Durum sorunuzdaki kadar korkutucu değil. Çünkü evrende belli bir oranda öngörü gücümüz var ki bu inanılmaz bir durumdur. Einstein da bunu en anlaşılmaz şey evrenin anlaşılabilir olmasıdır diye ifade ederek evrenin aslında bilinçli gözlemci için var olduğunu söyleyen antropik ilkeyi dile getirmiştir diyebiliriz.
Sorunuzun cevabı evrendeki nedensel süreçlerin (derinde) ne şekilde işlediğine ve bizim bu süreçleri nasıl algılayıp tanımladığımıza bağlı. Evren kuantum fiziğine göre mekanik değildir yani bir neden mutlak olarak aynı sonuca her zaman yol açar diyemeyiz. Kısacası evrendeki nedensellik kuantum fiziğine göre determinist değil indeterministir. Bunun anlamı önemlidir şöyle ki;
Evrende bir sistemin hangi yöne evrileceği hakkında yüzde yüze şöyledir diyemeyiz. Bu durumun zihnimiz açısından durumunu ele alırsak Evren belli oranda öngörülebilir ama bazen bazı durumlarda öngörülmezdir. Ancak şunu da bilmek gerekir ki bazen bazı durumlar denilen süreçler yani azınlıkta olan süreçler çoğunluk için belirleyici ve yönlendirici olabilir. Bu da bir sistemin hangi yöne evrileceğini bilemeyeceğimiz durumları oluşturur. Şimdi bu konuda olan zihnimizle ilgili soruna gelelim.
Biz sistemleri mekanik olarak tanımladıkça çoğunluğu ele alırız azınlığı ise ihmal ederiz. Deney ve gözlem süreçlerimiz deneme yanılmaya dayanır. Hep aynı nedenle aynı sonucu elde etmeyi bekleriz. Yani başka bir deyişle bir çok kişi mutlak mekanik bir süreç olarak evreni değerlendirir ve bu beklenti içindedir ve bilim de bu beklentiye göre yapılır. Çoğunlukla bu beklenti bu doğrudur ancak azınlığın bazı durumlarda belirleyici olduğunun ihmali durumunda sizin söylediğiniz sorun oluşur ve tanımlama hataları ortaya çıkacaktır. Yani örneğin bir sistemin nedensel olarak nasıl ortaya çıktığını mekanik bizler tanımlarken evrende bu sistem sistemdeki azınlığın kuantum sıradışı özellikleriyle evrilmesine neden olduysa bizim tanımlamamız ve algımız tamamen hatalı olacaktır. Böyle bir durumda (yanlış) nedenleri sonuçlara biz bağlıyor, nedenleri biz seçiyor ve kurguluyor durumda oluruz. Çünkü bu sistemde evren öngörülmez bir şekilde hareket etmiş olmasına rağmen biz evrenden edindiğimiz öngörü kuralları ile süreci tanımlamış durumda oluruz. Evrenle ilgili hala mutlak mekanik bir nedensellik süreci algılayanlar var ki bu kuantum fiziği ile bitmiş bir yaklaşımdır. Ancak bilimin de başka çaresi olduğunu söylemek zor çünkü kuantum belirsizlik ilkesi öngörü gücümüze sınır koyar ve bu sınırın ötesinde ise hiç bir şeyi bilemeyiz ve öngöremeyiz. Bu da bilimin sınırı demek aslında. Bundan ötesinde bilim yapmak mümkün değil olarak görünmekte.
Bilimi zihnimizle yaparken zihnimizin evrendeki yerini ve durumunu tam olarak anlayamazsak hatalı değerlendirmeler yaparız ve yanılırız. Evren bize kendisiyle ilgili olarak öngörü gücümüzü bahsetmiştir ki bu Einsteinı da cezbetmiştir.
244 görüntülenme