Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Adeliade Üniversite’sinden evrimsel biyoloji uzmanlarına göre, insanlar kendilerini, binlerce yıldır hayvanlar aleminden daha zeki oldukları konusunda (aksi yönde giderek artan verilere rağmen) kandırıyorlar.... Daha fazla göster
Adeliade Üniversite’sinden evrimsel biyoloji uzmanlarına göre, insanlar kendilerini, binlerce yıldır hayvanlaraleminden daha zeki oldukları konusunda (aksi yönde giderek artan verilere rağmen) kandırıyorlar. Üniversitenin tıp bilimleri bölümünde konuk araştırmacı olan Dr. Arthur Saniotis şöyle diyor:
Dr. Saniotis, insanların üstün zekaya sahip olduğu inancının, 10.000 yıl kadar önce Tarım Devrimi’ne bağlı olarak tahıl üretimi ve hayvanların evcilleştirilmesi ile ortaya çıktığını düşünüyor. Bu inanç, insanları yaradılışın üstün türü olarak gören organize dinlerin ortaya çıkışı ile hızlı bir şekilde yayıldı. Dr. Saniotis:
Bilimsel yöntem, en azından 17. yüzyıldan bu yana bilimin gelişimini karakterize eden, Evren'e dair bilgi edinmeye yönelik, sistematik bir yaklaşımdır. Bilimsel yöntemin basamakları; genel olarak gözlem... Daha fazla göster
Bilimsel yöntem, en azından 17. yüzyıldan bu yana bilimin gelişimini karakterize eden, Evren'e dair bilgi edinmeye yönelik, sistematik bir yaklaşımdır. Bilimsel yöntemin basamakları; genel olarak gözlem yapmayı, bir hipotez oluşturmayı, deneyler yapmayı ve bu deneyler yoluyla toplanan kanıtlara dayanarak sonuçlar çıkarmayı içermektedir. Bilimsel yöntemin basamakları şunlardır:
Elbette, bilimsel yöntemin bütün aşamaları boyunca eleştirel düşünme, şüphecilik ve etik hususlar esastır. Bilim insanları, bilimsel yöntemin her bir basamağında, kanıtlarla çelişen hipotezleri bir kenara atmaya veya revize etmeye istekli olmalı ve çalışmalarını sorumlu ve etik bir şekilde yürütmelidir.
Bölüm 1 : Soruya Bilimsel olarak yaklaşımBeyindeki Kimyasal Tepkiler: Helen Fisher’ın 2005’teki fMRI çalışması, romantik aşkın öncelikle bir motivasyon sistemi olduğunu bulmuştur1. Aşık olduğumuzda beyinde neler oluyor? 2017 Harvard Medical School araştırmasına göre:Oksitosin, bağlanma ve yakınlık hislerimizden sorumlu “aşk hormonu” salgılanır.Dopamin salgılanır, bu da beynimizdeki ödül yolunu aktive eder ve aşkın “bağımlılık” kısmını oluşturur. Tüm Reklamları Kapat Norepinefrin, dopamine benzer... Daha fazla göster
Bölüm 1 : Soruya Bilimsel olarak yaklaşım
Beyindeki Kimyasal Tepkiler: Helen Fisher’ın 2005’teki fMRI çalışması, romantik aşkın öncelikle bir motivasyon sistemi olduğunu bulmuştur1. Aşık olduğumuzda beyinde neler oluyor? 2017 Harvard Medical School araştırmasına göre:
Oksitosin, bağlanma ve yakınlık hislerimizden sorumlu “aşk hormonu” salgılanır.
Dopamin salgılanır, bu da beynimizdeki ödül yolunu aktive eder ve aşkın “bağımlılık” kısmını oluşturur.
Tüm Reklamları Kapat
Norepinefrin, dopamine benzer bir hormon, aşkın ilk aşamalarında salgılanır ve bizi neşeli, enerjik ve coşkulu yapar.
Bir partnerle seks sırasında kortizol seviyeleri düşer.
Serotonin seviyeleri düşer.
Beynin Gelişim Süreci: MIT’deki bilişsel bilimciler, işlem ve hafıza gücümüzün zirveye çıktığı yaşın yaklaşık 18 olduğunu açıklıyor. İlk aşkımızı genellikle beynimizin hala gelişmekte olduğu veya bu işlem zirvesine ulaştığı bir zamanda yaşıyoruz1. Bu duygusal ve hormonal izler, sadece psikolojimize değil, biyolojimize de ömür boyu etkiler bırakır.
Tüm Reklamları Kapat
İlk Deneyimlerin Öğretici Rolü: İlk aşk deneyimimiz, genellikle hayatımızdaki diğer romantik ilişkiler için bir öğrenme süreci olarak işlev görür. İlk aşkımızdan çıkaracağımız dersler, sonraki ilişkilerimizi şekillendirebilir.[1][2]
Soruyu Biraz Değiştirelim:
Ergenlikte İlk Aşk Neden Daha Yoğun ve Unutulmaz Olabilir?
Beyindeki Kimyasal Tepkiler: Ergenlik döneminde, beyin hızla gelişir ve değişir. Bu süre zarfında, aşık olduğumuzda beyinde salgılanan kimyasallar (oksitosin, dopamin, norepinefrin vb.) daha kalıcı bir etki bırakabilir.[1]
Yeni Deneyimler: İlk aşk genellikle ergenlik döneminde yaşanır, bu da hayatın birçok kilometre taşını aşmamız gereken bir dönemdir. Bu değişikliklerin ortasında, ilk romantik ilişki yeni ve heyecan verici bir deneyim sunar ve kalıcı bir iz bırakır.
Kimlik Oluşumu: Ergenler kimliklerini oluştururken, ilk aşk önemli bir rol oynar. İlk aşk, güven, samimiyet ve arkadaşlık gibi romantik ilişkiler hakkındaki inançlarımızı ve beklentilerimizi şekillendirir.
İlk Aşkın Etkileri: İlk aşk deneyimi, ergenlerin duygusal ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Ancak, bu ilişkiler aynı zamanda istenmeyen cinsel deneyimler, istismar ve kontrol gibi sağlıksız ilişki kalıplarına da yol açabilir.[3][4]
Bölüm 2 : Duygusal olarak soruya yaklaşım (Ergenlerde ve Yetişkinlerde)
Ergenlerde:
Duygusal Bellek: Ergenlik döneminde yaşanan ilk aşk, duygusal bellekte kalıcı izler bırakır. Duygusal bellek, hayatın ilk iki on yılında en yoğundur. Bu dönemde yaşanan ilk aşk deneyimi, duygusal hafızamızda kalıcı bir yer edinir.
Beyindeki Kimyasal Tepkiler: Aşık olduğumuzda beyinde salgılanan kimyasallar (oksitosin, dopamin, norepinefrin vb.) yoğun duygusal deneyimler yaratır. Bu kimyasallar, zevk, bağlanma ve mutluluk hislerini tetikler. Bu nörokimyasal kokteyl, partnerinizi takıntılı bir şekilde aramanızı sağlayabilir.
Yeni Deneyimler: İlk aşk genellikle ergenlik döneminde yaşanır, bu da hayatın birçok kilometre taşını aşmamız gereken bir dönemdir2. Bu değişikliklerin ortasında, ilk romantik ilişki yeni ve heyecan verici bir deneyim sunar ve kalıcı bir iz bırakır.
Kimlik Oluşumu: Ergenler kimliklerini oluştururken, ilk aşk önemli bir rol oynar. İlk aşk, güven, samimiyet ve arkadaşlık gibi romantik ilişkiler hakkındaki inançlarımızı ve beklentilerimizi şekillendirir.
Bilinmeyenin Heyecanı: İlk aşk genellikle belirsizlik ve yenilik duygusuyla karakterize edilir, bu da deneyimi her şeyi kapsayan ve genellikle en iyi şekilde ezici hale getirir. Her şey birey için yeni olduğundan, ilk kez her şeyi keşfetme duygusu, beyni sürekli olarak heyecan ve cazibe ile besler.[5]
Tüm Reklamları Kapat
Yetişkinlerde
Duygusal Bellek: İlk aşk, duygusal bellekte kalıcı izler bırakır. Bu izler, hayatımızın geri kalanında romantik ilişkilerimizi ve duygusal tepkilerimizi etkileyebilir.
Beyindeki Kimyasal Tepkiler: İlk aşk deneyimi, beynimizde belirli kimyasalların salgılanmasına neden olur. Bu kimyasallar, aşkın “bağımlılık” kısmını oluşturan dopamin ve oksitosin gibi hormonları içerir.
Kişisel Gelişim ve Özgüven: İlk aşk deneyimi, kişisel gelişimi teşvik edebilir ve özgüveni artırabilir. Ancak, ilk ilişki destekleyici olmazsa, bu, özsaygımıza zarar verebilir ve gelecekteki ilişkilerimizi etkileyebilir.
Tüm Reklamları Kapat
Romantik Sonuçlar: İlk cinsel deneyimin zamanlaması, yetişkinlikteki romantik sonuçları öngörebilir. Daha geç bir ilk cinsel deneyim, yetişkinlikte daha yüksek eğitim düzeyi ve hanehalkı geliri ile ilişkilidir. Ayrıca, daha geç bir ilk cinsel deneyime sahip olanlar, genellikle yetişkinlikte daha az romantik partneri olur ve ilişkilerinde daha az memnuniyetsizlik yaşarlar.[1][6][7]
Son olarak
İlk aşk, hayatımızın en unutulmaz deneyimlerinden biri olabilir. Bu, beyindeki kimyasal tepkiler, beynin gelişim süreci ve ilk deneyimlerin öğretici rolü gibi bir dizi faktörden kaynaklanır. Ergenlik döneminde, bu etkiler genellikle daha da güçlenir çünkü bu dönem, beynin hızla geliştiği ve yeni deneyimlere açık olduğu bir zamandır. Yetişkinlerde ise, ilk aşk deneyimi duygusal bellekte kalıcı izler bırakabilir ve kişisel gelişimi teşvik edebilir. Ancak, her bireyin deneyimi farklıdır ve bu genellemeler herkes için geçerli olmayabilir. İlk aşkın etkileri, bireyin yaşadığı deneyimlere ve kişisel durumlarına bağlı olarak değişir.
Daha fazla araştırma yapmak istersen ş u yazımı incelebilirsin
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş... Daha fazla göster
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!
Çoğumuzun (en azından yazarımızın) çocukluk kahramanı John McClane’in maceralarını konu alan “Die Hard (Zor Ölüm)” serisinden haberi olmayan çok az kişi vardır diye umuyoruz. McClane, seri boyunca yüzlerce... Daha fazla göster
Çoğumuzun (en azından yazarımızın) çocukluk kahramanı John McClane’in maceralarını konu alan “Die Hard (Zor Ölüm)” serisinden haberi olmayan çok az kişi vardır diye umuyoruz. McClane, seri boyunca yüzlerce kurşundan kaçar, düşme tehlikesinden kurtulur, kırık camlardan basa basa geçer, patlayıcılardan korunur ve düşmanlarını bertaraf eder. Sayısız ölüm tehlikesine rağmen yaşamaya devam eder.
Özellikle insanın davaya adanmışlık, başarma isteği gibi erdemlere ve yenilmezlik gibi üstün meziyetlere karşı olan hayranlığını hedef alarak ticari başarı kazanan bu tip Hollywood macera filmlerinden belki de binlercesi vardır. Die Hard serisinin konu olması sadece ilk gençliğin yazarda bıraktığı kalıntı olabilir. Kötünün cezasını bulduğu, iyinin ise biraz da Hollywood alt metniyle “ilahi müdahale”ye yorabileceğimiz şansının yardımıyla, güzel ihtimallerin art arda gelmesiyle kazandığı ve şiirsel adaletin tecelli ettiği Hollywood filmleri bu manada gerçeği tam olarak yansıtıyor diyemeyiz. Kahramanın kurşun yağmurunu “sorun değil, birkaç önemsiz sıyrık dostum”la atlatması, kahramana bağlı ipin tam zamanında ucu ucuna bir yerlere takılması, o ana kadar çatır çatır çalışan tabancanın kahramanın kafasına dayandığında tutukluk yapması, tam da ihtiyacı olduğu anda birinin ona yardım etmesi bizlere oldukça düşük ihtimaller olarak gelmektedir.
Danimarkalı matematikçi ve futbolcu Harald August Bohr 22 nisan 1887'de doğdu. Bohr, 1910 yılında doktorasını aldıktan sonra, neredeyse periyodik fonksiyonlar alanını kurarak seçkin bir matematikçi oldu. Kardeşi Nobel Ödüllü fizikçi Niels Bohr'du. Bohr, 1908 Yaz Olimpiyatları'nda Danimarka milli takımında yer almış ve gümüş madalya kazanmıştır.
Oscar Wilde'ın muhteşem eserinin beyaz perdeye başarılı bir şekilde aktarılması. Eserdeki 3 karakter, Oscar Wilde'ın içinde birbiri ile savaşan kişiliklerini yansıttığını öğrendiğimde, benim için daha da değerli olmuştu bu eser. Kitap kadar filmin bu versiyonu da gerçekten çok güzel. Colin Firth genelde de beğendiğim oyunculardan biri. Başrolü üstlenen Ben Barnes ise, Dorian karakterini bence çok başarılı yansıtmış. İnsan, insanın iç çatışmaları, iyi ve kötü kavramı, gençlik ve güzellik olguları... Daha fazla göster
Oscar Wilde'ın muhteşem eserinin beyaz perdeye başarılı bir şekilde aktarılması. Eserdeki 3 karakter, Oscar Wilde'ın içinde birbiri ile savaşan kişiliklerini yansıttığını öğrendiğimde, benim için daha da değerli olmuştu bu eser. Kitap kadar filmin bu versiyonu da gerçekten çok güzel. Colin Firth genelde de beğendiğim oyunculardan biri. Başrolü üstlenen Ben Barnes ise, Dorian karakterini bence çok başarılı yansıtmış. İnsan, insanın iç çatışmaları, iyi ve kötü kavramı, gençlik ve güzellik olguları fantastik bir kurgu ile işlenmiş. İnsan kendi kendine istemsizce şu soruyu soruyor filmin/kitabın sonunda; "Sonsuza dek genç ve güzel kalmak için, ruhunuzdan vazgeçer misiniz?"
Ülkemizde de aralıklarla gündeme gelen bir konu, özellikle de hip hop ve rap gibi şarkı türlerinde geçen sözlerin şiddet, alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı gibi kötü davranışları tetikliyor olabileceğine... Daha fazla göster
Ülkemizde de aralıklarla gündeme gelen bir konu, özellikle de hip hop ve rap gibi şarkı türlerinde geçen sözlerin şiddet, alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı gibi kötü davranışları tetikliyor olabileceğine yönelik endişelerdir. Türkiye'de özellikle de gençlerin boş zamanlarında yaptıkları etkinlikler arasında en üst sıralarda yer alan müzik dinlemek geldiği, ortalama bir gencin günde 2.5 saat müzik dinlediği ve en popüler şarkıların 3'te 1'inin alkol veya uyuşturucu kullanımından söz ettiği (yani ortalama bir gencin müzik dinlediği saat başına 35 kere alkol veya uyuşturucuya maruz kaldığı) düşünülecek olursa, bu soru önem arz eder hale gelmektedir.
Dahası, rap gibi bazı spesifik müzik türlerinin özellikle hedef alınması şaşırtıcı değildir: 1990'lı yıllarda ABD'de yapılan bir araştırmada, rap türündeki şarkıların %47'sinde alkol tüketiminden bahsederken, alkolden bahsetme oranının country müzikte %13, hot-100 veya top-40 gibi listelerde %12, alternatif rock müzikte %10 ve heavy metal müzikte %4 olduğu gösterilmiştir. Ayrıca her 3 rap şarkısından 2'sinde yasa dışı uyuşturuculardan bahsedilirken, diğer şarkı türlerinde bu oran %10 dolaylarında kalmıştır. Daha net kıyaslayacak olursak: Yapılan bir araştırmaya göre, sadece pop müzik dinleyen bir genç, uyuşturucu kullanımından bahseden sözlere günde 5 defa maruz kalırken, sadece rap dinleyen biri günde 251 referansa maruz kalır. Ortalama müzik dinleyicisi için bu sayılar günde 84, haftada 591, yılda 30.732 referans düzeyindedir.
Viagra ve diğer cinsel bozukluk ilaçlarının tıp dünyasında kullanılmaya başlanması cinsellik açısından gerçekten bir devrim yaratmıştı. Belirli sorunlardan dolayı veya yaşa bağlı ereksiyon problemi yaşayan... Daha fazla göster
Viagra ve diğer cinsel bozukluk ilaçlarının tıp dünyasında kullanılmaya başlanması cinsellik açısından gerçekten bir devrim yaratmıştı. Belirli sorunlardan dolayı veya yaşa bağlı ereksiyon problemi yaşayan kişiler, artık bu soruna boyun eğmeden gerekli ilaç ve tedavilerle mutlu bir cinsel hayat yaşayabiliyorlardı.
Ancak ereksiyon problemi yaşayanlara verilen bu ilaçlar bazı kişilere bütüncül bir çözüm sunamıyor. Diğer yandan kalp-damar hastalıkları ve tansiyon gibi sorunları olan insanlara reçete edilemiyorlar.[1] Bu nedenle Viagra gibi erektil disfonksiyonu iyileştiren ilaçlardan yararlanamayan insanlar için karpuz yemek doğal ve iyi bir çözüm olabilir!
Üzgünken ağlamak çok normal ve oldukça yaygın. Muhtemelen siz de üzgün veya kızgın olduğunuz ya da hüsrana uğradığınız bir noktada ağladınız ya da birinin...
Tarzını ve görünüşünü itici bulabilirsiniz. Onu sahip olduğu fikirleri için yargılamaya da çalışabilirsiniz. Siz onu sevdikçe ya da nefret ettikçe içeriklerine ve bataklık gibi sohbetlerine gömülüp kalacaksınız. Bir süre sonra ona hak vermeye başlayacağınız konu başlıkları artacak. Geçmiş olsun artık onun fanısınız :) Her alandan ufak ufak bilgiler edinip kendi entelektüel deponuzu oluşturacaksınız. Takip edin ve destekleyin, böyla insanların sayısı çok azaldı
Tarzını ve görünüşünü itici bulabilirsiniz. Onu sahip olduğu fikirleri için yargılamaya da çalışabilirsiniz. Siz onu sevdikçe ya da nefret ettikçe içeriklerine ve bataklık gibi sohbetlerine gömülüp kalacaksınız. Bir süre sonra ona hak vermeye başlayacağınız konu başlıkları artacak. Geçmiş olsun artık onun fanısınız :) Her alandan ufak ufak bilgiler edinip kendi entelektüel deponuzu oluşturacaksınız. Takip edin ve destekleyin, böyla insanların sayısı çok azaldı.
Messier 15, 100.000’den fazla yıldızın uçsuz bucaksız bir yığınıdır. 13 milyar yaşında bir kalıntı olarak hala Samanyolu halesi içinde dolaşan 170 küresel yıldız kümesinden... Daha fazla göster
Messier 15, 100.000’den fazla yıldızın uçsuz bucaksız bir yığınıdır. 13 milyar yaşında bir kalıntı olarak hala Samanyolu halesi içinde dolaşan 170 küresel yıldız kümesinden birisidir. Yeniden işlenmiş bu net Hubble görüntüsünün merkezinde yer alan M15, Pegasus takımyıldızına doğru yaklaşık 35.000 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır. Çapı yaklaşık 200 ışık yılıdır ancak yıldızlarının yarısından fazlası merkezdeki 10 ışık yılı kadar bir alana toplanmıştır ve bu da bilinen en yoğun yıldız konsantrasyonlarından birini oluşturur. M15’in merkez yıldızlarının artan hızlarının Hubble tabanlı ölçümleri, yoğun kümenin merkezinde devasa bir kara delik bulunduğuna kanıt niteliğindedir. Ayrıca M15’in bir gezegenimsi bulutsu barındırdığı da bilinmektedir. Pease 1 ("PN Ps 1" olarak da bilinir) olarak adlandırılan bu bulutsu, görselin merkezinin altında ve biraz sağda küçük mavi bir damla olarak görülebilir.
27 Nisan 2024 11:00
tarihinden 27 Nisan 2024 21:00 tarihine kadar.
Topoloji Çalıştayı, Türkiye Matematik Kulübü tarafından düzenlenen akademik odaklı çalıştaylardan biridir. Özellikle topoloji konusuna meraklı insanları buluşturmak ve bu konuda tartışabilecekleri bir ortam oluşturmayı amaçlamakla birlikte bu konuya meraklı kişilerin konuşma vermesini teşvik etmek istiyoruz. 4. Topoloji Çalıştayı çevrim içi olarak 27 Nisan 2024 tarihinde gerçekleşecektir. Etkinliğin gerçekleşeceği tarihler arasında katılımcılar, konuşmaları Google Meet veya YouTube üzerinden canlı olarak takip edip sorular sorabilirler. Öte yandan etkinliği daha aktif bir şekilde geçirmek için kurmuş olduğumuz Discord sunucusunda, katılımcıların birbirleriyle konular hakkında konuşabilmelerini sağlamak istiyoruz.
Çalıştaya kayıt olmak veya çalıştayda konuşma vermek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Duyuruları kaçırmamak için bizi sosyal medyadan takipte kalın.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz
makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir
çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi
buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha
fazla bilgi için buraya tıklayın.
Etkinlik & İlan
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya
bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu
var?
Etkinlik & İlan Platformumuzda
paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Podcast
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından
seslendirildiğini
biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast
Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify,
iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.
Evrim Ağacı ile bilimi keşfetmeye 2024 yılında da devam edelim!
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Evrim Ağacı olarak, 2024 yılında da Türkiye'de bilim iletişimini daha da genişletmek istiyoruz. Ancak bu hedefe ulaşabilmek için sizin gibi bilimseverlerin maddi desteğine ihtiyacımız var. Reklamlar yeterli değil! Dolayısıyla sadece sizin katkılarınızla Türkiye'nin en büyük bilim platformunu daha da ileriye taşıyabiliriz. 2024 yılında da bize destek olarak bu yolculuğumuza ortak olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“
20. yüzyılın sonunda makinalara bakış açımız öylesine değişecek ki, onların düşünebildiğinden söz ettiğinizde garipsenmeyeceksiniz.” Alan Turing
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim
oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).