Öncelikle, "Nihilizm" denilen şeyin, "Tanrı olmadan hayatın anlamsız olacağı" fikriyle doğrudan örtüşmediğini belirtmek lazım. Nihilizm, en basit tanımıyla, nesnel anlam, değer veya hakikatin olmadığını savunan bir felsefi akımdır. Ancak bu, "Tanrı yoksa hayat anlamsızdır" şeklindeki teolojik bağımlı bir önermeyi doğrudan desteklemez. Çünkü nihilizm, tanrısızlığın sonucu değil, bizzat varoluşun içsel bir özelliği olarak görülebilir.
Birçok kişi, anlamı dışsal bir otoriteden (Tanrı, ideoloji, toplum) devralmaya alıştığı için, bu otorite ortadan kalktığında anlamın da yok olduğunu sanır. Oysa bu sadece bir yanılsamadır. Anlam, insana içkin değildir; insan, anlamı kendisi yaratır. Bunu yaparken biyolojik, psikolojik ve sosyokültürel faktörlerden etkilenir. Evrimsel olarak hayatta kalmak ve üremek üzerine programlanmış bir organizma olarak, insan zaten kendiliğinden bir "anlam üretme makinesi"dir. Beyin, hayatta kalabilmek için neden-sonuç ilişkileri kurar, olaylara anlam atar ve kaosu düzene sokmaya çalışır. Tanrı fikri de bu mekanizmanın bir ürünüdür.
Şimdi gelelim "Hayatı bir Tanrı’ya atfetmeden nasıl anlamlandırabiliriz?" sorusuna:
Anlam, insanın yarattığı bir araçtır – Hayatta belirli bir anlam olması gerektiğini kim söyledi? Bu, tamamen insanın bilişsel bir ihtiyacı olabilir. Eğer bu ihtiyacı sorgularsan, "anlamın" kendisinin de bir yanılsama olabileceğini görebilirsin.
Anlam, öznel ve değişkendir – Bir insan için sanat, bilim veya insan ilişkileri anlam kaynağı olabilirken, diğeri için bireysel haz, deneyim veya basit bir varoluş hali anlamlı olabilir. Bir Tanrı’nın yokluğu, bireyin kendisine anlam yaratmasını engellemez.
Anlam, biyolojik ve sosyolojik bir yan üründür – İnsanların "anlam" arayışı, evrimsel geçmişimizin bir sonucu olabilir. Aksi takdirde, bir Homo sapiens neden yaşamak için çaba göstersin? Beyin, hayatta kalabilmek için bir neden yaratmak zorundadır.
Anlam, geçici ve değişkendir – Bugün senin için anlamlı olan şey, yarın önemsiz hale gelebilir. Bu, anlamın mutlak bir şey olmadığını gösterir.
Kısacası, "anlam" dediğimiz şey, nesnel bir hakikat değil, insani bir icattır. Tanrı’ya ihtiyaç duymadan da hayatı anlamlandırabilirsin, çünkü zaten bütün anlamlar insan aklının ürettiği kurgulardır. Mesele şu ki, bunu kabullenmek insanın psikolojik konfor alanını sarsar. Gerçek soru şu olmalı: Sen, bir anlamın olmama ihtimalini kabullenmeye hazır mısın?