Yüzlerimiz Nasıl Evrimleşti?
Patlak gözlerden karga burunlara, köşeli suratlardan çene çukurlarına hiçbir insan yüzü bir diğerine benzemiyor. Araştırmacılar, bu çeşitliliğin diğer insanları tanımayı kolaylaştırmak üzere evrimleşmiş olabileceğini düşünüyor.
Araştırma, insan yüzlerinin şekil ve yapısının, vücudun diğer bölümlerine göre çok daha değişken olduğunu ortaya koyuyor. Dahası, yüz yapısıyla ilişkili genler de vücudun diğer bölgelerindeki DNA’dan daha fazla çeşitlilik gösteriyor. Araştırmacılara göre yüzlerdeki bu çeşitlilik, evrimsel güçler tarafından insanların diğer insanları daha kolay tanıması için tercih edilmiş olabilir. Berkeley’de bulunan California Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalar yapan baş araştırmacı Michael Sheehan şöyle diyor:
Her birey, benzersiz bir yüze sahip olmanın avantajından faydalanabilir aslında. Evrimleşen bir yaka kartı gibi.
Sheehan’a göre başka biriyle karıştırılmanın, tepesi atmış bir komşunun sizi bir düşmanı sanması gibi evrimsel olarak çok pahalıya patlayabileceği birçok durum var.
Belki de yaptığınız harika bir şeyden ötürü sizi ödüllendirmek istiyorlar ama sizin yerinize ödülü başkasına veriyorlar. Tanınamamak, zarar verici sonuçlar yaratabilir.
Benzer bir durum, kâğıt arısı olarak bilinen Polistes fuscatus türü arılar için de geçerli görünüyor. “Bu türün renk desenleri olağandışı biçimde farklılık gösteriyor,” diyor Sheehan. Ekibinin 2011’de yaptığı bir araştırmaya göre, bir hayli sosyal olan bu böcekler, birbirlerini ayırt edici yüz ve vücut özelliklerine dayarak tanıyor ve bu da arı hiyerarşisinde kimin kim olduğunun kaydını tutmalarına yardımcı oluyor.
Sheehan ve meslektaşları, Nature Communications’ta yayımlanan bir araştırma için, binlerce üyesinin gözbebekleri arasındaki uzaklıktan bacak boyuna onlarca yüz ve vücut ölçüsünü analiz etmek için ABD Kara Kuvvetleri’nin veritabanını kullandı.
Sheenan’ın ekibi, vücudun birçok bölümünde bir iç tutarlılık söz konusu olduğunu ortaya koydu: Eğer bir insanın eli genişse, genellikle uzun da... Buna karşın yüz kısımları öngörülebilir değil. “Rastgele salla ve karıştır,” diyor Sheehan, “tıpkı Bay Patates Kafa gibi.”
DNA Çeşitliliği
Araştırmacılar daha sonra herkesin erişebileceği bir genetik enformasyon kaynağı olan 1000 Genomes Project’ten Avrupalı, Afrikalı ve Asyalı 836 kişinin gen dizilimlerini inceledi. Daha önceden yüz özellikleriyle bağlantılı 59 DNA uzantısına odaklanan araştırmacılar, bu DNA kodlarının geri kalan genoma göre daha fazla çeşitlilik gösterdiğini ve insan gövdesiyle ilişkili bölgelerden daha değişken olduklarını saptadı.
Araştırmacılar aynı zamanda bu çeşitliliğin insanın evrim sürecinde ne zaman ortaya çıktığını anlamak için modern insan ile bir Neanderthal ve insan ırkının eski bir akrabası olan Denisova insansılarının DNA’larını da karşılaştırdı.
Buna göre, yeni ve eski DNA’larda, biri çene ile burnun en üst kısmı arasındaki bölüm, diğeri de burun şekliyle bağlantılı iki genin benzer düzeyde çeşitliliğe sahip olması, yüz çeşitliliğinin modern insandan çok daha önce evrimleştiğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, bu yüksek düzeydeki genetik çeşitliliğin, evrimsel güçlerin yüz çeşitliliğini şekillendirmeyle ilgilendiği anlamına gelebileceğini söylüyor. DNA çeşitlerine göre uzun ya da kısa bir burnu kodlayan bir gen olduğunu düşünün. Uzun bir burun zararlıysa, uzun burun değişkenleri zaman içinde ayıklanmış olabilir. Ama uzun burunun faydalı olma durumu çevresel koşullara bağlıysa, o zaman hem kısa hem de uzun burun değişkenleri gen içinde kalacak ve daha çeşitli bir gen dizisinin oluşmasına yol açacaktır.
Artan genetik çeşitlilik, evrimin benzersiz yüzler yönünde seçim yaptığı fikriyle tutarlı olsa da Ontario’daki Guelph Üniversitesi’nden biyolog T. Ryan Gregory’ye göre bu açıklama “kesin olmaktan uzak.” Gregory, genetik çeşitliliğin, yakın dönemde farklı ırkların karışmasından ya da sadece şans eseri ortaya çıkmış olabileceğini söylüyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Başka araştırmacılar da evrimleşmiş bir nitelik olsa bile yüz çeşitliliğinin tanıma amacından farklı nedenlerden kaynaklanabileceğine dikkat çekiyor.
İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nden evrim biyologu Susanne Shultz, koyun gibi diğer birçok türün birbirini tanımak için çok çeşitlilik göstermese dahi yüzleri kullanabileceğini söylüyor. Avustralya, Sidney’deki New South Wales Üniversitesi’den Barnaby Dixson ise şöyle diyor:
Evrim sırasında çok sayıda süreç bir arada işlemiş gibi.
Bu yılın başında Dixson’ın ekibi insanların sakalları ender olduklarında daha çekici bulduğunu ortaya koymuştu. Dixson, eş tercihlerinin de yüz çeşitliliğinde rol oynamış olabileceğini belirtiyor. Ender görülen özellikler, “çağdaşlarıyla karşılaştırıldığında bir bireyin çekiciliğini artırma potansiyeli taşıyor.”
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 6
- 5
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: National Geographic Türkiye | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:28:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3141
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in National Geographic Türkiye. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.