Aslında ilk olarak takıntının ne olduğunu kendi kafanda belirlemeli daha sonra buna neden taktığını kafana takacak kadar öneminin ne olduğunu kendi benliğiyle çözmelidir insan. Takıntı dediğimiz durum doğası irrasyonel olan dolayısıyla gerçeği yansıtmayan, zihnimize istem dışı olarak üşüşen yineleyici düşüncelerdir. Türkiye psikoloji derneği tarafından bu durum obsesif kompulsif bozukluk olarak adlandırılıyor. Bu durumun nedeni psikologlar tarafından beynin bazı bölgelerinde ve özellikle de beyin içindeki sinirsel iletimde önemli rolü olan serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk saptanması bunların takıntı , bunalım, birden bire oluşan durgunluk veya bir yere sabit olarak gözleri ayırmadan baka kalmak vb. Günümüzde ve geçmişte bu tür rahatsızlıkların ruh kaynaklı olduğu düşünülüp bir takım görenek vasıtası ile yollar denense de ancak son yıllarda nörolojik tedavi yöntemi gelişmiş ve sonuçları her hastada aynı sonucu vermemiş. Bunlardan biri limbik sistemin hedef olarak alındığı obsesif - kompulsif psikocerrahi tedavisinde Subcaudate tractotomy, Anterior Cingulotomy, Limbic Leucotomy ve Anterior Capsulotomy olmak üzere dört ayrı yöntem kullanılmakta olup bunlarda radyasyon, termo-pıhtılaştırma, dondurma veya kesme işlemlerinden birisi kullanılarak istenilen bölgede yer alan küçük hedefte lezyon oluşturarak hastalığa münhasır semptomları azaltmak veya ortadan kaldırmak hedeflenmiş. Bunların yanı sıra vagus sinir uyarım tedavisi gündemde aslında bu tedavi daha çok epilepsi hastalarında denense de vücuda yerleştirilmiş bir osilatör aracılığı ile sol vagus siniri üzerinden beyine kontrollü uyarı akımları gönderilip yapılan bu tedavinin pek sonuç vermediği söyleniyor. Yani bilimsel acıdan tedavisi var ve bu tedaviler çoğalacağa da benziyor.
[1]
Kaynaklar
- Berat Yılmaz1*. Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisinde Güncel Yaklaşimlar. Alındığı Tarih: 2 Nisan 2023. Alındığı Yer: Dergi Park | Arşiv Bağlantısı