Türkiye gibi hızlıca paraya çevirebileceği doğal kaynakları kısıtlı olan, (petrol doğal gaz vb.) jeopolitik konumu nedeniyle "Batı" ile "Doğu" arasında köprü pozisyonundaki ülkelerin, en kolay ekonomik büyüme ve kalkınma olanakları kesinlikle dış ticaret ve dış yatırımlardır. Bu akışın düzen ve devamlılığı ise, öngörülebilir ekonomi ve hukuk sistemi gerektirecektir. Böyle kararlı ve güvenilir sistemin ana omurgası ise kuvvetler ayrılığı dediğimiz, yasama, yürütme ve yargı organlarının ayrı ve eşit güçte olmasıdır. Dolayısıyla kuvvetler ayrılığı prensibini sağladıktan ve uyguladıktan sonra her iki sistemde (parlementer veya başkanlık) uygun olacaktır. Ancak Türkiye gibi geçmişten gelen kültürü ve alışkanlıkları ABD'den farklı olan ülkeler için benim düşüncem kesinlikle parlementer sistem olmasıdır. Bizim toplumsal alışkanlıklarımız ve kültürel kodlarımız içinde Başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığını uygulamayı zorlaştırıp bozmaya meyilli olacaktır.