Aslında benzer açıklamalar olsa da sağlam olması açısından iki kaynaktan da alıntı yaptım.
Kaynak 1: Bilindiği gibi eşeyli üreme ilk olarak, cinsel olarak farklı organlar henüz evrilmeden önce başladı ve daha sonra bu organlar zamanla birbirine paralel şekilde geliştiler. Örneğin birçok bitki hermafroditiktir: yani bu bitkilerin hem erkek hem de dişi cinsel organları vardır. Fakat eşeyli olarak çoğalan ilk organizmalar tek hücreli bir bakteriyum idi ve dolayısıyla cinsel organları hiç yoktu.
Eşeyli olarak çoğalan organizmalar çok hücreli formlara dönüştüğü ve hücreleri özelleşmeye başladığı zaman, bazı hücreler hem kademeli olarak, hem de aynı anda evrim geçirerek erkek ve dişi üreme fonksiyonuna sahip olacak şekilde özelleşmeye başladılar.
Fosil kanıtlar, dişi ve eril cinsel organların ilk olarak tüm bireylerde aynı anda ikisi birden var olarak (zaten birçok bitkide de olduğu gibi) evrilmeye başladığını ve daha sonra bazı türlerde bu çift cinsiyete sahip bireylerin ortam yani çevre faktörlerine göre cinsiyet sahibi olabilecek şekilde bir cinsel çeşitliliğe sahip olarak evrildiklerini ön görmektedir (zaten birçok sürüngenlerde olduğu gibi, mesela sıcaklık gibi çevre faktörlerine bağlı olarak bazıları erkek bazıları da dişi organlar geliştirirler) Ve daha sonra da bu cinsiyet farklılıkları zaman içinde nihayet bir kromozom mutasyonu olarak DNA’ya eklendi. Tabi ki bütün bunlar, herhangi bir memeli canlının var olmasından çok önce meydana gelmiş olan şeyler. Yani, yeryüzündeki ilk memeliler hali hazırda daha önceden genetik olarak DNA’ya sabitlenmiş şekilde cinsiyetlere ve “birbirine uyan” yani “birbirleriyle eşleştirilmiş” görünümüne sahip cinsel organlar geliştirmiş şekilde var oldular, dolayısıyla bu organlar da ilk memelilerde hali hazırda böyleydi (yani balıktan sürüngenlere kadar olan süreçte çoktan evrilmişlerdi bile). Biz insanların üreme organları da, memelilerin atalarının cinsel organlarının sadece evrimleşmiş versiyonlarıdır, bu yüzden genital organlarımız maymun ve primatlarla olduğu gibi hemen hemen aynıdır. Ve memeli üreme organları da zaten ataları olan sürüngenlerin üreme organlarının başka bir versiyonlarıdır, bu yüzden memelilerin cinsel organları da (kuşlara, böceklere veya balıklara nazaran) en çok sürüngenlerin cinsel organlarına veya onların genital bölgelerine benzemektedir.
Sorulan sorunun asıl anlamı, yani cinsel organların şekilsel olarak birbirlerine “uyumlu” olmak zorunda kalmaları aslında canlılık tarihinin çok geç dönemlerinde oluşmuş bir gelişmedir. Örneğin, balıkları ele alırsak balıklar asla cinsel organlarını birbirlerine temas ettirmez bile. Erkek organlar, daha önce kadın tarafından dışarıya bırakılmış yumurtaları dişiye temas etmeden döllemek zorundadır.
Bu prosedür çok yavaş bir şekilde sürüngenlerde, yumurta henüz dişinin içindeyken erkeğin yumurtayı döllemeye başladığı bu en yaygın sisteme evrilmiştir, ki başlangıçta bu cinsel organların birbirlerine sadece “kabaca” uyacak bir şekilde görünümleri vardı. Fakat bu bir kez başladığında gitgide birbirlerine daha iyi uyacak şekilde gelişmeye devam ettiler. Daha sonra bu sürüngenlerden bazıları gerçek bir yumurta ihtiyacını ortadan kaldıracak şekilde “canlı doğum” yapmaya başladılar ve onlardan da bildiğimiz gibi memeliler evrildi, bu yüzden sürüngenler gibi artık yumurta bırakmıyoruz. Dolayısıyla, insanların cinsel organları arasındaki görüntüsel “uyum” milyarlarca yıl içinde aşamalı olarak gelişmiş ve memeliler henüz ortaya çıkmadan önce evrilmiş bir özelliktir.
Kaynak 2: Bu soruya da bilim adamları cevap verebilmektedir, eldeki bulgulara dayanarak. İlk cinsel organların iki farklı organizmada evrimleşmiş olabileceği düşünülmektedir:
Funisia dorothea: 565 milyon yıl kadar önce yaşamış olan bu tübüler omurgasızların ilk cinsel organları evrimleştiren canlılar olduğu düşünülmektedir.
Günümüz süngerleri ve resiflerinin ataları olan bu canlılar (süngerler, hayvanlar alemindendir). F. dorothea canlısında, ilk defa spermleri ve yumurtaları barındıran organların geliştiği düşünülmektedir. Çünkü bu hayvandan önceki hayvanlarda böyle özelleşmiş yapılar bulunmuyordu.
Ancak University of California'dan bazı bilim adamları, bu canlıların eşeyli olarak ürediklerinin kesin olduğunu, ancak özelleşmiş üreme organları bulunduğu konusunda şüpheleri olduğunu söylemektedirler.
Materpiscis sp.: Bir tür balık olan bu hayvanın ilk defa cinsel organlar geliştirdiği düşünülmektedir. Bu hayvan, ilk defa eşeyli üremeyi yaklaşık 410 ila 400 milyon yıl önce evrimleştirdiği düşünülmektedir.
Çene gelişimini beslenmeye değil, çiftleşmeye bağlayan Los Angeles Doğa Tarihi Müzesi bilim adamları, pek çok köpek balığında çenenin ve dişlerin, dişiyi sabit tutmaya yaradığını belirtmektedirler. Bilim adamları, kalça kemiklerinin özelleşmesi sonucu cinsel organların geliştiğini düşünmektedir.
Ayrıca, böyle özel organların gelişmesinin sebebi şudur: Deniz, son derece kaotiktir ve pek çok balık batmamak üzere sürekli yüzmek zorundadır. Bu da, spermler ile yumurtaların buluşma şansını düşürmektedir. Bu sebeple ilk defa bu balıklar, kanca benzeri yapılar geliştirerek, dişilerin yumurta keselerine tutunmaya çalışmışlardır. Milyonlarca yıllık evrim sonucu, dişilerin de yumurtalarına giden çukurluk genişleyerek dişi cinsel organının oluşturmuştur. Yani cinsel organların evrimleşme sebebi, sperm ile yumurtanın daha kısıtlı bir ortamda, daha yüksek verimle birleşebilmesidir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak 1. (18 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 18 Kasım 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 2. (18 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 18 Kasım 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı