Tek Hücreli Canlılar: Nasıl Yaşıyorlar, Hangi İşlevleri Üstleniyorlar ve Ekolojik Rolleri Nedir?
Tek hücreli canlılar, yaşamın en temel ve eski formları arasında yer alır. Bu organizmalar, biyolojik çeşitlilik açısından büyük bir zenginlik sunar ve biyosferin hemen her köşesinde bulunurlar. Prokaryotlar ve ökaryotlar olarak sınıflandırılan tek hücreli canlılar, karmaşık biyolojik işlevleri ve ekosistemlerdeki kritik rollerini tek bir hücre içinde gerçekleştirirler. Bu makalede, tek hücreli organizmaların varoluşlarından işlevlerine, türlerine ve ekolojik önemlerine kadar detaylı bir inceleme yapılacaktır.[1], [2]
Tek Hücreli Canlıların Varoluşu
Tek hücreli canlılar, yaşamın en eski formlarından biri olarak yaklaşık 3.5 milyar yıl önce Dünya üzerinde ortaya çıkmıştır. Bu organizmalar, yaşamın temel yapı taşlarını oluşturmuş ve çeşitli evrimsel süreçler boyunca değişim göstererek günümüze kadar ulaşmıştır. Tek hücreli canlılar, bu süreçte çevresel koşullara uyum sağlama yetenekleriyle yaşamın devamlılığında kritik bir rol oynamıştır. Bu canlılar, basit yapılarından dolayı evrimsel biyoloji için önemli bir araştırma konusu olmuş, yaşamın kökenine dair ipuçları sunmuştur.
Tek hücreli canlılar, genetik yapıları ve hücresel organizasyonlarına göre prokaryotlar ve ökaryotlar olarak iki ana gruba ayrılır. Prokaryotlar, hücre çekirdeği ve zarlı organelleri bulunmayan, basit yapılı organizmalardır ve bakteriler ile arkealar bu gruba dahildir. Ökaryotlar ise çekirdek ve zarlı organeller içeren, daha kompleks yapılı organizmalardır. Bu iki grup, yaşamın çeşitliliğini anlamak için önemli ipuçları sunar ve evrimsel süreçlerin nasıl işlediğini gösterir. Ökaryotların ortaya çıkışı, hücresel organizasyonun karmaşıklığında önemli bir adım olarak kabul edilir ve bu süreçte simbiyoz ve hücresel işbirliği gibi mekanizmalar rol oynamıştır.[3][9]
Prokaryotlar
Prokaryotlar, nükleus ve organelleri olmayan basit hücre yapısına sahip canlılardır. Bu basit yapı, evrimsel olarak daha ilkel olmalarına rağmen, onları çok çeşitli ve zorlu çevre koşullarına dayanıklı kılar. Prokaryotlar, bakteriler ve arkeler olmak üzere iki ana gruba ayrılırlar.[4], [10]
Bakteriler
Bakteriler, doğada en yaygın bulunan mikroorganizmalardır ve çok çeşitli ekosistemlerde hayatta kalabilirler. Çeşitli şekillerde, boyutlarda ve metabolik yeteneklerde bulunurlar. Bakteriler genellikle Gram boyama yöntemiyle Gram-pozitif ve Gram-negatif olarak sınıflandırılırlar.
- Gram-pozitif Bakteriler: Gram-pozitif bakteriler, kalın bir peptidoglikan tabakasına sahip olup Gram boyama yöntemiyle mavi veya mor renkte boyanırlar. Bu yapı, hücre duvarlarını güçlü kılar ve bazı antibiyotiklere karşı direnç sağlar. Staphylococcus ve Streptococcus türleri, Gram-pozitif bakterilere örnektir. Gram-pozitif bakteriler, çeşitli hastalıklara neden olabilir ancak bazı türleri antibiyotik üretiminde de kullanılır.
- Gram-negatif Bakteriler: Gram-negatif bakteriler, ince bir peptidoglikan tabakası ve dış zar içeren bakterilerdir. Gram boyama yöntemiyle kırmızı veya pembe renkte boyanırlar. Bu dış zar, antibiyotiklere ve çevresel streslere karşı ek bir koruma katmanı sağlar. Escherichia coli ve Salmonella gibi türler, Gram-negatif bakterilere örnektir. Gram-negatif bakteriler, genellikle patojeniktir ve gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilir.
- Siyanobakteriler: Siyanobakteriler, fotosentetik pigmentler içeren ve oksijen üreten bakterilerdir. Siyanobakteriler, Dünya'nın atmosferini oksijenle zenginleştiren ilk organizmalar olarak bilinir. Örneğin, Anabaena ve Nostoc türleri, siyanobakterilere örnektir. Bu organizmalar, su ekosistemlerinde önemli bir rol oynar ve fotosentez yoluyla organik madde üretirler. Ayrıca azot fiksasyonu yaparak toprak verimliliğine katkıda bulunurlar.
Arkeler
Arkeler, genetik ve biyokimyasal olarak bakterilerden farklı olan prokaryotik mikroorganizmalardır. Arkeler, genellikle ekstrem koşullarda yaşayabilme yetenekleri ile bilinir. Bu ekstremofil organizmalar; yüksek tuz konsantrasyonları, yüksek sıcaklıklar, asidik veya bazik ortamlar gibi aşırı çevre koşullarında hayatta kalabilirler.
- Halofiller: Halofiller, yüksek tuz konsantrasyonlarında yaşayan arkelerdir. Halobacterium türleri, tuz göllerinde ve tuzlu su havuzlarında bulunur ve bu ekstrem koşullarda hayatta kalabilmek için hücre zarlarını stabilize eden proteinler üretirler. Bu proteinler, hücre içi osmotik dengeyi korumada ve tuzun zararlı etkilerini nötralize etmede kritik rol oynar.
- Termofiller: Termofiller, yüksek sıcaklıklarda yaşayan arkelerdir. Sulfolobus türleri, sıcak su kaynaklarında ve hidrotermal ventlerde yaşar. Bu organizmalar, yüksek sıcaklıklarda denatüre olmayan enzimler üretirler. Termofilik arkeler, endüstriyel biyoteknoloji uygulamalarında, özellikle yüksek sıcaklıklarda enzimatik reaksiyonlarda kullanılırlar.
- Metanojenler: Metanojenler, metan gazı üreten arkelerdir. Bu organizmalar, anaerobik (oksijensiz) ortamları tercih ederler ve sindirim sistemlerinde veya bataklıklarda bulunurlar. Methanobacterium ve Methanosarcina türleri, metanojen arkelere örnektir. Metanojenler, biyogaz üretiminde ve organik atıkların anaerobik sindiriminde önemli rol oynar.
Ökaryotlar
Ökaryotlar, nükleus ve organelleri olan daha karmaşık hücre yapısına sahip organizmalardır. Protistler ve tek hücreli mantarlar, ökaryotik tek hücreli canlılara örnektir. Bu hücre yapısı, ökaryotların daha karmaşık ve çeşitli biyolojik işlevler gerçekleştirmesine olanak tanır.
Protistler
Protistler, çeşitli tek hücreli ökaryotik organizmaları içeren geniş bir gruptur. Amipler, ciliatlar ve flagellatlar gibi çeşitli hareket ve beslenme stratejilerine sahip organizmalar bu gruba dahildir.
- Amipler: Amipler, pseudopodlar kullanarak hareket eden ve beslenen organizmalardır. Amipler, fagositoz yoluyla besin partiküllerini yutarlar. Örneğin, Amoeba proteus, bir amip türüdür. Pseudopodlar, hücre zarının belirli bölgelerinde uzantılar oluşturarak ve sitoplazma akışını yönlendirerek oluşur. Amipler, besinlerini fagositozla yutar ve sindirim vakuolleri içinde sindirir.
- Ciliatlar: Ciliatlar, sil kullanarak hareket eden protistlerdir. Paramecium, sil kullanarak hareket eden ve besin partiküllerini hücre ağzına yönlendiren bir ciliat örneğidir. Ciliatlar, sil yapılarını koordine ederek hızlı ve yönlendirilmiş hareketler yapabilir. Bu organizmalar, genellikle su ortamlarında yaşar ve besinlerini su akıntısı ile hücre ağzına yönlendirirler.
- Flagellatlar: Flagellatlar, kamçı kullanarak hareket eden protistlerdir. Öglena, hem kamçı kullanarak hareket edebilen hem de fotosentez yapabilen bir flagellattır. Flagellatlar, kamçılarını döndürerek veya dalgalandırarak hareket ederler. Öglena, tatlı su ekosistemlerinde yaşar ve kloroplastları sayesinde fotosentez yapar.
Tek Hücreli Mantarlar
Tek hücreli mantarlar, özellikle biyoteknoloji ve gıda endüstrisinde büyük öneme sahip olan organizmalardır. Mayalar, bu gruptaki en bilinen örneklerdir.
- Mayalar: Mayalar, tomurcuklanma yoluyla üreyen ve fermentasyon süreçlerinde kullanılan mantarlardır. Saccharomyces cerevisiae, ekmek yapımında ve bira üretiminde kullanılan bir maya türüdür. Mayalar, glikozu etanol ve karbondioksite fermente ederek enerji üretirler. Bu organizmalar, ayrıca biyoteknoloji ve biyomedikal araştırmalarda model organizma olarak kullanılırlar.
Tek Hücreli Canlıların İşlevleri
Tek hücreli organizmalar, yaşamın en temel ve basit formlarından biri olmalarına rağmen, oldukça karmaşık ve hayati işlevleri tek bir hücrede gerçekleştirebilirler. Bu organizmalar, hayatta kalmak ve çoğalmak için enerji üretimi, besin alımı, atıkların atılması gibi süreçleri yönetirler. Örneğin, hücresel solunum yoluyla enerji üreten tek hücreliler, bu enerjiyi hayatta kalma, büyüme ve üreme gibi hayati işlevler için kullanır. Aynı zamanda, hücre zarları sayesinde besin maddelerini çevreden alır ve bu besinleri metabolize ederek ihtiyaç duydukları enerjiyi sağlarlar.
Tek hücreli canlılar, sadece temel yaşam fonksiyonlarını yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda çevresel değişimlere hızlı bir şekilde adaptasyon gösterirler. Bu organizmalar, çevresel stres faktörlerine karşı dayanıklılık geliştirebilir ve uygun koşullarda hızlıca çoğalarak popülasyonlarını artırabilirler. Tek hücreli organizmaların hareket yetenekleri de çevresel koşullara uyum sağlamada önemlidir; bazıları flagella veya silia gibi yapılar kullanarak aktif olarak hareket eder ve besin kaynaklarına yönelir. Bu adaptif davranışlar, tek hücreli organizmaların milyonlarca yıl boyunca çeşitli ortamlarda hayatta kalmalarını ve evrimsel süreçte önemli roller üstlenmelerini sağlamıştır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Enerji Üretimi ve Metabolizma
Tek hücreli canlılar, enerji üretimi ve metabolizma süreçlerinde çeşitli stratejiler kullanır. Enerji üretimi, fotosentez, kemosentez ve heterotrof beslenme yoluyla gerçekleştirilir.
- Fotosentez: Fotosentez, ışık enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürerek organik moleküller üreten bir süreçtir. Siyanobakteriler ve bazı protistler, fotosentez yapabilen organizmalara örnektir. Bu organizmalar, klorofil veya benzeri pigmentler kullanarak güneş ışığını emer ve karbondioksit ve suyu glikoz ve oksijene dönüştürür. Fotosentez, ekosistemlerdeki primer üretimin temel kaynağıdır ve oksijen üretimi ile atmosferin dengelenmesine katkıda bulunur.
- Kemosentez: Kemosentez, kimyasal enerji kullanarak organik moleküller üreten bir süreçtir. Özellikle derin deniz hidrotermal ventlerinde yaşayan bazı arkeler, kemosentez yaparak hidrojen sülfür gibi kimyasalları okside eder ve enerji üretirler. Bu organizmalar, organik bileşikleri sentezleyerek besin zincirinin temelini oluşturur ve karanlık ortamlarda yaşamın sürdürülmesini sağlar.
- Heterotrof Beslenme: Heterotrof beslenme, diğer organizmalardan organik maddeleri tüketerek enerji ve besin elde etmeyi içerir. Amipler ve ciliatlar gibi protistler, bu stratejiyi kullanır. Heterotrof organizmalar, fagositoz yoluyla besin partiküllerini hücre içine alır ve lizozomlar tarafından sindirirler. Bu süreç, hücresel enerjinin ve yapı taşlarının elde edilmesini sağlar.
Hareket ve Çevresel Adaptasyon
Tek hücreli canlılar, çeşitli hareket mekanizmaları ve adaptasyon stratejileri ile çevresel değişimlere yanıt verirler.
- Sil ve Kamçı Kullanımı: Ciliatlar ve flagellatlar, sil ve kamçı kullanarak hareket ederler. Bu yapılar, hücre zarından çıkan ince uzantılardır ve hücre içindeki mikrotübüller tarafından desteklenir. Sil ve kamçı hareketleri, hücrelerin su akıntılarında hareket etmesine ve besin partiküllerini yakalamasına yardımcı olur.
- Pseudopodlar ve Amipsi Hareket: Amipler, pseudopodlar kullanarak hareket eder. Pseudopodlar, hücre zarının belirli bölgelerinde uzantılar oluşturarak ve sitoplazma akışını yönlendirerek oluşur. Bu hareket tarzı, amiplerin besin kaynaklarına doğru yönelmesine ve fagositoz yapmasına olanak tanır.
- Endospor Oluşumu: Bazı bakteriler, olumsuz çevresel koşullara karşı endosporlar oluşturarak hayatta kalır. Endosporlar, bakteriyel hücrelerin içinde oluşan dayanıklı, inaktif hücre yapılarıdır. Bu yapılar, yüksek sıcaklıklar, kuraklık, radyasyon ve kimyasal ajanlar gibi aşırı koşullara karşı dirençlidir. Endosporlar, uygun çevresel koşullar geri döndüğünde yeniden aktif hücrelere dönüşebilir.
Tek Hücreli Canlıların Ekolojik Rolleri
Tek hücreli organizmalar, doğadaki ekosistemlerin temel yapı taşlarını oluştururlar ve biyolojik döngülerin sürdürülmesinde kritik roller üstlenirler. Bu organizmalar, sucul ve karasal ekosistemlerde hem üretici hem de ayrıştırıcı olarak işlev görürler. Örneğin, fotosentetik tek hücreliler, atmosferdeki karbondioksiti kullanarak organik madde üretir ve bu sayede oksijen salınımı yaparak hem sucul hem de karasal yaşam için gerekli olan oksijen kaynağını sağlarlar. Bu süreç, besin zincirinin en alt basamağında yer alan organizmaların enerji elde etmesine olanak tanır ve dolaylı olarak tüm ekosistemin beslenme ağını destekler.
Ayrıca, tek hücreli organizmalar, organik maddelerin parçalanması ve yeniden kullanılabilir formda inorganik maddelere dönüştürülmesi gibi önemli bir görevi de üstlenirler. Bu organizmalar, ölü bitki ve hayvan kalıntılarının ayrışmasını sağlayarak, toprağın ve suyun besin maddeleriyle zenginleşmesine katkıda bulunurlar. Bu besin maddeleri, bitkiler ve diğer ototrof canlılar tarafından tekrar kullanılarak biyolojik döngülerin devamlılığını sağlar. Dolayısıyla, tek hücreli organizmalar ekosistemlerin dengesini koruyan, maddelerin doğadaki döngüsünü sürdüren ve diğer canlıların yaşamını destekleyen hayati aktörlerdir.[11]
Besin Zincirindeki Rolleri
Tek hücreli canlılar, besin zincirinin temel bileşenleridir. Fotosentetik ve kemosentetik organizmalar, primer üretici olarak organik madde üretir ve bu maddeyi daha yüksek trofik seviyelere aktarır.
- Primer Üreticiler: Siyanobakteriler ve fotosentetik protistler, primer üretici olarak ekosistemlerde organik madde üretirler. Bu organizmalar, güneş ışığını veya kimyasal enerjiyi kullanarak karbondioksiti organik bileşiklere dönüştürür. Primer üretim, ekosistemlerdeki enerji akışının temel kaynağını oluşturur.
- Tüketiciler ve Ayrıştırıcılar: Amipler, ciliatlar ve heterotrof bakteriler, organik maddeyi tüketir ve ayrıştırarak ekosistem döngülerine katkıda bulunur. Bu organizmalar, ölü organik maddeyi ayrıştırarak besin elementlerini serbest bırakır ve toprak verimliliğine katkı sağlar. Ayrıştırma süreci, karbon ve azot döngüleri gibi biyokimyasal döngülerin sürdürülmesini sağlar.
Biyolojik Döngülere Katkıları
Tek hücreli canlılar, karbon, azot ve sülfür gibi elementlerin biyolojik döngülerine önemli katkılarda bulunurlar.
- Karbon Döngüsü: Fotosentetik tek hücreli canlılar, karbon döngüsünde, karbondioksiti organik bileşiklere dönüştürerek önemli bir rol oynar. Bu süreç, atmosferdeki karbondioksit seviyelerini düzenler ve küresel karbon dengesi üzerinde etkili olur.
- Azot Döngüsü: Azot döngüsünde, bazı bakteriler ve siyanobakteriler, atmosferik azotu biyolojik olarak kullanılabilir formlara dönüştürür. Azot fiksasyonu yapan bu organizmalar, toprak ve su ekosistemlerinde bitkilerin ve diğer organizmaların büyümesi için gerekli azotu sağlar.
- Sülfür Döngüsü: Sülfür döngüsünde, bazı kemosentetik bakteriler, sülfür bileşiklerini okside ederek enerji üretir ve bu elementin biyolojik döngüsüne katkıda bulunur. Bu organizmalar, sülfürün farklı oksidasyon seviyeleri arasında dönüşümünü sağlar ve ekosistemlerdeki sülfür dengesi üzerinde etkili olur.
Endosimbiyotik İlişkiler
Tek hücreli canlılar, diğer organizmalarla simbiyotik ilişkiler kurarak mutualistik, kommensal veya parazitik etkileşimlerde bulunurlar.
- Mutualistik İlişkiler: Bazı tek hücreli canlılar, diğer organizmalarla karşılıklı yarar sağlayan mutualistik ilişkiler kurar. Örneğin, deniz anemonları ve dinoflagellatlar arasında mutualistik bir ilişki bulunur. Dinoflagellatlar, fotosentez yaparak organik madde üretir ve bu maddeyi deniz anemonlarına sağlar. Anemonlar ise dinoflagellatlara koruma ve besin sağlar.
- Kommensal İlişkiler: Kommensal ilişkilerde tek hücreli canlılar, diğer organizmalara zarar vermeden onların kaynaklarını kullanır. Örneğin; bazı bakteriler, insan bağırsaklarında kommensal olarak bulunur ve sindirim süreçlerine katkıda bulunur. Bu bakteriler, bağırsak ortamında bulunan besinleri kullanarak hayatta kalır ve aynı zamanda insan sağlığına fayda sağlar.
- Parazitik İlişkiler: Parazitik tek hücreli canlılar, konakçı organizmaların kaynaklarını kullanarak onlara zarar verir. Plasmodium türleri, sıtma hastalığına neden olan parazitlerdir ve insan kırmızı kan hücrelerini enfekte eder. Bu parazitler, konakçı hücrelerin içindeki besinleri kullanarak çoğalır ve konakçının sağlığını olumsuz etkiler.
Sonuç
Tek hücreli canlılar, biyosferin her köşesinde hayatta kalabilme yetenekleri ile yaşamın sürdürülebilirliği ve ekolojik denge açısından kritik öneme sahiptir. Bu organizmalar, fotosentez, kemosentez ve heterotrof beslenme gibi çeşitli yöntemlerle enerji üretir ve biyolojik döngülere katkıda bulunurlar. Tek hücreli canlıların ekosistemlerdeki rolü, besin zincirinin temelini oluşturmaktan karbon ve azot döngülerini sürdürmeye kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ayrıca, simbiyotik ilişkilerde oynadıkları roller, ekosistemlerin işleyişinde ve diğer organizmalarla olan etkileşimlerinde önemli bir yer tutar.
Sonuç olarak tek hücreli canlılar, biyolojik çeşitliliğin ve ekolojik dengelerin temel unsurlarıdır. Bu organizmalar, biyosferin her köşesinde hayatta kalabilme yetenekleri ile yaşamın sürdürülmesinde kritik roller oynar. Enerji üretimi, besin döngüleri, ekolojik denge ve simbiyotik ilişkiler gibi çeşitli işlevleri sayesinde, tek hücreli canlılar yaşamın temel taşlarını oluşturur.
Biyolojik araştırmalar ve ekolojik çalışmalar, tek hücreli canlıların bu karmaşık ve hayati işlevlerini anlamamıza yardımcı olur ve bu bilgiler, çevresel koruma, biyoteknoloji ve tıp gibi alanlarda önemli uygulamalara dönüşebilir. Tek hücreli canlıların biyolojik ve ekolojik önemi, yaşamın sürdürülebilirliği ve çevresel dengenin korunması açısından vazgeçilmezdir. Bu nedenle, tek hücreli organizmaların araştırılması ve anlaşılması, gelecekteki bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin temelini oluşturacaktır.[5][6][7][8][12]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. T. Madigan, et al. (2011). Brock Biology Of Microorganisms With Current Issues In Microbiology Volumes 1 And 2. ISBN: 9780321778352.
- ^ J. L. Slonczewski, et al. Microbiology: An Evolving Science (Second Edition) By Joan Slonczewski (2010-11-10).
- B. Alberts, et al. Essential Cell Biology (Fourth Edition).
- ^ J. W. Lengeler. (2009). Biology Of The Prokaryotes. ISBN: 9781444313307. Yayınevi: John Wiley & Sons.
- L. L. Barton. (2011). Microbial Ecology. ISBN: 9781118015834. Yayınevi: John Wiley & Sons.
- J. G. Black. (2008). Microbiology. ISBN: 9780470107485. Yayınevi: John Wiley & Sons.
- T. Cavalier-Smith. (2009). Kingdoms Protozoa And Chromista And The Eozoan Root Of The Eukaryotic Tree. The Royal Society, sf: 342-345. doi: 10.1098/rsbl.2009.0948. | Arşiv Bağlantısı
- P. G. Falkowski, et al. (2008). Electrons, Life And The Evolution Of Earth's Oxygen Cycle. The Royal Society, sf: 2705-2716. doi: 10.1098/rstb.2008.0054. | Arşiv Bağlantısı
- J. R. Brown, et al. (2021). Archaea And The Prokaryote-To-Eukaryote Transition. American Society For Microbiology, sf: 456-502. doi: 10.1128/MMBR.61.4.456-502.1997. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. R. Woese, et al. (2006). Towards A Natural System Of Organisms: Proposal For The Domains Archaea, Bacteria, And Eucarya.. Proceedings Of The National Academy Of Sciences, sf: 4576-4579. doi: 10.1073/pnas.87.12.4576. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Lane, et al. (2010). The Energetics Of Genome Complexity. Nature, sf: 929-934. doi: 10.1038/nature09486. | Arşiv Bağlantısı
- T. Tzfira. (2004). Agrobacterium T-Dna Integration: Molecules And Models. Elsevier BV, sf: 375-383. doi: 10.1016/j.tig.2004.06.004. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:01:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18120
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.