Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Sergen Öztürk
Üye 4 Aralık 2022 7 Cevap
5

Tanrının yok veya var olduğundan nasıl emin olabiliriz?

Merakımdan soruyorum, yasaksa affola.
1,503 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
7 Cevap
Ali Sert
Ali Sert
84K UP
Düşünür çok Düşünür 6 Aralık 2022

Tanrı'nın yok olduğu bilimsel ve felsefi olarak kanıtlanamaz. Bir Yaratıcı yoktur diyenler deney ve gözlemle elde ettikleri kanıtlar ileri süremezler ya da felsefenin kriterleri altında "kesinlikle yoktur" gibi bir sonuca ulaşamazlar ancak agnostik bir yaklaşımla "var ya da yok olduğunu bilemeyi"z derler.

İslam haricindeki dinlerin konu hakkındaki görüşlerinin tam olarak bilemem fakat sanırım Tanrı'nın varlığını kanıtlamak gibi bir dertleri yok. İslam dini ve kitabı Kur'an Allah'ın varlığını akli ve mantıki delilleriyle ispatlamış ve bu konuda insanları düşünmeye davet etmiştir. Bugün bilimin yeni keşfettiği birçok gerçeği 1400 yıl öncesinden açık ya da kapalı anlatarak düşünen ve akleden insanların bunları yaratan bir Yaratıcının varlığına ulaşmasını hedeflemiştir.

İnanmak ya da inanmamak insanların kendi tercihleridir. Kimse zorla bir inanca davet edilemez ya da tercihlerinden dolayı kimse küçümsenemez hakir görülemez.

Tüm Reklamları Kapat

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tehmez Muradov
24 yıllık hayatımda hiss bile etmedim 4 Aralık 2022

Portekizli şair, sanatçı, yazar ve filozof Fernando Pessoa "Huzursuzluk Kitabı"nda şöyle yazmıştı: "Gençlerin çoğunun Tanrı'ya olan inancını yitirdiği ve bunu babalarının Tanrı'ya inandıkları gibi yaptıkları bir zamanda yaşıyorum. neden olduğunu bilmeden."

Pessoa bu cümleyi geçen yüzyılın 30'larında yazmıştı. Aradan 80 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen o fikir bugün bizi temsil ediyor gibi görünüyor diyebilirim. Şimdi bile Allah'a inanmayan insanlar var ve bu doğal. Ancak mesele şu ki, bu inanç veya inançsızlık herhangi bir temel, destek noktası veya dayanak olmadan gerçekleşir.

Fernando Pessoa'nın bu görüşünü okuduğumda kendime bir soru sordum; Neye inanıyorum ve neden? "Neden inanmıyorum?" soru o kadar önemli değil. Çünkü neye ve nedene inanmak, cevabını içinde barındırır.

Tüm Reklamları Kapat

Bir insan olarak sorumluluk duygusuna sahip olduğumu biliyorum. Doğru ve yanlış yaşadığım bu hayat benim. Yapmadıklarımdan olduğu kadar yaptıklarımdan da sorumlu olduğumu biliyorum. Bu sorumluluk sadece kendi hayatım için değil, aynı zamanda dünyada yaşayan bildiğim ve bilmediğim, bildiğim ve bilmediğim her canlıya ve her nesneye karşıdır. Yani ben Tanrı'ya inanmıyorum; Hatalarımdan dolayı suçlayacağım şeytanın ve doğru bir şey yaptığımda beni ödüllendirecek olan Allah'ın varlığına inanmak yerine, bir şey yaptığımda kendim ve genel olarak canlılar üzerindeki etkime dikkat ederim. yanlış ve doğru olup olmadığı ve ortaya çıkan "kepek etkisinin" zararlı mı yoksa zararsız mı olduğu. Kısacası sorumluluğumu anlıyorum. Özgürlüğümü elimden mi alıyor? Kolaylıkla hayır diyebilirim. Stoacıların dediği gibi, "özgürlüğümüz boğazımızdaki ip kadar uzunsa", sorumluluk bu ipin benim elimde olduğu anlamına gelir.Tanrı'nın varlığına inanmıyorum, insana, onun gücüne ve büyüklüğüne inananlardan da değilim. Bir kişiye inanmak derken kesinlikle güvenmeyi kastetmiyorum. Burada inanmak, insanı Tanrı denen bir varlığın yerine koymaktır. Fernando Pessoa'nın dediği gibi: "Tanrıya inanmıyorum ama hayvan sürüsüne de inanamam." Hayvanla aynı kökten gelen, yıkıcı bir karaktere sahip, bu karakteri dizginlemek ya da daha doğrusu örtmek için sevgi ve vicdan yaratan, bu tür kanlı savaşlardan barışı elde eden ve öldürme arzusunu tatmin ettikten sonra insana inanamadım. . Bunun bir başka nedeni de, saydığım bu özellikleri ona birisi veya bir şey verdi demek için tanrı denen bir varlık yaratmasıdır. Kendisiyle yüzleşemeyen, sürekli kendinden kaçan, bu kaçışları başka insanlara sığınarak yapan yani bir şekilde kendine dönen, başlangıcını belli belirsiz de olsa hatırlayan bir insana inanmak aptalca bir adım olur. ama geleceğinden tamamen habersizdir.

Allah denen, üzerine sorumluluğumuzu taşıyamayacağımız bir varlığa, biyolojik anlayıştan başka cevheri olmayan bir insana inandıktan sonra neye inanacağımı düşünürken garip bir şey buldum: Düşünmeye neden inanmayayım? Ama düşünmek nedir?

Birçok filozof düşünme hakkında konuşmuştur. Ne olduğu, nasıl olduğu hakkında bir fikir beyan etmiş ve tabii ki o kanaate varmadan önce biraz düşünmüştür.

İnsan denilince akla ilk gelenin “düşünülebilir varlık” olduğunu düşünebilirsiniz, o yüzden ben dolaylı da olsa bir insana inanıyorum. Ancak buradaki mesele, düşünme faaliyetini insan bağlamından ayrı değerlendirmektir. Yani Descartes "düşünüyorsam varım" demiştir, dolayısıyla insanı insan yapan ve var olduğunu ispatlayan tek şey düşünmektir. İnsan ona bağlıdır, o insana bağlı değildir.

Tüm Reklamları Kapat

Düşünmek bize, yaşamımıza (geleceğimize ve bugünümüze) rehberlik eden bir faaliyettir. Düşünmek dünyayı anlamamızı, şeylerin özünü anlamamızı sağlar. Neyin yanlış, neyin doğru olduğunu düşünerek anladığımız gibi düşünerek yaratırız. Blaise Pascal'ın dediği gibi: "Hiçbir şey kendi içinde kötü ya da iyi değildir. Bir şeyin iyi ya da kötü olması onun hakkında nasıl düşündüğümüze bağlıdır."

Eskiden düşünce ve duygular (tutku diyebiliriz) sürekli karşı karşıya getirilirdi. Duygular tehlikeli kabul edilirken, düşünmeye tek çıkış yolu, kurtuluş olarak değer verildi. Duygular, düşünmenin önündeki engeller olarak algılandı. Bu nedenle Bertrand Russell, "Yalnız Bir Gezginin Düşleri" adlı kitabında "Ruhumu şimşek hızıyla dolduran ama beni aydınlatmak yerine sarsıp yok eden bir duygu. Düşünmek için soğukkanlı olmalıyım" demiştir.

Sorunun “neden inanıyorum” kısmına gelince, düşüncede sorumluluk duygusu olarak bana özgürlük veren ve özgür olduğumu kanıtlayan etkinliktir. Aynı zamanda, dolaylı olarak düşünmek, ona katlanmak için bir sorumluluk duygusu öğretir. Yazının başında sıraladığım olumsuzlukları gizlemek yerine nedenlerini anlamamızı, onlardan kendiliğinden kurtulmak yerine (ki bu insanı daha da insanlıktan çıkarır) onlarla bilinçli olarak yaşamamızı sağlar.

Düşünmekten bahsederken insanın doğasına yabancı olduğunu, yani doğuştan gelen bir şey olmadığını unutmamalıyız. Zamanla (ve zor yoldan) öğrenilen ve bir kez öğrenildikten sonra terk edilmeyen bir şeydir. Bir kez “tadarak” bu lezzeti ömür boyu tatmak mümkündür.

Düşünmeye inanıyorum. Fernando Pessoa'nın dediği gibi: "Kalp düşünebilseydi, atmayı bırakırdı."

Azerbaycan dilinden çevrildi. Okudunuz için teşekkürler.

15
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ertuğrul Genç
Öğrenci, araştırmacı 5 Aralık 2022

Aslında emin olamayız çünkü şu an insanlık olarak bilgi çağındayız ama bilgilerim kısıtlı Tanrı'nın var olup veya var olmadığını bilecek kadar gelişmiş ve bilgili değiliz. Kısaca şu an bilemeyiz.(Agnostik değilim)

Ama ben Tanrı kavramına apateist bir bakış açısıyla yaklaşıyorum. Tanrı'nın var olup veya var olmaması beni ilgilendirmez.

Tüm Reklamları Kapat

5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Lu Ca
Lu Ca
52K UP
Konuyla derinden ilgili 7 Aralık 2022

(Sorunun altında "Yasaksa affola" yazıyor. Tabii ki değil, neden olsun. Saygı ve mantık çerçevesinde herkes istediği her şeyi sorabilir. Bu soru da oldukça mantıklı.)

(Bu cevabın, yine bu isme ait başka bir soru olan "Psikolojimi nasıl yenebilirim?" sorusuna ve altında yazılan "Yanacak mıyım?" sorunsalını çözümlemeye de yardımcı olacağına inanıyorum.)

Buradaki fikir, bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu verilere dayalı sonuçların kanıtladığı bir gerçek olmamakla birlikte, bence bilimin bugüne kadar vardığı sonuçlardan farklı bir yere ışık tutmuyor.

Tüm Reklamları Kapat

Hayatta kalmak ve türün devamlılığını sağlayabilmek için insanın, diğer canlıların mücadele ettiği problemlerin yanı sıra bir gerçeklikle daha mücadele etmesi gerekir; o da akıldır. Aklın çıkartma ihtimali olan bütün sorunlarla başa çıkabilmek için yine aynı akıl bazı irrasyonel konseptler dizayn eder; ve tabii ki irrasyonel şekilde dizayn edilmiş bu konseptlerin en kapsamlısı Tanrı(yaratıcı) konseptidir.

Sürecin temel akışı şöyledir:

Akıl ilk önce aksini kanıtlamanın imkansız olduğu bir konsept dizayn eder. Bu konsepti, KASITLI OLARAK aksinin kanıtlanması imkansız olacak şekilde dizayn eder. Daha sonra konseptin güvenilirliğini arttırmak için kendi dizayn ettiği konseptin aksini kanıtlamaya çalışır. Amaç, kasıtlı olarak aksini kanıtlamanın imkansız olacağı şekilde dizayn edilmiş bir konseptin aksini kanıtlamaya çalışarak ve kaçınılmaz son olarak bunu beceremeyerek, KONSEPTİN GERÇEK OLABİLECEĞİ İLLÜZYONUNU YARATMAKTIR. Ve soru sorulur; "Tanrının olmadığını kanıtlayabilir misin?". Akıl bu sorudan sonra gelebilecek olan ve en mantıklı gibi gözüken argümanı yine kendisi üretir (Zaten soru, bu argüman üretilebilsin diye sorulur) ve "Eğer olmadığını kanıtlayamıyorsan, olmadığını söyleyemezsin." der. Aslında oldukça akılcı ve rasyonel olan bu argümanın, akılcı ve rasyonel bir yapıda mı kalacağının, yoksa manipülatif bir yapıya mı bürüneceğinin belirleyicisi, argümanın ilişkili olduğu kaynağın yani fikrin çıkış noktasının rasyonel olup olmadığıyla ilgili olduğu için, hangi yapıda olduğu zaten en başından belirlidir. Söz konusu aklın bu dizaynı olunca, argümanın ilişkili olduğu kaynak irrasyonel olduğu için, otomatik olarak argümanın yapısı da artık akılcı ve rasyonel değil, manipülatif bir yapıdadır. Aksinin kanıtlanması imkansız olacak şekilde dizayn edilmiş bir şeyin olmadığını tabii ki söyleyemezsiniz. Ancak amaç gerçekleşir ve akıl kendi kendini manipüle edebilmeye başlar ve en sonunda "Eğer olmadığını kanıtlayamıyorsam yok diyemem, o zaman Tanrı vardır." sonucuna varılmıştır artık. Halbuki bu argüman başka bir şekilde de üretilebileceği için, akıl istediği kadar mücadele etsin konseptin açığını keşfetmek zorunda kalır, kaçınılmaz son olarak argümanı ters tarafına çekmeye yeltenir ve "Tanrının olmadığını kanıtlayamadığım gibi, hiçbir kanıt olmadığı ve görmediğim için Tanrının olduğunu da kanıtlayamıyorum, o zaman Tanrı olmayabilir." der (Konseptin aksinin kanıtlanamaması için dizaynın en gerekli öğesi elbette ki bilinmezlik, tam olarak anlaşılmazlık, çözülemezlik gibi öğelerin yanı sıra GÖRÜNMEZLİKTİR. Söz konusu bu dizayn olunca, göremiyor olman olmadığı anlamına gelmez argümanı, olmadığını kanıtlayamıyorsan yok diyemezsin argümanının ikiz kardeşidir. Böyle bir konseptin son kullanma tarihini uzatmanın en iyi yolu, ana karakteri görünmez yaparak, konsepti tehlikeye sokabilecek her sorunun üzerinin örtülmesidir. Akıl oldukça akıllıdır). Akıl tam Tanrı'nın olmayabileceği sonucuna varacakken, bu açığın yamasını hemen yapar ve yine kendi dizaynı olan cehennem konseptini devreye sokarak "İnanmazsan yanarsın" fikrini sunar. Dizaynın son parçası olan "Korkuyu Yönetme Modülü"ünü yerine yerleştiren ve kendini en verimli şekilde manipüle edebileceği noktaya getiren akıl, artık kendini tam olarak ele geçirmiştir.

Burada konunun etrafında döndürüldüğü Teizm akımının yanı sıra Tanrı'yı tanımlamakla ilgili aklın ileri sürdüğü Deizm ve Panteizm gibi diğer akımlar da, bu kendi kendini kontrol etmeye çalışma sürecinin sürdürülebilmesine yönelik güncellemeler ve yamalardır. Bu akımların içerisinde görece en akılcı olan Panteizm akımı bile, yapısı yüzünden bilinç ve öz farkındalık dışında başka bir şey bilemeyen aklın, evreni kendi anladığı anlamda bir yapıya sokma çabasıdır.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Only Lgbt
Only Lgbt
55K UP
Felsefe ile ilgileniyorum. 6 Aralık 2022

Yüzeyde basit gibi gözükse de biraz daha detaya inmen gereken sorulardan biri. Tanrı ne? Ve hangi Tanrı? Bahsettiğin Tanrı,Allah olabilir mi? Yoksa Yahudi ve Hristiyan insanların inandığı Tanrı mı? Belki de Zeus? Son zamanlarda özellikle popüler olan Thor?

Hangi Tanrı olursa olsun odaklanman gereken kısmın kesin olarak olması veya olmaması fikri olduğunu düşünmüyorum. Ancak yapabileceğin bir şey var,düşünmek. Sence sen bir ''imtihan'' için mi buradasın? Koskaca evren sırf sen imtihan olacaksın diye mi yaratıldı? Sonsuz güçte,bilgide...Sonsuz kudretli bir varlığın senin için yaptıkları sence de biraz abartı değil mi? Sen kimsin ki onun gözünde Cennet ve Cehennem'i yaratacağı,ona nasihatler vereceği kişi olasın?

Benim için insanın yapması gereken en önemli şey kendine odaklanmasıdır. Kimse eşit doğmaz,kimse eşit büyümez ve kimse eşit ölmez. Kimse,kimse değildir. Bu hayatta başkası şunu yapmış,diye düşünmek yerine ben bunu yapabildim ve daha iyisini yapabilir miyim acaba diye düşünmek gerekir. En büyük rakibin senden daha iyi İngilizce bilen sınıf arkadaşın,senden daha bilgili bir profesör veya karşı dairede oturan ve daha fazla çocuğa bakabilen anne değil. Sensin. Aynı düşünemeyen,hissedemeyen,rasyonel olamayan insanları aynı olmasa da aşağı yukarı benzer şekillerde imtihan etmek kelimenin tam anlamıyla absürtlüktür. Sana ''Zekat ver.'' ''Oruç tut.'' diyecek bir Tanrı'nın daha önemli işleri yok mu? Tanrı,kim ve ne olduğundan bağımsız olarak seni belirli standartlarla rutin ''sorumluluklara'' yönlendirip yapay bir ''birlik'' olunmasını sağlattıracak şeyi neden istesin?

Tüm Reklamları Kapat

Aslında son sorum tuzak bir soru. Çünkü öznesi kasıtlı olarak yanlış yazılmış. Az önce yazdığım şeyler sayesinde çıkarı olan tek bir kesim var. Onlar da insanlar. Sana ''kutsal'' kitabı satan,''kutsal'' mekana götüren,''kutsal'' dinin için gerekli olan bilgileri para karşılığında sana satan insanlar.

Şahsen Allah'a,Thor'a ne de Zeus'a inanıyorum. Evrende bizden daha gelişmiş canlılar,başka boyutlardan varlıklar olabileceğini düşünsem de...Tanrı? Hayır.

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fikri Gökser
Fikri gökser 20 saat önce

Çoçukluğumdan beri Tanrının kanıtını arayan sogulayan çok çekişkide kalan zor bir hayatı yaşarken gerçekden Tanrıya çok ihtiyacım olduğunda hemen yardım etmediği için onu eleştiren ancak!Anında mucize olmasada sonra farkettim ki tuhaf bir şekilde sonraları bazı şeyler oluşmaya başlıyor.Benim yazdıklarımı farklı yorumlayabilirsiniz?Ancak gerçekten tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki tuhaf bir kontrol tuhaf bir hükmediş var.Ve bunuda hemen söylemeyim ki hiç dine inanmıyorum sadece mitoloji olarak düşünüyor kutsal kitaplarda anlatılanın ancak olsa olsa bir uzaylı olabileğini düşenerek kendimi büyüttüm ben.Tanrıyı hem farklı aradım..

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close