Bilimsel teoriler iyi organize edilmiş ve son derece doğrulanmış açıklamalardır (Örn: Big Bang, Evrim teorisi, Atom teorisi). Bilimsel kanunlar ise; gözlemlenen olaylar arasındaki ilişkilerin betimlenmesidir (Örn: Yerçekimi kanunu, Arşimet kanunu, Boyle kanunu). Örneğin; Boyle Kanunu (1670) gaz basıncı ile hacim arasındaki ilişkiyi betimlerken, Kinetik Moleküler Teorisi (1850) ise bu ilişkinin nedenlerini açıklamaktadır. Bilimsel bilgiler hipotezle başlar, hipotezler bir miktar doğrulandıklarında teorilere, teoriler de yeterince doğrulandığında yasalara dönüşür. Gazlarla ilgili Boyle yasasının moleküler teoriden daha önce ortaya atılmış olması, bu anlayışın yanlış olduğunu gösteren örneklerden biridir. Teoriler değişime açık olduğu gibi, kanunlar da teoriler gibi değişime açıktır.[1]
Kaynaktan da anlaşıldığı gibi sadece teoriler değil yasalarda zamanla değişime yada gelişime uğrayabilir. Bilimin gelişmesi ile yeni araştırma imkanları ve kaynaklarla yeni veriler elde edilebilir.
Kaynaklar
- B. Ozden, N. Yenice, et al. (). Preservice Science Teachers’ Views Towards Scientific Law And Theory Concepts: A Qualitative Case Study.