Zombiler ve Sinirbilim: Zombiler Bize İnsanlar Hakkında Bilgi Verebilir Mi?
Timothy Verstynen ve Bradley Voytek, “Zombiler, Zombi Koyunların Hayalini Kurar mı?” adlı kitaplarında, zombilerin beyinleri hakkında bilmek isteyeceğiniz her şeyi anlatıyorlar. Eğer bu sırada ciddi anlamda sinirbilim de öğrenecek olursanız, ne âla! Gelin Voytek ile yapılan bir röportaja kulak verelim:
Röportajdan Kesitler
Siz ve kitabın diğer yazar nasıl oldu da zombiler hakkında bir kitap yazdınız? Tabii ki bu "aşırı acil çözülmesi gereken bir sağlık problemi", fakat bu konu hakkında nörologlardan böyle bir kitap beklemezdim.
Aynen öyle! Kendinizi bir zombi kıyameti için tamamen hazır sanıyorsunuz ama sonra BAM! Gerçekten oluyor ve fark ediyorsunuz ki tamamen hazırlıksızsınız. Sahiden de çağımızın küresel endişesi bu! (Tabi yaşayan ölüler gibi bir şey aslında olmayacak; ama bu şey insanları acil durumlar için hazırlıklı olma hakkında düşündürürse, o zaman bu iyi bir şey.)
Her neyse, tüm bu komik fikir, ben ve Tim eşlerimiz ve dostlarımızla zombi filmleri izlemek için bir araya geldiğimizde başladı. Birkaç nöroloğu zombi filmi izletmek için bir araya toplarsanız, birkaç biradan sonra zombileri teşhis etmeye ve beyinlerini incelemek üzere onları zihinlerinde kesip biçmeye başlıyorlar. 2010 yazında, zombi yazarı ve hayranı, aynı zamanda Zombi Araştırma Cemiyeti'nin başkanı Matt Mogk, zombi ve sinirbilim kesişiminde bir şeyler yapmakla ilgililenip ilgilenmediğimizi görmek için benimle iletişime geçti. Tim ve benim konu hakkında daha önceden de çene çaldığımız için, teklifini kabul etmeye karar verdik.
Dürüst olmak gerekirse, yaptığımızın tamamı bir düzmece, bir dalavere. Bu, bizim, insanlara gerçek sinirbilim hakkında bir şeyler öğretmenin el altından gizli bir yolu. Bunu yapmak için hantal, çürüyen, ölü bir elbiseyi kuşandık, hepsi bu. Sinirbilimin geniş bir popülaritesi var; ama bu alanda nispeten sıradan bulguları yanlış tanıtmak ya da fazla abartmak kolaydır. Sinirbilim aynı zamanda inanılmaz düzeyde karışıktır - ki bu da bilimsel olmayan genel gerçeklik alanı durumuyla tam olarak iletişime geçmeyi zor kılıyor. Bu yüzden zombileri bir çeşit "gel-gel" olarak kullanıyoruz.
Vicdansız olsaydık, diğer bazı insanlar gibi saçmalıklarımızı satmak için sokak sokak dolaşır, sinirbilimi kullanırdık.
Biz ise sinirbilimi satmak için saçmalıkları kullanıyoruz.
İkincisini her türlü yeğlerim.
Zombilerin yardımıyla açıklayabildiğiniz şeylerin birkaçı nelerdir?
Bariz olan şeyle başlıyoruz: Zombiler neden yavaş, düzensiz yürüme şekliyle hareket eder? Neden konuşamazlar? Acıyı hissederler mi? Bu açık soruları sorma sebebimiz, daha ziyade 1.5 kilogram civarında kütleye sahip insan beyninin yaşamın karmaşıklığına nasıl sebep olabildiğini açıklama doğrultusunda bir basamak taşı olarak kullanmak.
Her bir bölüm zombilerle ilgili belirli bir davranışsal özelliği, örneğin hareketler, açlık, duygular, konuşma ve kavrama gibi konuları kapsayarak ele alıyor. İşin doğrusu, sinirbilimi acımasız bir detaya boğarak inceliyoruz; fakat beyin araştırma tarihinden (bazen oldukça tuhaf) anekdotlarla her bölüme biraz tuz biber ekmeye çalışıyoruz.
Kitabı, sinirbilime giriş niteliğinde bir metin olması amacıyla amacıyla yazdık.
Lütfen başlığı açıklayabilir misiniz: Zombiler, Zombi Koyunların Hayalini Kurar mı?
Başlık, Philip K. Dick’in güzel kitabı “Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?” adlı romanına gönderme yapıyor. Kitap, sonradan Rick Deckard’ı canlandıran Harrison Ford’un fevkalade performansıyla Ridley Scott tarafından "Blade Runner" isimli filmiyle sinemaya uyarlanmıştı.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Hikaye oldukça karmaşık; fakat kısmen, "insan olmanın" ne demek olduğuyla ilgili olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden kitabın başlığı bu şekilde seçildi. Başlık, aynı zamanda, yapay zeka içindeki bilincin hususuna yönelik bir dokundurma da içeriyor. Kitabımızda zombiler bilinçli mi değil mi, insan türüyle bağdaştırdığımız öz farkındalığın kıvılcımına sahipler mi değiller mi gibi sorulara değiniyoruz. Bunlar derin sorular. Bir yerde zihin felsefesi alanındaki en önemli sorular...
Aynı zamanda bu bir kelime oyunu da... Çünkü zihin felsefesinde, "zombiler" ya da "zombi beyinler" adı verilen bir düşünce deneyi vardır. Bunlar her açıdan senin benim gibi insan olan; ancak öz farkındalıktan, şuurdan, duyarlılıktan yoksun varlıklardır. Bu hayali varlıklara "felsefi zombi" ya da "f-zombi" denir. Başlığımız biraz da buna gönderme.
Zombi bilinçliliğinin varlığını en iyi gösteren edebi eserler hangileri? Ve en kötü gösterenler?
En iyi gösterim, Warm Bodies isimli filmden geliyor. Burada zombiler, filmin başkahramanı olan "R" isimli karakter gibi biraz daha "az bozulmuş" zombilerdir. Bu zombiler arasında zengin diyaloglar geçer, öz farkındalıkları ve ve duyguları vardır. Buna rağmen her zaman davranışlarını kontrol edemezler. Benzer şekilde, Marvel Zombi çizgi romanlarının alternatif bir evreni de kahraman ve kötü zombileri, bilincin belirtisi olan karmaşık duygu ve davranışları bulunan canlılar olarak gösteriyor. Fakat zombi filmlerinin büyük çoğunluğu, onları sersem katiller olarak gösterdiği için bunlar çok nadir örnekler sayılır.
Bu yüzden zombi bilincine karşı en kötü örneğin, zombilerle ilgili film ve kitapların neredeyse hepsi olduğunu söyleyebilirim. Kabul ediyorum, bilinci tanımlamak oldukça zor. Fakat ABD Yüce Mahkemesi yargıçlarından Potter Stewart’ın pornografi ile ilgili söylediği gibi: Birçoğumuz "bunu gördüğümüzde ne olduğunu biliyoruz". Zombiler, bu filmlerin ve çizgiromanların gösterdiği şeyler değildir.
Haitili Zombiler hakkında ne öğrendiğinizi söyleyebilir misiniz?
İnancın çok güçlü bir şey olabileceğini öğrendim. En azından çok güçlü nörotoksin ve halüsonijenlerle birleşen inancın ne kadar güçlü olduğunu öğrendim.
Kitabımızda Haitili zombilerin kültürel kökenleri hakkında detaylara değiniyoruz. “Zombi” kelimesi, “ölü bir adamın ruhu” anlamına gelen ve Afrika kökenli bir kelime olan “nzambi”den gelir. Büyü (Haiti Vudusu) kapsamında, bir papazın (bokor), bazen tedirgin ve tehditkar birinin ruhunu özellikle ele geçirmesi istenebilir. Bokor, “ölümü” çağırır ve “küçük iyi melek” (ti bon ange), adamın ruhunu bedenden ayırır. Yeniden “diriltildiğinde", bireyin fiziksel vücudu daha sonra bokorun buyruğu altında çalışmaya zorlanır.
Yaptığı antropolojik çalışmalar sonucunda, etnobotanikçi Wade Davis, Haitililer'in zombileştirme işlemi sırasında bokorun kurbanlarını felce uğratmak ve onlarda yarı-ölü durumuna sebebiyet vermek için, birçok hayvanda (özellikle de balon balıklarında) bulunan tetrodoksin (TTX) olarak adlandırılan nörofarmakolojik bir kimyasal kullandığını ileri sürmüştür. TTX’in öldürücü olmaya çok yakın miktardaki bir dozu, bir insanın "ölmesini" ve sonrasında “diriltilmesini” mümkün kılıyor. Ölümden dönme sırasında kurban, skolopamin ve hiyosiyamin gibi kimyasallar içeren bir bitki olan “datura” ile birlikte, insanı çılgına dönmüş bir halde ve çok daha savunmasız bırakan güçlü halüsonijenler tüketmeye zorlanır. Datura kurbanı farklı bir zihin halinde bırakır ki bu da kurbanları kolayca ikna edilebilir kılmaktadır.
Bunların hepsi büyüleyici. Bayağı zoraki ve inanılmaz gibi geliyor; ama nörolojik bilimsel ve felsefi bir bakış açısından imkansız değil.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:20:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3701
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Scientific American. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.