Aslında bu pek de etkileyici bir olay değil, düşünsenize Güneş Sistemi'nin sınırlarına ulaşmak için yolcusuz ve hafif bir aracın 46 sene yol gitmesi gerekiyor.
"Nasıl bu kadar yol aldı?" sorusuna gelince... Bunun çok da ilginç bir cevabı yok. Güneş Sistemi'nin tanımlanmış sınırlarından biri, yıldızlararası boşluğun başladığı tahmin edilen heliyosfer (daha spesifik olarak, "heliopause"):

Bunun görsedel gösterilen yöndeki ince kalınlığı 121 astronomik birim kadar (yani Güneş ile Dünya arasındaki 150 milyon kilometrelik mesafenin 121 katı, bir diğer deyişle 18 milyar kilometre). E aracın hızı da ortalama 56300 km/h. İkisini birbirine bölünce 40 yıl gibi bir süre çıkıyor. Araç hep bu hızda gitmediği için ve Güneş Sistemi içinde de gezegenler etrafında dönerek bilgi toplayıp zaman harcadığı için 47 yıldır yolda.
"Uzay sürüklemesi" diye bir şey yok. Fırlatıldığı ilk hız üzerine, gezegenlerin kütleçekiminden faydalanarak aldığı ek hız ("sapan etkisi") ile bu yüksek hıza erişti. Uzayda da sürtünme olmadığı için, yavaşlamadan aynı hızla yoluna devam ediyor.