Bir tasarımcının olduğuna da, olmadığına da somut kanıt bulunamayacağı için, sanki kanıt olmadığı için bir sonucu benimsemiş gibi görünmek kavramsal bir çelişki değil midir. . . .
İnanmak için kanıta gerek yok. Sadece inanma ihtiyacı gerekiyor. Kanıtı olmayan bir şeye inanmak da seçilebilir, inanmamak da. Kişiye kalmış bir durum. Kendi düşüncemi söyleyecek olursam;
Tanrı inancına sahip olmayan kişiler için:
Tanrı inancına sahip olmayıp da herhangi bir kanıt olmadığı için inanmayan kişiler için bir çelişki olduğunu düşünmüyorum. "İnanma ihtiyacı hissetmiyorum zaten kanıt da yok, neden inanayım? Kanıt gelirse düşünürüm." diye düşünüyorlar. Garajdaki ejder gibi. "Isısız alev püskürten, görünmez, cisimsiz, havada uçan bir ejder ile aslında hiç var olmayan bir ejder arasında ne fark var? Orada onun var olduğunu düşünmeme bir sebep yok o yüzden inanmıyorum." diyorlar.
Tanrı inancına sahip olan kişiler için:
Bu kişilerin ise o ejderin olduğuna inanmaya ihtiyaçları var. Asla bilemesek de orada olduğuna inanma ihtiyacı duyuyorlar ve inanıyorlar. Sorun ise inanmak için kanıta gerek yokken inanma ihtiyacı yeterli gelmeyip "kanıt" bulmaya çalışınca ortaya çıkıyor. Bir alev görünce "Bak, işte ejderin alevi. Gördün mü al işte kanıt. Ben bu yüzden inanıyorum." deyince. Yani zaten o ejdere inandığı için o alevi kendi inancına göre yorumladığını bilmeden inanıp bir de inanmak için kanıt bekleyince oluşuyor sorun.
Somut kanıt bekleyenlerden Tanrı inancına sahip olan kişinin "Ben bu alevin ejderin alevi olduğuna inanıyorum." Tanrı inancına sahip olmayan kişinin ise "Bu alevin ejderin alevi olduğunu düşünmeme sebep olacak bir kanıt yok, bunun ejderin alevi olduğunu düşünmem için bir sebep de yok zaten, o yüzden bu alevin ejderin alevi olduğuna inanmıyorum." demesinin en mantıklısı olduğunu düşünüyorum.
Merhabalar Yusuf İğın
Hayır tanrıyı reddetmek hatalı bir metod değildir. Çünkü bilimde ispatlanamamış her şey '' boş hipotez'' sınıfına girer. Bunun maddeüstü yada metafizik gibi şeyler hiç farketmez bir şeyin kanıtı yoksa bilimsel olarak yanlıştır. Ki eğerki bir tanrı varsa bizim ona inanmamızı bekliyorsa bize bir kanıt sunması gerekir ki inanalım ama ne mucize ne kanıt hiçbir şey göremiyoruz. Tarih boyunca binlerce din gelip geçti oradaki tanrı tasvirlerine bakıyoruz, sadece kendi içinde çelişen ve hatalı şeyler görüyoruz. Bu muslumanlık içinde, Hristiyanlık için de geçerli bir durum. Ayrıca tarih boyunca her din insanları kandırmak için kullanılıyor, açıklanamayan şeyleri kendince hikayeler bulmak için çabalanıyor, yoksullara şükrettirip sosyal karışık çıkartılmaması için de kullanılıyor. Şahsi fikrimi söyliyim tanrı yoktur, dinler insan uydurmasıdır. Çocukluğundan beri tanrı ile iç içe büyürseniz sizin de tanrıyı reddetme yada tanrıdan bağımsız bir evren düşünmek zorlaşır. Bu yüzden genel düşüncede ya tanrı vardır yada bilinmezdir. Ama şahsi fikrim tanrının var olmasının çok düşük bir ihtimal olduğudur.
Bu olaya kanıtlanabilir beklentilerle yaklaşıyorum çünkü ben bir insanım ve benim inanmak yada öğrenmek için kanıt gibi somut şeylere ihtiyacım var. Sen bana matematik öğretip kuantum fiziğini sorarsan sınavdan 0 alırım çünkü benim bildiğim bilgilerin dışına çıkıyorsun. Maddesel ortama göre düşünebilen canlıların bambaşka boyuttaki bir varlığa inanıp anlamasını beklemek saçmalıktır. Ben buna inanamam bilemem öğrenmem, doğru bile olsa tanrıyı bulamam. Heleki insanlık tarihine bakınca ve günümüze ulaşan dini kaynakların hatalarını görünce tanrının insan uydurması bir varlık olduğu fikri daha doğru geliyor. Bu yüzden -tanrı yoktur - demek hatalı bir metod olmaz.