İcatları tetikleyen en önemli şey zorluklar ve onları aşma isteği. En basitinden, avcı-toplayıcılıkla karnınızı doyurabiliyorsanız, tarım yapmazsınız.
Tarih farklı halklar için farklı yönde gelişti ama bu, çevresel farklardan dolayı böyle oldu, o halkların biyolojik farklılıklarından dolayı değil.[1]
Sıvı ölçen makine yapabilmeniz için sıvıyı ölçmeye ihtiyacınız olmalıdır. İlk ve temel etken budur. Net bir soru belirlersiniz, bu sizin odağınız olur.
"Sıvıyı bir makine yardımıyla nasıl ölçebilirim?"
Daha sonra bilgi birikimi gelir. "Acaba benden önce bu alanda araştırma yapan olmuş mu?" diye sorar, var olan bilgi birikimine başvurursunuz. Bu birikimden faydalanarak nasıl bir adım ileriye götürebileceğinizi düşünür, araştırma ve deneyler tasarlarsınız.
Eğer bilgi birikimi yoksa işiniz bir parça zorlaşır ve uzar. Bu birikimi siz oluşturmaya başlayacaksınız, sonrakiler ise sizin çalışmalarınızdan faydalanacaklar. Gözlem ve deneyler ile sorunuzun cevabını bulmaya çalışırsınız. Sizi hedefinize yaklaştıran -ya da yaklaştırmayan- bilgiler edinir, onları bir kenara kaydedersiniz.
Nihayetinde evreka! Eğer azimle çalışmış ve doğru hamleler yapmışsanız, o makineyi icat ettiniz demektir.
İcatlar, gelişimler bu şekilde olur. Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez. Durduk yere bir kitap ya da kaynak ufkunuzu açmaz ama bilmek istediğiniz bir şey varsa, su damlası bile size onu öğretebilir. Önce hedef.
Kaynaklar
- J. Diamond. (2002). Tüfek, Mikrop Ve Çelik. ISBN: 9789754032710. Yayınevi: TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları.