Spiritüalizm, fiziksel dünyanın ötesinde fiziksel olmayan gerçekliklerin veya boyutların varlığını öne süren bir inanç sistemidir. Öğretilerinden bazıları, her şeyin birbirine bağlı olduğu veya bilincin evrende temel bir rol oynadığı fikri gibi bilimsel kavramlarla örtüşse de, spiritüalizm bir bilim değildir ve iddialarını desteklemek için ampirik kanıtlara dayanmaz.
"Sözde bilim" terimi tipik olarak bilimsel olarak sunulan ancak ampirik kanıtlardan yoksun olan, bilimsel yöntem kullanılarak test edilemeyen veya bilimsel araştırmalar tarafından yanlış veya desteksiz olduğu gösterilen uygulamaları veya inançları tanımlamak için kullanılır. Bu nedenle, genellikle öznel deneyimlere ve anekdot niteliğindeki kanıtlara dayanan birçok spiritüalizm öğretisi sözde bilimsel olarak kabul edilebilir.
Ayrıca, spiritüalizm genellikle psişik yetenekler, medyumluk ve reenkarnasyon gibi ana akım bilim tarafından desteklenmeyen doğaüstü fenomenlere olan inançları içerir. Bu alanlarda bazı araştırmalar yapılmış olsa da, bilimsel fikir birliği bu inançları destekleyecek güvenilir bir kanıt olmadığı yönündedir.
Diğer dinler tipik olarak sözde bilim olarak etiketlenmez çünkü spiritüalizmle aynı şekilde bilimsel iddialarda bulunmazlar. Dinler ampirik kanıtlar veya bilimsel sorgulamadan ziyade inanç, vahiy ve geleneğe dayanır.
Dinler genellikle tanrılar, melekler veya mucizeler gibi doğaüstü varlıklara veya güçlere olan inançları içerir ve bunlar bilimsel araştırmaya veya doğrulamaya tabi değildir. Bazı dini inançlar, evrenin kökeni ve evrimi veya bilincin doğası gibi belirli alanlarda bilimsel anlayışla kesişebilse de, bu kesişmeler dini inançların bir bütün olarak bilimsel bir temeli olduğu anlamına gelmez.
Dahası, pek çok din yüzyıllar hatta bin yıllar boyunca varlığını sürdürmüş ve kendi toplumlarının kültürel ve sosyal dokusuna derinlemesine işlemiştir. Bu nedenle, daha yeni veya daha az yaygın olarak kabul gören ruhani uygulamalarla aynı incelemeye tabi olmayan meşru inanç sistemleri olarak görülebilirler.
Bir inanç sisteminin sözde-bilimsel olarak etiketlenmesinin genellikle öznel olduğunu ve kültürel önyargılar, kişisel inançlar ve bilimsel paradigmalar gibi faktörlerden etkilenebileceğini de belirtmek önemlidir. Nihayetinde, bir inanç sisteminin sözde-bilimsel olarak etiketlenip etiketlenmeyeceği sorusu, iddialarının ampirik kanıtlar ve bilimsel araştırma ile ne ölçüde desteklenebileceğine bağlıdır.