Merhaba,
Semen (meni) sıvısının cilde sürülmesinin M.Ö. 1000’li yıllarda Mısır’da ve Orta Asya’da da çok sık görüldüğüne dair makalelere rastlayabilirsiniz. O dönemde kadınlar için, partnerlerinin spermlerini ciltlerine sürmelerinin ve yutmalarının bir gelenek olduğundan ve bunun onların ömürlerini uzatacağına inandıklarından bahsedilir. Ancak o dönemlerde işe yaramış olduğuna dair bizlere kalmış bir kayıt görünmüyor.
Semen içeriğinde; Vitamin C, Kalsiyum, Klorin, Kolesterol, Sitrik asit, Kreatin, Fruktoz, Laktik asit, Magnezyum, Fosfor, Potasyum, Sodyum, Vitamin B12 ve Çinko mevcuttur. Bu denli zengin bir içeriğinin olması, kozmetik sektörünün sık sık ilgisini çekmiş ve kendisine mucizevi etkiler atfedilmesine neden olmuş. Ama cilde doğrudan sürülerek bir fayda sağladığına dair hiçbir bilimsel kanıt yok.
Sadece, Nature Cell Biology'de yayınlanan bir çalışmada, spermin doğrudan hücrelere enjekte edilmesinin yaşlanma sürecini yavaşlatabildiğinden bahsediliyor. Tabi bu bulgunun da uzun süre boyunca pek çok denek üzerinde gözlenmesi, uluslararası bilim dergilerine makale olarak yayınlanması, eleştiri ve yorumların toplanması, değerlendirilmesi, tekrar testler yapılması gibi yoğun bir süreci var.
Yani bilimsel bir kanıt; bir doktorun bir şeyi önermesi, destekleyici argümanlarla insanları ikna etmesiyle oluşmuyor.
Sperme dair bu iddialar, bu tür popüler konulara bilimsel perspektifle yaklaşma konusunda ilginç bir örnek ortaya koyuyor.
Aşağıda size iki kaynağın linkini verdim. İlki The Sun gazetesinden bu iddialara dair bir makale. Doğurganlık Uzmanı olarak tanıtılan Dr. Andrew Orr isminde biri, spermin bilmediğimiz 7 faydasından bahsediyor. 5. maddede, sperm içeriğindeki cilde faydalı kimyasalları sıraladıktan sonra Norveç'teki 'Bioforskning' firmasını referans veriyor. Firmanın artık yüz kremlerinin içeriğine sprem eklediklerini belirtiyor.
Sıradan biri olarak baktığımızda, bir doktor konuşuyor ve Norveç gibi bir ülkedeki bir kozmetik firması ürün içeriğinde kullanıyor, yani oldukça ikna edici. Şimdi biraz daha detaya girersek; Dr. Andrew Orr hangi üniversitededir, akademik geçmişi nedir, bu iddiasıyla ilgili bir makalesi var mı ya da bir başkasının makalesini referans veriyor mu? Hayır. İsminden başka hiçbir bilgi yok.
Gelelim referans verilen 'Bioforskning' firmasına. Kısa bir araştırma ile firmanın faaliyette olmadığını görüyoruz. Aşağıda firmanın künyesini ve web sitesine tıkladığınızda karşımıza görüntüyü paylaştım.


Yani gördüğünüz gibi, bu türden iddiaları (çoğunlukla arkası boş) bilgilerle ikna edici hale getirmek çok kolay.
İkinci verdiğim kaynakta ise; Healthline sağlık sitesi, aynı konuyu bilimsel bir perspektifle masaya yatırmış ve ikna edici bulunmadığı sonucu ile bitirmiş. Herpes gibi bazı cinsel hastalıkların bulaşma riskini de hatırlatmış.
Toparlarsak; sperm ya da semen sıvısının, cilde dair mucizevi bir etkisine dair hiçbir bilimsel kanıt olmadığı gibi faydası olduğu dahi belirsiz. Çünkü içeriğindeki cilde iyi gelebilecek kimyasalların miktarı ve oranı önemli. Cilde faydalı olan bazı kimyasallar içerdiği gibi, bazı alerji türlerini tetikleyebilecek kimyasallar da barındırıyor.
Onun yerine direkt cilt için geliştirilen, gliserin veya hyaluronik asit gibi içeriğe sahip nemlendirileri kullanmanız hem daha etkili hem daha güvenli olacaktır.Bir de cildinizi aşırı güneşten korumayı unutmayın.
Sağlıkla kalın.
Kaynaklar
- Yazar Yok. The Sun. (25 Nisan 2020). Alındığı Tarih: 25 Nisan 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Healthline. (25 Nisan 2020). Alındığı Tarih: 25 Nisan 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı