Dengemizi sadece endolenf sıvısıyla sağlamıyoruz. Beynimiz hem gözden hem de endolenf sıvısından gelen sinyalleri dikkate alıyor.
Deniz taşıtlarında göz geminin içini sabit görür ve beyne sabit sinyali verir. Ama endolenf sıvısı denizdeki dalgalanmalar yüzünden çalkalanır ve gözün ilettiğinin tam teri sinyaller iletir.
Beyin bu sinyal karmaşasına alışana kadar mide bulantısı ve baş dönmesi olur. Bu duruma da deniz tutması denilir. Beyin alışınca bu sorunlar geçer.
Astronotlar yerçekimsiz ortama girdiklerinde de endolenf sıvısı uçtuğu için çalkalanır. Bu yüzden aynı bir deniz taşıtına binmiş gibi ilk birkaç saat mide bulantısı yaşarlar. Hatta sırf bu problem için yanlarında daha önceden doktorlarının uzayda kullanmaya uygunluğunu onayladığı mide bulantısı ilaçlarını götürmelerine izin veriliyor. İlaç da fayda etmezse kusan astronotlar oluyor ama beyin zaten bir süre sonra yerçekimsiz ortama adapte olunca bir problem kalmıyor.
Astronotlar zaten uzaya gönderilmeden önce uzay ortamına karşı vücutlarını hazırlamak için çok ağır eğitimlerden geçerler. Yani bu tarz durumlara karşı dayanıklı olurlar.