Teknolojik gelişimin bir sonucu olan besleyici takviyeler ve tarım faaliyetlerinin yoğunluğu dolayısıyla etsiz bir yaşam biçimini uygulayarak da sağlıklı kalmak mümkündür. Fakat buna rağmen eti hayatımızdan çıkarmamaya meyilliyizdir. Çünkü birçok faktörün yanında kültürel oluşumlarımız, etin hayatımızdan çıkması fikrine karşın baskılayıcı bir ön adaptasyon oluşturmuştur. Bu baskılayıcı ön adaptasyonun tutunumumu sağlayan dinlerin oluşu ve birçok insanın da dindar oluşu nedeniyle, etin hayatımızdan çıkarılması bu yüzyılda neredeyse imkansızdır.
Bu durumu insanlığın acımasızlığıyla değil, umursamazlığıyla bağdaştırabiliriz. İnsanlığın bu konudaki umursamazlığının nedeni, kültürel ve dinsel anlam da kurdukları yoğun içsel ilişkidir. Bu ilişki genel olarak kendilerini ve kendi türlerini düşünmeyi odak kılmıştır. Dolayısıyla diğer türleri altplana alarak, bir değer varsa ilk önce onu kendileri için yapılandırmaya çalışmalarını sağlayacaktır.
Bu sürecin devam edişi kötümser olarak görülebilir. Aslına bakarsanız gün içerisinde hiç görmediğimiz tonca canlıyı öldürüyoruz, bunları hiç düşünmüyoruz bile, bunu da kötümser olarak görebiliriz ama görmeyiz. Çünkü onlar çok küçükler ve bu onlara karşı vereceğimiz değeri çok düşürür. Dolayısıyla hiç umursamayız bile. Sineği, kara fatmayı öldür geç. Ancak kompleks hayvanlar? Tatlı oluşları, zavallı oluşları, iletişimin daha mümkün olunabilirliği ve hele ki bize daha fazla benzemeleri dolayısıyla duygusal açıdan daha istikrarlı bir bağ kurabiliriz onlarla. Bu onlara vereceğimiz değeri büyük ölçüde arttırır. Dolayısıyla onların yaşayacağı şeylerden daha çok etkilenmeye meyilliyi oluruz. Bu yorumun bile bunun bir kanıtı. Onlardan etkileniyorsun ama bakterilerin ölümünden veya kendi birkaç milyon hücrelerinin ölümünden hiç etkilenmiyorsun bile. Bu gibi duygusal olarak seçici etkilenimlerinin yönü, varlıklara biçtiğin değerle doğru orantılı işlev verir. Bunun farkına var ve varlıklara karşı ona göre değer biç. Aksi takdirde düşüneceğin şeyler, yanlış yönlendirilmiş mantık dolayısıyla yanlış düşünceler olacaktır.
Teknolojik gelişimin bir sonucu olan besleyici takviyeler ve tarım faaliyetlerinin yoğunluğu dolayısıyla etsiz bir yaşam biçimini uygulayarak da sağlıklı kalmak mümkündür. Fakat buna rağmen eti hayatımızdan çıkarmamaya meyilliyizdir. Çünkü birçok faktörün yanında kültürel oluşumlarımız, etin hayatımızdan çıkması fikrine karşın baskılayıcı bir ön adaptasyon oluşturmuştur. Bu baskılayıcı ön adaptasyonun tutunumumu sağlayan dinlerin oluşu ve birçok insanın da dindar oluşu nedeniyle, etin hayatımızdan çıkarılması bu yüzyılda neredeyse imkansızdır.
Bu durumu insanlığın acımasızlığıyla değil, umursamazlığıyla bağdaştırabiliriz. İnsanlığın bu konudaki umursamazlığının nedeni, kültürel ve dinsel anlam da kurdukları yoğun içsel ilişkidir. Bu ilişki genel olarak kendilerini ve kendi türlerini düşünmeyi odak kılmıştır. Dolayısıyla diğer türleri altplana alarak, bir değer varsa ilk önce onu kendileri için yapılandırmaya çalışmalarını sağlayacaktır.
Bu sürecin devam edişi kötümser olarak görülebilir. Aslına bakarsanız gün içerisinde hiç görmediğimiz tonca canlıyı öldürüyoruz, bunları hiç düşünmüyoruz bile, bunu da kötümser olarak görebiliriz ama görmeyiz. Çünkü onlar çok küçükler ve bu onlara karşı vereceğimiz değeri çok düşürür. Dolayısıyla hiç umursamayız bile. Sineği, kara fatmayı öldür geç. Ancak kompleks hayvanlar? Tatlı oluşları, zavallı oluşları, iletişimin daha mümkün olunabilirliği ve hele ki bize daha fazla benzemeleri dolayısıyla duygusal açıdan daha istikrarlı bir bağ kurabiliriz onlarla. Bu onlara vereceğimiz değeri büyük ölçüde arttırır. Dolayısıyla onların yaşayacağı şeylerden daha çok etkilenmeye meyilliyi oluruz. Bu yorumun bile bunun bir kanıtı. Onlardan etkileniyorsun ama bakterilerin ölümünden veya kendi birkaç milyon hücrelerinin ölümünden hiç etkilenmiyorsun bile. Bu gibi duygusal olarak seçici etkilenimlerinin yönü, varlıklara biçtiğin değerle doğru orantılı işlev verir. Bunun farkına var ve varlıklara karşı ona göre değer biç. Aksi takdirde düşüneceğin şeyler, yanlış yönlendirilmiş mantık dolayısıyla yanlış düşünceler olacaktır.