Öncelikle, Einstein'ın zamanın göreliliği ile ilgili bu ifadeyi söylediği doğru değildir. Bu ifade, genellikle Einstein'a atfedilse de, kaynak olarak ona ait bir söz veya yazıya dayanmamaktadır. Zamanın göreceliği anlatılırken sık sık yapılan bir "benzetmedir".
Zaman konusunda bir kazanan belirlemek yerine bu soruyu "Newton'ın ve Einstein'ın zaman hakkındaki görüşleri nelerdir?" şeklinde dönüştürebiliriz. Zira bilimde tartışmalar, kim haklı kim haksız olarak değil de, "gerçek" nedir, bu işin doğası nasıldır bunu açıklamak için yapılır.
Öncelikle, Newton'a göre zaman mutlaktı ve evrenin her tarafında aynı şekilde ilerlerdi. Newton'a göre zamanın akışı mutlak ve tek yönlüdür. Yani, zaman her zaman aynı hızla akar ve geri dönüşü yoktur. Zamanın akışı, herhangi bir şeyin hareketiyle veya durmasıyla etkilenmez. Bu, Newton'un ünlü "hareketsiz bir nesne hareketsiz kalır, hareket halinde olan nesne hareket halinde kalır" (eylemsizlik) prensibine dayanmaktadır.
Newton ayrıca, herhangi bir olayın zamanını ölçmek için bir referans noktasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu referans noktası, evrenin durağan bir çerçevesi olarak seçilebilir. Bu nedenle, Newton'un zaman anlayışı, fizikteki olayların mutlak olarak ölçülebilmesine izin veren mutlak zaman kavramına dayanmaktadır.
Einstein'ın teorileri ise, zaman anlayışımızın mutlak olmadığına, göreceli olduğuna ve zamanın, hareket ve kütle çekimi gibi faktörlere bağlı olarak değişebileceğine işaret etmektedir.
Konu ile ilgili ünlü teorik fizikçi Michio Kaku'ya kulak verelim:
"Newton'a göre zaman, bir ok gibiydi. Bir kez fırlatılınca, yolundan asla şaşmadan düz bir çizgi üzerinde ilerlerdi. Dünya üzerindeki bir saniye, dış uzaydaki bir saniyeye eşitti. Zaman mutlaktı ve evrenin her tarafında aynı şekilde ilerlerdi. Olaylar, evrenin her yanında eşzamanlı olarak meydana gelebilirdi. Buna karşın Einstein, Dünya üzerindeki bir saniyenin Ay üzerindeki bir saniyeye eşit olmadığı göreli zaman kavramını ortaya attı. Zaman, gezegenlerin ve yıldızların arasından dalana dalana akıp giden, civardaki gök cisimlerinin yanından geçerken yavaşlayan bir nehir gibiydi." [1]
Sonuç olarak, Newton'da "mutlak zaman" tanımına; Einstein'da mutlak olmayan "göreli zaman" tanımına rastlıyoruz. Ancak bu demek değildir ki Newton fiziği Einstein'dan sonra kaldırıldı! Hayır, Newton fiziği hâlâ büyük ölçekteki olayları başarıyla açıklıyor. Örneğin gezegenlerin eliptik yörüngelerdeki hareketlerini (Merkür'ün yörüngesindeki garip dolanımını açıklayamıyor) başarıyla açıklar. Ancak, kara deliklerin kütle çekimi gibi durumlarda, klasik fizik işlememeye başlar. İşte tam da bu noktada devreye Einstein'ın, Newton'un yerçekimi yasasını da "kapsayan" görelilik teorisi giriyor. Einstein'ın Görelilik Teorileri hakkında Evrim Ağacı Akademi'nin yazılarını okuyabilirsiniz.
Yani bir kazanan kaybeden değil; hatalı, eksik olan bir teorinin geliştirilmesi söz konusudur.
Ayrıca soruda bahsettiğiniz "zamanın psikolojik olarak" açıklanabilmesi "fizik" bilimini ilgilendirmediği gibi zamanın akışı da psikolojiden bağımsızdır. Zaman, evrenin uzayzaman dokusundan dolayı var olan fizik yasalarına tabiidir ve bu yasaları da teorilerle açıklarız.
Kaynaklar
- Michio Kaku. (2012). Einstein'in Evreni. ISBN: 9786054362837. Yayınevi: ODTÜ Yayıncılık. sf: 109.