Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası'nda belirtildiği üzere ve tanımı gereği;
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
-T.C. Anayasası Madde 2 [1]
Tüm Reklamları Kapat
Başlangıç kısmında da geçen şekilde;
"Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda..." [1]
Bu ifadeler ve Anayasa'nın geri kalan başlangıç kısmı metninden de anlaşılacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti kurucu ve yönetici ideoloji olarak Atatürk ilke ve inkılaplarını T.C. Anayasası'nda belirttiği şekilde esas alır ve bunların korunmasını, uygulanmasını ilgili makamlar aracılığıyla devam ettirmek zorundadır. Kurucu ideoloji Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyeti kurarken halk ve muasır medeniyet seviyeleri için uygun olan, çağdaş, yenilikçi ve yenilenebilen, bilimsel, ilerici, hukuktan yana ve hukuku üstün tutan, laik ve demokratik ilkelerin bütünüdür. T.C. bu ilkeler üzerine kurulmuş ve yönetilmiştir. Esas olan bunlardır lakin bunlar o dönemde bir ideolojiye ait ilkeler değildir ve o dönemde ideolojiksel olarak sınıflandırılmazlar. Sonradan sınıflandırılma ile temelde Atatürkçülük ve/veya Kemalizm bunları kapsayan bir ideoloji olarak adlandırılmıştır. Bu kavramların da Atatürk'ün düşüncelerini birleştiren onları ideoloji haline getiren kavramlar olduğu söylenebilir. İki kavram da aynı kökten beslenmiş olup çıkış zamanları farkları ile ad değişikliği olmuştur. Kemalizm Milli Mücadele'nin başında itibaren oluşmuş iken Atatürkçülük, Atatürk'ün ölümünden sonra oluşmuş ve yine aynı fikirleri kapsayan gelişen, yenilenen fikirler bütünüdür. Bu fikirler ortak paydaya çıkmaktadırlar. İki adlandırma arasında fark oluşturmaya çalışan gruplar Atatürk kimliğini bölmeye ve ayrıştırmaya çalışmaktan öteye gitmemektedirler. (Ayrıca bakınız Kemalizm[2])
Anlayacağınız üzere devlet ideolojisi olarak söylenebilen tek ideoloji kurucu fikirler olan Atatürk'ün ilke ve inkılapları, Atatürkçülük/Kemalizm'dir. Ancak Atatürk'ün fikirleri salt olarak ideolojileştirmek ne kadar doğrudur, tartışmalı. Çünkü yapısı gereği Atatürk'ün fikirleri çağdaş ve bilime uygun olarak kendini yenilemektedir. Akılcıdır, birleştiricidir. Daima sabit kalmaz, kalamaz çünkü fikrin oluşturucusu böyle istememektedir.
Bunların dışında dönem dönem uygulanan ideolojiler hükümetlerin uyguladıkları ideolojiler olarak hükümetler gibi geçici ve dönemsel ideolojilerdir. Hükümet ideolojileri devlet ideolojisinin önüne geçemez ve varlıkları gereği hükümet süreleri boyunca etkin olurlar. Bu ideolojilerde her zaman Atatürkçülük kümesi altında barınmak zorundadırlar.
Sonuç olarak bir ideoloji söylemek gerekirse Atatürkçülük/Kemalizm temelde de Atatürk'ün fikirleri, ilke ve inkılaplarıdır ancak bunlar daima modern, çağdaş kalmayı ve aklı ön plana almayı bir görev bilmektedir.
Anayasayı okumak için.
Kaynaklar
- T. C. İ. B. B. T. G. Müdürlüğü. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. Alındığı Tarih: 27 Mayıs 2024. Alındığı Yer: T. C. İçişleri Bakanlığı | Arşiv Bağlantısı
- Atatürk Ansiklopedisi. Kemalizm - Atatürk Ansiklopedisi. (16 Şubat 2021). Alındığı Tarih: 27 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Atatürk Ansiklopedisi | Arşiv Bağlantısı