Ben sana 'kırmızı bir ev hayal et' desem bu cümledeki kulağına ulaşan ses titreşimleri mi senin kırmızı evi hayal etmene sebep olur yani buradaki fonetik unsurlar mi bunu yapmana sebep olur yoksa cümledeki semantik (anlamsal) unsurlar mi. Elbette semantik unsurlar etkili olur ve sen kırmızı bir evi hayal edersin. Bu sırada bu sesi duyarak semantik unsurlarla harekete geçen beynin de değişimler olur. Bu eve dair beyninde hayal ederken geçici sinaps bağlantıları kurulur nöronlarının arasında. Yani kısacası semantik unsurlar beynini (biyolojini) etkilemiş oldu. Dikkat edilirse kulağının zarını titrestiren ses dalgaları değil cümledeki anlamsal unsurlar biyolojin üzerinde etkili oldu ve onu değiştirdi. Eee nede olsa duymak ve 'işitmek' farklı şeylerdir. Tıpkı bakmak ve 'gormenin' farkli olmasi gibi. Bu yüzden semantik unsurlar da şizofreni de etkili elbette olabilir. Ancak bu kişinin bunlara ne kadar inandığını bağlı. Bunun da adı zaten plasebo etkisi. Beyin mutlak bir şeye inanırsa kabul ederse bunun çok ciddi bedensel sonuçları olabilir. Bunun tıp literatüründe bir çok örneği vardır. Ancak dediğim gibi bu kişiye bağlı bir etkidir. Kişinin ne derece semantik sonuçları kabul edip beynini de buna göre ne ölçüde değiştirebileceğine bağlı.