Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Batuhan Piren
Üye
3

Türkiye'de üniversitedelerde bölüm değiştirmek neden bu kadar zor?

Yurt dışına giden türk öğrenciler avrupa kontenjanından çok kolay bölüm değiştirebiliyorlar. İşletme mühendisliğine girip sonra avkatlığa geçip sonra da işletmeye geçenler bile var. Türkiye'de bu geçiş olayları neden zor. Yks puan falan katılıyor. 1 sene geçmiş sınavın üzerinden geçiş ne kadar mantıklı ki? Değişmesi gerekmez mi bu sistemin?
734 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Eylül Gökçe Altunkeser
Bilim Okur-Yazarı

Türkiye'de öğrencilerin ilgi duyduğu, yeteneği olan alanları keşfetme olanakları genel olarak yok. 18 yaşına gelince paldır küldür sınava girip hiçbir fikirlerinin olmadığı mesleklere yöneliyorlar maalesef. Bu durumun herhangi bir nedeninin veya mantıklı açıklamasının olduğunu şahsen düşünmüyorum. Öğrenciyi düşünen bir sistemde değiliz genel olarak.

Bence üniversiteye girmesi kolay çıkması zor olmalı. Ön eleme yapılabilir elbette ama bu elemenin okuma-anlama, orta-temel düzey matematik ve yabancı dilden ileri gitmesi gerektiğini düşünmüyorum. Şu anki sistemde 0 İngilizce bilgisiyle üniversite okumak mümkün mesela. 1 sene hazırlıkta nasıl İngilizce tamamen öğrensin çocuklar? Ayrıca öğrenciler rahatça kendi alanları dışındaki alanları da keşfedip bu alanlar arasında geçiş sağlayabiliyor olmalı kesinlikle.

Allah akıl fikir versin.

Tüm Reklamları Kapat

101 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
6
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Esat Kudret
Esat Kudret
201K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Çok Zor Bir Soru! Deve misali keşke sadece boynumuz eğri olsa!

Çünkü temelinde, eğitimin anaokulundan akademiye değin ne ifade ettiği ve bununla ne hedeflendiği ile ilgili bir sorunlar silsilesi yatıyor.

Ülkemizde eğitim 1950’lerden itibaren (köy enstitülerinin kapatılmasıyla), yeni sömürge ilişkileri çerçevesinde akıldan ve bilimden koparılarak azgın sermayenin çıkarlarına doğrudan endekslenmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Eğitim, geniş-yoksul-emekçi halk yığınları için tek tipleştirmenin, itaatleştirmenin, uyutmanın ve razı etmenin ; egemen sermaye sınıfının evlatları için ise yönetmenin-efendiliğin temel aparatı olarak hayatımıza sokulmuştur.

O gündür bu gündür başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere ülkemize kredi vb. yollarla kuruş değerinde borç verenin ilk koşulunun hep eğitim alanının onların koşulsuz, yasal, zihinsel ve ekonomik denetimine açık hale getirilmesi yönünde olması bir tesadüf değildir.

Bu süreç halen anaokulundan akademiye kadar devam etmektedir. İsmi hoş, içi boş bir eğitim sistemi. Ve ne yazık ki bilim üretmesi gereken özgür üniversitelerde, öğrenci seçiminden branş değişikliğine, tabela üniversitesi açmaktan sınavlara kadar her şeyi, bu minvalde, yeni sömürge ilişkileri çerçevesinde YÖK yürütmektedir.

Bu sürekli zikredilen yeni sömürge ilişkisi nedir: Sermaye eski usül orman kanunları ile yoksul, geri kalmış-bıraktırılmış ülkeleri işgal ederek, karıştırarak vb yollarla uzunca bir süre sömürdü. Ancak bu “sermaye sınıfı , anlaşabilmek ve kullanabilmek için sömürdüğü halkı, yine kendi menfaati için bir seviyeye taşımak zorundadır. Sömürüye razı etme amaçlı iletişim için okul açıp dil öğretmek, yağmaladığı malı limanlara taşıyıp ülkesine götürebilmek için demir yolu inşa etmek gibi..” hem çok masraflı hem de seviyesini zoraki yükselttiği halkın, din,dil,bayrak,bağımsızlık,özgürlük üzerinden “ortak düşman” vurgusu ile direnişlerine vesile oluyor ve bağımsızlık savaşlarının önünü açıyordu.

Tüm Reklamları Kapat

Sermayenin manevra yapması gerekiyordu. Sihir göreli kavramında bulundu: Bayrak,dil, bağımsızlık, özgürlük vb. her şey göreli. Ancak öte tarafta yarattığı yerel (bizden) işbirlikçileri eli ile ve tereyağından kıl çeker gibi sömürü, ekonomik bağımsızlığı felç ederek ve buna yönelecek zihinleri körelterek pekala daha rahat sürdürülebilirdi. Ne de olsa düdüğü çalan parayı verendi her zaman. Bugün olan o.

Eğitime yansıması zihinlerin köreltilmesine hizmet şeklindedir ve sadece yoksul-emekçi halk yığınlarına yöneliktir. Anasınıfından üniversiteye kadar…

Bugün üniversitelerimizin içinin her geçen gün boşalması, değer yitimi, üretememesi iradidir. Çünkü insan politik bir hayvandır. Politik hayvan olmak evrimsel sürecin, teori ile pratiği aynı anda icraya mecbur bırakışının bizlere yaşamsal bir hediyesidir. Bunlardan birini (pratiği) koparırsanız bu hayvanı her avcıya açık hale getirecek topal bir varlığa dönüştürürsünüz.

Eğitim sistemimizdeki temel sorun budur. Bu çoğu zaman ezbere eğitim, salt diploma amaçlı okul ve kamusal eğitim alanının tasfiyesi ile dizginsiz türeyen, türetilen dernek, vakıf, özel isimli okullar şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ve yine anaokulundan üniversiteye kadar.

İyi de bunca açıklamanın soru ile ne alakası var denebilir. Alaka yanlış yolda doğru ayakla yürünemeyeceği gerçeğidir. Yanlış iliklenen ilk düğmeden sonrasının da yanlış olacağının kaçınılmazlığıdır.

YÖK eli ile özünü yitiren, özü iradi olarak yitirtilen bir eğitim sisteminde, hele ki akla ziyan bir şekilde akıl ve bilimin egemen olması gereken üniversitelerimizden aklın ve bilimin kovulduğu bir zeminde, sorunuza yönelik cevabın akıl dahilinde bir karşılığının olmadığıdır, olamayacağıdır.

Dilerseniz aynı soruyu asıl muhatabı olan kuruma sorun cevap alamayacaksınız. Cevap alamayacaksınız çünkü bugün üniversitelerimiz bir maddi getiri aracıdır. Sınavlar bu yüzden ücretlidir.

Çünkü sınav sistemimiz kazanmaya, keşfetmeye ve geliştirmeye değil elemeye yöneliktir. Hele ki emekçi-yoksul halkın bir üyesi iseniz, zaten bu yaşa kadar adil olmayan sayısız elekten geçerek buraya kadar varmışsınız demektir, yaşadığınız sorun sadece buna bir elek daha ekleme işidir hepsi bu.

Sermaye-zengin kesiminin asla böyle bir sorunu olmaz. Çünkü dilediği zaman dilediği yerde dilediği okula parayı basıp gider, dilediği bölümü okur, olmadı mı kendi üniversitesini kurup oradan amacına ulaşır, olmadı mı diplomayı, sertifikayı, yeterlilik belgesini satın alır. Ne de olsa o efendinin safında ve müstakbel efendiler arasındadır. Ona her kapı açık, her yol mübah.

Keşke en büyük sorunumuz sorduğunuz soru ile sınırlı olsa. Deve misali keşke sadece boynumuz eğri olsa…

4
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close