Tanrı’nın bir hiçten ibaret olup olmadığı ve Tanrı’nın yokluğuyla varlığının aynı olup olmadığı soruları, İslam’ın varlık anlayışı açısından ele alındığında net bir şekilde cevaplanabilir. İslam’a göre Allah, Vacibü’l-Vücud yani zorunlu varlıktır. Bu, Allah’ın varlığının hiçbir dış sebebe bağlı olmadan kendiliğinden ve mutlak bir gerçeklik olarak var olduğunu ifade eder. Eğer Allah bir hiçlikten ibaret olsaydı, var olan hiçbir şeyin var olamaması gerekirdi. Çünkü mutlak yokluktan varlık çıkmaz. Varlığın kendisi bir sebep-sonuç ilişkisine dayanır ve en nihayetinde bütün sebeplerin bağlı olduğu bir ilk sebep olmak zorundadır. İşte bu ilk sebep Allah’tır.
Allah’ın varlığı, İslam’da ontolojik, kozmolojik, teleolojik ve ahlaki delillerle desteklenir. Ontolojik açıdan bakıldığında, Allah’ın var olmaması mümkün değildir, çünkü Allah’ın yokluğunu düşündüğümüzde, varlık diye bir şey kalmazdı. Kozmolojik açıdan, evrenin bir başlangıcı olduğu artık bilimsel olarak kabul edilmektedir ve bir başlangıcı olan her şeyin bir sebebe ihtiyacı vardır. Big Bang teorisi, evrenin sonsuzdan beri var olmadığını ve bir başlangıcının olduğunu kanıtlamıştır. Evrendeki her şeyin bir sebebe ihtiyacı varsa, ilk ve sebebi kendinde olan varlık Allah olmak zorundadır.
Kur’an’da Allah’ın varlığının ve kudretinin delilleri sürekli olarak evrenin düzeni, insanın yaratılışı ve tabiattaki yasalar üzerinden gösterilir. “Allah gökleri ve yeri yoktan var etti” (En’am 101) ayeti, Allah’ın herhangi bir dış sebebe veya maddeye bağlı olmadan varlıkları yarattığını ifade eder. Burada “yoktan yaratma” ifadesi önemlidir. Çünkü evrendeki her şey bir sebebe bağlı olduğu halde, Allah hiçbir sebebe bağlı değildir. Eğer Allah bir hiçlikten ibaret olsaydı, mutlak yokluk var olurdu. Ancak biz varız ve evren de var. Bu, Allah’ın bir hiçlik olmadığını, aksine her şeyin varlık bulmasının sebebi olduğunu gösterir.
Mantık açısından bakıldığında, Allah’ın varlığı ile yokluğunu bir görmek çelişki yasasına aykırıdır. Çelişmezlik ilkesi gereği bir şey hem var olup hem yok olamaz. Eğer Allah’ın varlığı ile yokluğu aynı şey olsaydı, evrendeki her şeyi reddetmemiz gerekirdi. Ancak evrendeki varlık bir gerçekliktir ve hiçbir şey kendi kendine var olamaz. Bu nedenle Allah’ın var olması zorunluluktur ve O’nun yokluğu düşünülemez.
İslam düşünürlerinden İbn Sina, Allah’ın varlığını kanıtlamak için Zorunlu Varlık Delilini ortaya koymuştur. Bu delile göre, evrende bulunan her şey mümkün varlıktır, yani var olmak için bir sebebe ihtiyaç duyar. Eğer her şey bir sebebe bağlıysa, en nihayetinde sebebi kendinde olan, varlığı zorunlu olan bir varlık bulunmalıdır ve bu varlık Allah’tır. Eğer Allah bir hiçlik olsaydı, varlık mümkün olmazdı. Çünkü varlık, yokluktan çıkamaz.
Kur’an’da Allah’ın varlığını kavramak için akıl yürütmenin önemi vurgulanır: “Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onların yanından geçerler de dönüp bakmazlar.” (Yusuf 105) Bu ayet, insanları varlık ve yaratılış üzerine düşünmeye teşvik eder. Allah’ın varlığı, sadece imanla değil, mantık ve bilimle de desteklenmiştir. Eğer Allah’ın yokluğu ile varlığı aynı olsaydı, evrenin var olması ve belirli yasalara göre işlemesi mümkün olmazdı.
Ayrıca, Allah’ın varlığı ile yokluğunun aynı olduğunu iddia eden düşünceler fizik yasalarıyla da çelişir. Evrende düzenli işleyen doğa yasaları, belirli bir bilinç ve iradeyi gerektirir. Entropi yasasına göre, kapalı bir sistem kendi kendine düzensizliğe doğru ilerler. Eğer Allah yok olsaydı, evrenin hiçbir düzeni olmaması ve fizik yasalarının var olmaması gerekirdi. Ancak fizik yasaları vardır ve evren rastgele değil, belirli bir düzen içinde çalışmaktadır. Bu düzen, varlığı zorunlu olan bir yaratıcıyı gerektirir.
Bilimsel açıdan da Allah’ın yokluğunun varlığı ile aynı olduğu söylenemez. Big Bang teorisi, evrenin bir başlangıcı olduğunu kanıtlamıştır. Fizik yasalarına göre hiçbir şey kendiliğinden var olamaz. Bir başlangıcı olan her şeyin bir sebebi olması gerektiği için, Allah’ın yokluğu düşünüldüğünde hiçbir şeyin var olmaması gerekirdi. Ancak varlık mevcuttur ve bu varlığın mutlak bir kaynağı olmak zorundadır. Allah’ın varlığını reddetmek, varlığın kendisini açıklayamaz hale getirir.
Allah’ın yokluğu ile varlığının aynı olduğunu iddia etmek, bilimsel gerçeklerle, mantık kurallarıyla ve Kur’anî delillerle çelişir. Eğer Allah bir hiçlik olsaydı, hiçbir şey var olamazdı. Oysa ki biz varız, evren var ve düzen içinde işliyor. Bu durum, Allah’ın varlığının kaçınılmaz olduğunu gösterir. Allah’ın yokluğu ile varlığı bir değildir; çünkü mantıksal olarak bir şey hem var hem de yok olamaz. Kur’an, akıl ve bilim, Allah’ın varlığını açık bir şekilde kanıtlayan delillerle doludur. Varlık düzeni, bilinçli bir yaratıcıyı zorunlu kılar ve bu yaratıcı Allah’tır. Allah, hiçlik değil, her şeyin varlık bulmasının kaynağıdır.