Sürüngen Evrimi: Adaptif Yayılım Yerine, Birikimli Seçilim, Sürüngenlerin Nasıl ve Ne Zaman Evrimleştiğini Daha İyi Açıklıyor!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Sürüngenlerin, geçtiğimiz 300 milyondan fazla yıl içerisinde nasıl ve ne zaman evrimleştiği hakkındaki 75 yıllık görüşe meydan okumak; bol bol kamera kullanımı, epeyce bilgisayarlı tomografi (CT) taraması ve en önemlisi, binlerce kilometrelik yolculuklar yapmayı gerektirir. Bu işte neden başarılı olduklarını anlamak isterseniz, Tiago R. Simões’in pasaportundaki pullara bakmanız yeterli.
Simões, Harvard’da paleontolog Stephanie Pierce’ın laboratuvarında, Alexander Agassiz doktora sonrası araştırmacısı. Her biri birkaç yüz milyon yıllık, yaklaşık 1000 adet sürüngen fosilinin CT taramasını yapmak ve bu fosilleri fotoğraflamak için 2013’ten 2018’e kadar 20’den fazla ülkede 50’den fazla müzeyi gezdi. Yaklaşık 400 gün süren bu aktif derleme, yaşayan ve nesli tükenmiş sürüngen gruplarının evriminin mevcut en büyük zaman çizelgesinin oluşmasına yardımcı oldu.
Bu geniş veri tabanının istatistiksel analizi; evrimdeki önemli geçişlerin her zaman öncü çevresel değişimlerce tetiklenen büyük, hızlı (en azından jeolojik açıdan) patlamalarla meydana geldiği yönündeki geniş çapta kabul gören teoriyi yanlışlayarak, bilim insanlarının bu soğukkanlı omurgalıların evrimini daha iyi anlamasına yardımcı oluyor. Bulgular, Nature Communications’da yayınlanan makalede açıklanıyor.[1]
Araştırmacılar makalede, 250 milyon yıldan daha uzun süre önce nesli tükenmiş sürüngen soylarının evriminin; daha önceden düşünüldüğü gibi tek bir büyük evrimsel olayla değil de 50 milyon yıldan fazla bir süre içerisinde küçük morfolojik değişimlerle (vücut pulları ya da süzülmek için kanatlar gibi ) meydana geldiğini gösteriyor. Ayrıca önceden düşünülenin aksine, çoğu kertenkele türünün erken evriminin sürekli olarak daha yavaş ve daha birikimli bir süreç olduğu da makalede gösteriliyor. Simões şöyle diyor:
Bugün sürüngenlerde gördüğümüz bu geniş çeşitliliği ortaya çıkaran ani bir sıçrama değildi. Başlangıçta bir sıçrama oldu ama nispeten küçüktü, daha sonra bu [evrim] oranlarında ve farklı çeşitlilik değerlerinde sürekli bir artış oldu.
Bunun kanıtı, diğer hayvanlarda daha önce görülmüştü; ama 10.000’den fazla farklı tür ve baş döndürücü çeşitlilikte özelliklere sahip sürüngenlerde (bazı kertenkele türlerinin bir gecede nasıl donup ertesi sabah çözüldüğünü ya da kaplumbağaların nasıl koruyucu zırh geliştirdiğini düşünün!) ilk kez görülüyor.
Bulgular, Harvard’lı paleontolog George G. Simpson’ın 1940’larda popülerleştirdiği, gezegenin biyolojik çeşitliliğinin kökenini açıklamaya çalışan "Adaptif Yayılım" teorisiyle çelişiyor. Adaptif Yayılım, son yıllarda farklı hayvan türlerini, morfolojilerini ve DNA’yı kullanarak moleküler düzeydeki evrimi kusursuz olarak açıklamak için teknoloji, yeni yöntemler ve veriler ortaya çıkana kadar on yıllar boyunca araştırmaların odak noktasıydı.
Bu çalışmanın araştırmacıları arasında Karşılaştırmalı Zooloji Müzesi omurgalı paleontolojisi küratörü ve Thomas D. Cabot Organizmal ve Evrimsel Biyoloji Doçent Doktoru Stephanie Pierce, Kanada’daki Alberta Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Oksana Vernygora ve yine Alberta Üniversitesi’nden Profesör Michael Wayne Caldwell de bulunuyor.
Simões, veri toplamak için Londra, Paris, Berlin, Ottawa, Pekin ve Tokyo da dahil olmak üzere dünyadaki başlıca doğa tarihi müzelerini gezdi. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’ni, Carnegie Doğa Tarihi Müzesi’ni ve Harvard Karşılaştırmalı Zooloji Müzesi’ni ziyaret etti.
Bilim insanları, uzun zaman dilimleri içerisinde hayvanların nasıl evrimleştiğini anlayarak, ekoloji ve organizmaların çevresel değişikliklerden nasıl etkilendiği üzerine bir dizi ders toplayabileceklerine inanıyorlar. Araştırmacılar veri tabanını kullanarak başlıca sürüngen soylarının ya da morfolojilerinin ne zaman ortaya çıktığını belirleyebilir, bu değişikliklerin sürüngen DNA’sını nasıl etkilediğini görebilir ve türlerin tarihsel olaylardan nasıl etkilendiği üzerine önemli dersler öğrenebilir.
Örneğin sürüngenler üç büyük kitlesel yok oluştan sağ çıktı. Bunların en büyüğü, doğal sera gazlarının birikmesinden kaynaklandığına inanılan 250 milyon yıl önce gezegendeki türlerin %90’ını yok ederek "Büyük Yok Oluş" ismini alan Permiyen-Triyas Yok Oluşu'ydu.
Araştırmacıların yarattığı zaman çizelgesi, şunu bulmalarına yardımcı oldu: Sürüngenlerin evrimleşme oranı ve aralarındaki anatomik farklılıklar, Büyük Yok Oluş öncesinde de neredeyse sonrasında olduğu kadar yüksekti. Ancak sürüngenlerin birçok ekosistemde baskın türler haline gelmesi ve türlerin çeşitliliğinin artması Büyük Yok Oluş’tan çok daha sonra gerçekleşti. Bu bulgu, anatomik değişim oranlarının; genetik çeşitlilikle veya türlerin sayıca zenginliğiyle örtüşmesi gerekmediğini pekiştirdi. Araştırmacılar ayrıca, sürüngenlerin önceki anatomik çeşitlilik düzeylerine ulaşmasının 10 milyon yıldan fazla sürdüğünü de belirtiyorlar. Simões, şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
"Bu bize, ani çevresel değişikliklerin yaşam tarihi boyunca olayların geniş şemasında ve küresel ölçekte ne kadar etkili olmuş olabileceğini söylüyor.
Adaptif yayılımla çelişen diğer kanıtlar ise, yaklaşık 170 milyon yıl önce evrimsel süreçlerinin başında önde gelen özelliklerinden olan zayıf ve uzun vücutlarını elde eden (ama uzuvlarını 105 milyon yıl boyunca tam olarak kaybetmediler) yılanların kökenine dair benzer ama şaşırtıcı bulgular içeriyor. Bundan 170 ila 165 milyon yıl önce, bugün kendilerinden çok daha büyük olan avlarını bile yutabilecek güçlü ve esnek çenelere sahip olabilmelerine yol açan hızlı evrimsel değişimlere uğradılar. Ama araştırmacılar yılanların, sürüngenlerin evrimsel geçmişindeki en hızlı anatomik değişimleri yaşamalarının adaptif yayılımla öngörüldüğü gibi taksonomik çeşitlilikle ya da yüksek moleküler evrim oranlarıyla tutarlı olmadığını söylüyor.
Bilim insanları bu uyuşmazlığın nedenini belirleyemediler ve daha fazla araştırmanın gerektiğini öne sürdüler. Özellikle vücut planlarının nasıl evrimleştiğini ve DNA’daki değişimlerin bununla nasıl ilişkili olduğunu anlamak istiyorlar. Simões şöyle diyor:
Yaşam tarihindeki, özellikle de Dünya’daki sürüngen yaşamı tarihindeki büyük değişikliklerin neler olduğunu artık daha iyi görebiliyoruz. Araştırmaya devam edeceğiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 15
- 4
- 3
- 3
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: SciTechDaily | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. R. Simões, et al. (2020). Megaevolutionary Dynamics And The Timing Of Evolutionary Innovation In Reptiles. Nature Communications, sf: 1-14. doi: 10.1038/s41467-020-17190-9. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:52:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9538
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in SciTechDaily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.