"domuz 3 şey ister ahır, yemlik ve dışkı havuzu modern insan ise ev, araba ve para" durum böyleyken yaşamayı hak ediyormuyuz yoksa boşa yermi kaplıyoruz
Yaşam, bir alışveriş şeklinde iradeye bağlı sunulmaması, ve onu hak etmek için bir şeyin yapılmasının zorunlu olmaması gibi nedenlerden dolayı, meta gibi üzerine değer biçilip, iradenin onu kullanma biçimi bu değer skalasına oturtulamaz. Ya da bu değer atfını yapacak olan irade, değerlendirilecek varlıkla aynı niteliklerde olmamalı.
Bu nedenle, düz mantıkla bakarsak, bu sorgulama açısından hayvanlar sınıfta kalır. Yeme üreme döngüsünde kalmaktalar. Farkındalıklarının olmamasından dolayı bizden farklı oldukları düşünülebilir, ancak bu durum sonucu değiştirmez. Kendilerine verilen yaşamı sadece fiziksel ihtiyaçlarını gidermek için kullanmaktalar. Habitata katkılarının farkında olmadıkları için, bir fayda için yaşadıkları kabul edilemez.
Bu nedenle, yaşamsal farkındalığı, varoluşsal farkındalıkları ve kognitif fonkisyonları açısından insanın yaşama yüklediği anlam ve değer, yaşamın kendisinden daha önemli. Yani bir değer biçme söz konusu olacaksa, bu hayatın kendisine değil, bireyin ona yüklediği anlam ve değer üzerinden olmalıdır. Bunun sorgulamasını yapacak kişi de o hayatı yaşayanın kendisi olabilir.
Yasam inanmak istedigin yonde yorumlanir. Basimiza bir felaket geldiginde kimimiz sanssiz oldugumuzu dusunur, kimimiz Allahin bizi sinadigini, kimimiz de Allahin bizi cezalandirdigini. Sen kalbinden hangisi seni mutlu ediyorsa onu secebilirsin. Mesela bir cennet(bagin bahcenin oldugu, o bag ve bahcede kiz ve erkek calisanlarin oldugu, cok guzel bir eşinin oldugu, guzel bir evinin oldugu, caninin sıkılmayacagı meskuliyetlerinin oldugu mekan) vaadi kimimizi cok mutlu eder. Ozetle yasam bir ayricalik degil yasam bir hediyedir. Ve tum zorluk ceken ve bu zorluklara gogus geren canlilar bu hediyeyi hakeder.