Bireyler kendi ideolojik fikirlerini tıpkı bir yılanın derisini değiştirdiği gibi değiştirmezlerse, sabit fikirlerini eleştiri süzgecinden geçirmezlerse ve belki de en önemlisi bu fikirleri revize etmezlerse tek düze bir biçimsellik ortaya çıkıyor ve bu da bireyin ideolojik sapmasını sonuna dek savunma ihtimalini doğuruyor.
İlk ifade ettiklerim daha genel fikirlerimi içeriyor, bahsi geçen ideolojinin kalıplarını, argümanlarını, destekleyici fikirlerini bilmeden kesinkes yorum yapmayı doğru bulmuyorum fakat sizin sorunuz üzerine bir çıkarımda bulunmak gerekirse bugün "gerçek şeriat bu değil" söylemlerini de çokça görüyoruz. Evet, gerçekten de o arkadaşların bahsettiği gibi gerçek şeriat bu olmayabilir fakat biz bu örnekleri görüyoruz ve hiçbir fikrin de kitaplarda yazıldığı gibi işlenemeyeceğini, fikrin benimsendiği toplumun alt yapısının da onu çokça etkileyeceğini biliyoruz. Çünkü sosyalizm veya başka bir fikir farketmeksizin bizim için baz alınacağı şey örnekleri olacaktır. Yoksa gerçek komünizm bu değil demek bir anlam ifade etmez (bu konuda haklı olsalar bile). Neticede ülkeler varolan kültürel, sosyoekonomik, demografik vs özelliklerine göre o fikirleri revize ediyorlar, Marx veya Engels'in bire bir istediği gibi değil :) Fakat bizler Marx veya Engels'in tam istediği gibi örnekleri görmeyince fikirlerimizi sürdürmeye devam edebiliyoruz. Bence burada da bir nebze de olsa Popper'in eleştirel akıl fikrini benimsememiz doğru olabilir.