Sonsuzluk kavramı nasıl ortaya çıktı? Somut olup sonsuz olan bir şey var mıdır?

Benzer bir soru vardı.

Şöyle söyleyelim, teoride kabul ediyoruz sonsuz kavramini aslinda. Anlayabiliyoruz kavrayabiliyoruz o nedenle tanımlıyoruz degil.

Örneğin bir mikroorganizma için bağırsak sonsuz boyutlarda bir evrendir. Onun kabul ettiği sonsuz kavrami, bizim 10 cm uzunluk birimimiz icinde bile kaybolur.

Her canli, belli bir UMWELT ile evreni deneyimler. Yani dış uyaranları aslinda olduğu gibi değil, umwelt inin izin verdigi kadariyla deneyimler. Bir hücre için baska bir organa gitmek düşünülebilinir olmayan bir safsata iken, bizim icin de evrenin uzak bir noktasina gitmek böyledir.

Insanın farkı, kognitif fonksiyonlarının, somut olarak anlayamayacağı konuları teorik soyut planda anlayacak şekilde kavrayabilme çabasıdır. Biz bir doğrunun sonsuz olduğunu ifade ederken, gerçekten bir sonla karşılaşmayacağını dusunebiliriz. Evren sonlu bile olsa bunu düşünebiliriz.

Bu açıdan farklı umwelt e sahip canlılardan farklı olarak, oluşturduğumuz bir üst yapıyı anlayabilme kapasitemiz bu sonsuzluk kavramıyla olan iliskimizle yakindan alakali gibi.

Bir hücre, insanı kavrama düzeyine gelemez gibi görünürken, insan bu noktada gelişimi kritik bir seviyeye ulaşınca farklı bir algı düzeyindeki umwelte ulaşabilir mi sorusunun ucu oldukça açık. Çünkü artık ortak bilinçten ve onun etkilerinden bahseder hale geldik.

Somut anlamda sonsuz bir şeyin olup olmadığına karar verebilmek için, sonsuzluğu kavrayabiliyor, tanımlayabiliyor, analiz edebiliyor olmamız gerekir. Biz sadece kavramsal olarak ele alıyoruz bu kavramı. Eğer somut ve sonsuz bir şey olsaydı, biz onun sonsuzluğunu kesin ve net olarak anlayamazdık. Sonsuz olabileceği üzerine teori üretebilirdik. Bir doğrunun sonsuzluğunu nasıl kanıtlayamayacak isek, (teoride bir sonsuz doğru kabul ettiğimizde, bu bir kabul ediş olur. Doğrunun sonsuzluğunu kesinleştirmemiz mümkün olmaz) aynı şekilde sonsuz olsa bile bir şeyin sonsuzluğu kesinleştirilemez. Diğer yandan bilindik anlamdaki fizik evrenin bir sonunun olduğunu biliyoruz. (başka bir forma dönüşebileceğine dair teoriler olsa da bilindik fizik evren sonlu) Bu nedenle mutlak sonsuzluk bizim algı düzeyimizde gerçek olarak tanımlanan şeyler için söz konusu değilmiş gibi görünmekte.