Denisovalılar, 160.000 Yıl Boyunca Tibet Platosunda Hayatta Kaldı!

Nature dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, deniz seviyesinden 3.280 m yükseklikteki bir Tibet mağarasında bulunan kemik kalıntıları, eski bir insan grubunun burada binlerce yıl boyunca hayatta kaldığını gösteriyor.^[1]

Denisovalılar; Neandertaller ve Homo sapiens ile aynı zamanlarda ve aynı yerlerde yaşamış, soyu tükenmiş eski bir insan türüdür. Arkeologlar tarafından şimdiye kadar sadece bir avuç Denisova insanı buluntusu keşfedilmiştir. Soylarının ne zaman tükendiği de dahil olmak üzere bu grup hakkında çok az şey biliniyor, ancak hem Neandertaller hem de Homo sapienslerle çiftleştiklerine dair kanıtlar var.

Çin Lanzhou Üniversitesi, Danimarka Kopenhag Üniversitesi, Çin Bilimler Akademisi Tibet Platosu Araştırma Enstitüsü öncülüğünde, Reading Üniversitesi'nin de dahil olduğu bir araştırma ekibi; Denisovalıların yaşadığı bilinen iki yerden biri olan yüksek rakımlı Tibet Platosu'ndaki Baishiya Karst Mağarası'ndan 2.500'den fazla kemiği inceledi.

Ekip, yaptıkları araştırmada yeni bir Denisova fosili tanımladı. Analizleri, türün yaklaşık 200.000 ila 40.000 yıl öncesinde buz çağı da dahil olmak üzere Tibet platosunun değişen iklim koşullarında hayatta kalabildiklerini gösterdi. Çalışmanın ortak yazarlarından Reading Üniversitesi zooarkeologu Dr. Geoff Smith şunları söylüyor:

Denisovalıların çeşitli hayvan türlerini avladığını, parçaladığını ve yediğini tespit edebildik. Çalışmamız, Denisovalıların davranışları ve hem yüksek rakım koşullarına hem de değişen iklimlere adapte olmaları hakkında yeni bilgiler sağlıyor. Bu olağanüstü insan türünün davranışlarını henüz yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Baishiya Karst Mağarası'ndan çıkan kemik kalıntıları, tanımlama yapılamayacak kadar çok sayıda parçaya bölünmüştü. Ekip, kemik kalıntılarının hangi türlere ait olduğunu belirlemek için hayvanlar arasındaki kemik kolajen farklılıklarından yararlanan yeni bir bilimsel yöntem kullandı. Lanzhou Üniversitesi'nden Dr. Huan Xia şunları söylüyor:

Kütle Spektrometrisi ile Zooarkeoloji (ZooMS), genellikle göz ardı edilen kemik parçalarından değerli bilgiler çıkarmamıza olanak tanır. Bunlar, insan faaliyetleri hakkında daha derin bir anlayış sağlıyor.

Araştırma ekibi, kemiklerin çoğunun mavi koyunlara, yabani yaklara, atlara, soyu tükenmiş yünlü gergedana ve benekli sırtlanlara ait olduğunu belirledi. Araştırmacılar ayrıca dağ sıçanı gibi küçük memelilere ve kuşlara ait kemik parçaları da tespit etti. Lanzhou Üniversitesi'nden Dr. Jian Wang şöyle anlatıyor:

Mevcut kanıtlar, mağarayı kullanan türün başka insan grupları değil Denisovalılar olduğunu ve mağarayı kullandıkları zaman boyunca bulabildikleri tüm hayvan kaynaklarını verimli bir şekilde kullandıklarını gösteriyor.

Parçalanmış kemik yüzeylerinin ayrıntılı analizi, Denisovalıların kemiklerden et ve kemik iliği çıkardığını gösteriyor. Bunları alet üretmek için hammadde olarak kullanıyorlardı.

Bulunan bir kaburga kemiği ise yeni tanımlanan bir Denisova insanına aitti. Kaburganın bulunduğu katman 48.000 ila 32.000 yıl öncesine tarihlendirildi. Bu tarih, Denisovalıların modern insanların Avrasya kıtasına dağıldığı bir dönemde yaşadığını gösteriyor. Sonuçlar, Denisovalıların bu soğuk dönemlerin yanı sıra Orta ve Geç Pleistosen dönemleri arasındaki görece daha sıcak bir dönemde de hayatta kalabildiklerini ortaya koyuyor.

Kopenhag Üniversitesi'nden Dr. Frido Welker; bulunan fosil ve moleküler kanıtlar ile birlikte, Baishiya Karst Mağarası'nı da içeren Ganjia Havzası'nın yüksek rakımına rağmen Denisovalılar için istikrarlı bir yaşam alanı sağladığını vurguluyor. Welker, şöyle biritiyor:

Şimdi sorulması gereken asıl soru, Tibet Platosu'ndaki Denisovalıların soyunun ne zaman ve neden tükendiğidir.