Kişisel bir soru sormuşsunuz. Yani "kapı komşum aids olmuş" diye cevap verebilirim. Ama elbette sizin bu soruyu, bilimsel konular üzerine soruyor olduğunu varsayıyorum. O zaman da şöyle bir cevap vermek gerekiyor: Bilimle iç içe yaşıyor ve hayata bilimsel bir pencereden bakıyor iseniz hiç bir şey sizi şok etmez. Hiç bir şey büyük duygusal dalgalanmalar yaşatmaz.
Herhangi bir bilimsel gelişmeden ya da bilgiden şok olmak garip bir durum teşkil eder. Hani o gazete sitelerinde, sosyal medyada atılan başlıklar var ya... "Şu şu bilgi bilimadamlarını şok etti!" Bunlar yalan. Bir bilim insanı hiç bir bilimsel gelişmeden şok olmaz. Hatta bu şok olmama hali bir kişisel özelliğe, bir huya dönüşür ve hiç bir şeye şok olmamaya, büyük şaşkınlıklar yaşamamaya başlarsınız. Bilim insanısınız ya da sağlam bir bilimseversiniz. Evrenin sınırlarını hesaplayan, insanın 5 milyon yıllık gelişimini çıkaran, Dünya'nın 5 milyar yıllık tarihini dönemlendirmiş bir disiplinin üyesi ya da takipçisisiniz. Hayata bu gücün verdiği pencere ile (ya da teleskop, mikroskop ile diyelim) bakıyorsunuz. Sizi ne şaşırtır ki? Ne size inanılmaz gelebilir ki?
Nereye varmaya çalıştığımı anlıyorsunuzdur. Bilgi insanı güçlü kılar. Güç de insanı sakinleştirir, özgüven verir, hiç bir şey çok garip, sarsıcı, zorlayıcı gelmez. Evet bu biraz sıkıcı. Evet bu yüzden biliminsanları genel halka biraz sıkıcı geliyor. Büyük duygusal patlamalar yaşamıyorsunuz ve hayatı da duygusuzca yaşamaya başlıyorsunuz belki. Yani insanlara böyle görünüyor. Kısmen de doğru. Hatta denebilir ki bir çok insan, duygularını kaybetmemek demesek de en azından bu yöne gitmemek için hayata bilimsel bir gözle bakmamayı seçiyor. Bilerek, isteyerek. Bu çaba doğru mu yanlış mı bilemem, değişken bir şey. Ama bir gerçek.
Bilim ufkunuzu genişletir. O nedenle hiç bir şey sizi çok da şaşırtmaz, kolay kolay şok olmazsınız.
Kişisel soru sormuşsunuz, cevabı da kişisel bitireyim: Çok uzun süredir şok olmuyorum. En son sanırım evrenin büyüklüğünün hesaplandığını gördüğümde bayağı sarsılmıştım. O kadar.