Temel olarak bahsettikleriniz, birbirinden çok farklı iki kavramdır.
Evren ölçülebilir, gözlemlenebilir, sınanabilir, maddi/fiziki, üzerine yapılan tespitlerin test edilebildiği, onaylandığı ya da çürütülebildiği bir yapıdır. Evreni bilimsel yöntemlerle inceleyebilir, anlayabilir, ölçebilir ve test edebiliriz. Öğrendiklerimizi biriktirebilir ve depolayabiliriz ve bu bilgilerin üzerine yeni bilgiler ekleyebiliriz. Evreni genel ve bütünlüklü ya da bölgesel ve özel bir yapı olarak ayrı ayrı inceleyebiliriz.
Tanrı ise dini kaynaklarda bize tanıtılan ama farklı dinlerde farklı tanımları yapılan manevi bir olgudur. Ölçülemez, gözlemlenemez, kanıtlanamaz, sınanamaz. Bu sınanma hem elde bir veri olmaması hem de tanrının varlığını ve niteliklerini bize sunan inanç sistemlerinin buna izin vermemesi nedeni ile olanaksızdır. Bir din tanrıyı evrenin içinde tanımlarken diğer din dışında tanımlar. Hangisi doğru? Bunu test edemeyiz ya da ölçemeyiz. Tanrının hiç bir niteliği, bilimsel yöntemlerle algılanabilir değildir. Tanrıyı görmek, dokunmak, ölçmek, kaydetmek, denemek, herhangi bir etkiye maruz bırakmak olanaksızdır.
Kabaca bahsettiğiniz iki olgu arasında pek bir ortaklık var gibi görünmemektedir. Evren bilimsel olarak bilinebilir. Tanrı ise inanılabilir. Bilmek ve inanmak da farklı dürtü, beceri, yeterlilik, yetenek ve kaygılardan ortaya çıkan insani olgulardır.