bir ağacı destekliyorlar. Ancak Woese’un üç alanı da biyoloji öğretisindeki kalelerini henüz kaybetmiş değil.
Fox, farklı bir teknik kullanılmış olsaydı, arkelerin gözden kaçıp kaçmayacağını merak ediyor. Parmak izi “aslında modern dizileme kullanılsaydı alabileceğiniz çıktıdan çok daha siyah-beyaz bir çıktı” veriyordu, diyor. Bugün bilim insanlarının kullandığı kimlik karşılaştırma yüzdesiyle “arkeler, muhtemelen sadece tuhaf bir bakteri nişi olarak düşünülürdü.”
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
*Urkingdom, “en eski, ilkel” anlamlarındaki ur- ön eki ile “alem” anlamındaki kingdom sözcüğünün birleşimidir. (Ç.N.)
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Scientist | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 17:27:10 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3039
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Scientist. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.