Sorduğunuz soru, uzay zaman dokusunun ne olduğunu ve nasıl davrandığını anlamayı gerektiriyor. Uzay zaman dokusu, uzayın üç boyutunu zamanın dördüncü boyutuyla birleştiren kavramsal bir modeldir. Görelilik teorisi gibi günümüzün en iyi fizik teorileri, uzay zamanın evrendeki büyük nesnelerin hareketini ve ışık hızına yakın seyahat etmek gibi olağandışı olayların etkilerini açıkladığını belirtir.
Uzay zaman dokusu, kauçuk gibi esnek bir doku tabakasına benzetilebilir. Bu yaklaşım da Einstein’dan gelir. Einstein genel görelilik teorisini geliştirirken yerçekimi kuvveti denilen olgunun uzay zaman dokusundaki bükülmeler olduğunu açıkladı. Bu teoriye göre, büyük kütleler, uzay zamanı bükerek nesnelerin hareketini ve konumunu etkiler. Örneğin, Güneş’in kütle çekimi, Dünya’nın yörüngesinde tuttuğu gibi, ışığın da yönünü değiştirir. Bu fenomene kütleçekimsel merceklenme denir.
Uzay zaman dokusu her yerde vardır ve dümdüz bir zemin değildir. Uzay zaman dokusu, evrendeki maddenin ve enerjinin dağılımına bağlı olarak eğilip bükülür. Bu eğrilikler, uzay zaman dokusunun sürekliliğini bozmazlar, yani uzay zaman dokusunda delik veya kopukluk yoktur. Ancak bazı durumlarda, uzay zaman dokusunda çok şiddetli eğrilikler oluşabilir. Örneğin, bir kara deliğin merkezinde veya Büyük Patlama’da olduğu gibi. Bu noktalara tekillik denir ve burada fizik yasaları geçerliliğini yitirir.
Kısacası, uzay zaman dokusu evrenin dört boyutlu yapısıdır ve evrendeki kütleçekim etkilerini açıklar. Uzay zaman dokusu her yerde mevcuttur ve evrendeki maddenin ve enerjinin etkisiyle eğilip bükülür. Uzay zaman dokusunda çok nadiren de olsa tekillikler oluşabilir ve bu noktalarda fizik yasaları çöker.