Üretim kavramı birçok konuda farklı anlamlarda kullanılmaya müsait bir kavramdır. Örneğin; temel anlamıyla üretim topraktan, hayvanlardan bitkilerden vb. ürün sağlama, mal ve hizmet olarak yeni şeyler ortaya koyma, üretme işi demektir. Toplumbilim alanında ise insanların, toplumun yaşaması ve gelişmesi için zorunlu olan nesneleri elde etmek ereğiyle doğal çevrelerini değiştirme etkinlikleri ve süreci anlamında kullanılır. Tanımlar farklılık gösterse bile üretime ortak bir tanım yapabiliriz. Bir amaç doğrultusunda yapılan her türlü “yeniliksel değişime” üretim denir. Değişimin “fayda” sağlaması ve amaca uygun olması gerekir. Bu biçimdeki bir tanım, üretimin temel mantığını anlamamıza yardımcı olur. Günümüzde en revaçta olan üretim şekli “fikir” üretimidir…
Bir iş kurmak için kabaca şu tarz iş modeli benimsenir; önce fabrika kurulur sonra yurt içi veya yurt dışında gördüğümüz belirli bir piyasası olan ürün üretilir. Ana amaç ucuza üretmek ve her şehirde becerikli bayiler bulup pazarlamayı onlara teslim etmek olur. Getiriye göre reklam harcamaları arttırılır ya da fiyat kırılır. Başarı sağlandığında piyasaya “yeni” ürünler sürülür ve aynı döngü devam eder. Genelde uzun vadeli planlar aracılığıyla kalıcı kazanç fırsatları düşünülmez, kısa vadede cebe giren önceliklidir. Bu klasik düşünce yapısının benimsenmesinin en önemli sebebi ise uzun vadeli planların “uzun” düşünce süreçlerinden geçme zorunluluğu olmasıdır. Başarılı olmak için daha fazla emek sarf etmek gerekir. Taşın altına elini koymaktan çekinmemek, yeri geldiğinde yaratılan markanın değeri için riskli kararlar vermek gerekir. Fuarlara gidip gelmek, markasız ve yatırımsız iş kurmak yerine temelinde özgünlük yatan, teknolojiye, Ar-Ge’ye ve “marka felsefesine” önem veren “yapılar” kurmak gerekir. Bunu en iyi şekilde hayata geçiren şirketler ve ülkeler yavaş ancak istikrarlı büyümeyle ekonomilerini genişletir ve çeşitlendirirler.
Klasik iş modeline fiziksel sermaye denir. Fikir, patent, tescil vs. aracılığıyla kurulan şirketler ise soyut/fiziki olmayan sermayeye sahiptir. ABD, İngiltere, Fransa, İsviçre ve İsveç gibi gelişmiş ülkelerin ekonomisinin çoğunluğu fiziksel olmayan sermaye ile ayaktadır:
Kaynaklar
- Güven Borça. (2018). Ballı Fındık. ISBN: 9786059905374. Yayınevi: Humanist. sf: 154.