Üzgünüm ama bu mümkün değil!
“Hiç bir siyasi ideolojim yok”, “Ben nötr'üm” diyen var elbet, fakat objektif (somut, nesnel, nihai)olarak bu mümkün değildir.
Öyle ya da böyle yüzümüz veya sırtımız bir yere dönüktür. Ya onaylar ya susarız ki; susmak da onaylamaktır. Hem de güçlü olanı...Bunun bizim irademizden bağımsız olmasının bir hükmü yoktur.
Bir kere insan siyasal( politik) bir hayvandır.
İdeolojinin, yaşamımızın pratik söylem ve eyleminden öte bir ifadesi olmayan siyaset ve ona yön veren, dünyaya hangi çerçeveden baktığımızdan öte bir anlam taşımayan ideoloji, toplumsal ve siyasal varlık oluşumuzun bütünlüklü temelidir. Tek bir şey söyleyemeyiz ki; dünyada doğrudan veya dolaylı bunlardan bağımsız olsun.
Bunun en güzel sağlaması,; bize siyaset ve ideolojilerden uzak durmamızı ısrarla ve ısrarla öğütleyenin, siyaseti ve ideolojiyi kötüleyenin, öcü gösterenin, yasaklayanın; yaşamına, yaşamdaki duruşuna, tercih, öncelik ve beklentilerine, akıl ile ve önyargısız, uzun uzadıya bakmaktır.
İdeolojisine ve onun gerektirdiği siyasi tercih ve önceliklerine ne kadar sıkı sıkıya bağlı. Bunu egemen kılmak için nasıl da hiç bir boşluk bırakmadan yaşamın her alanında örgütlü. Buna bakmaktır.
Bir de aynı ideolojinin ve siyaset olarak yaşama yansıma biçiminin bizim yaşamımıza, ailemize, sevdiklerimize, ekonomik, hukuki, ahlaki vb. bedeli nedir bir bakalım.
Tarafsızım diyenin, tarafsızlığı öğütleyenin, bizim ve sevdiklerimizin aksine toplumdaki ekonomik, hukuki, ahlaki vb. konumuna ve bu konumun kendisi ve çevresi için (biz ve sevdiklerimizden esirgenen) getirisine de bir bakalım.
“Siyasetle alakam yok” demek, henüz politikleşmemiş, aklını kullanmayı beceremeyen, kullanamadığı aklını, hiç bir beklenti içine girmeden ve bilmeden, aklını kullanabilen başkalarına rehin veren, politik olmayan bir “hayvanım” demektir. Eğer söylediğinde samimi ise...
“İdeolojilere karşıyım” demenin, daha beter bir anlama var: "Yaşadığım evrene, dünyaya ve topluma yönelik tek bir sorum ve tek bir cevabım yok. Merakım da yok." Peki bu mümkün müdür?
Oysa bunlara dair o kadar çok soru ve cevap var ki...
Dolayısıyla yukarıdaki beyanımıza ek olarak ayrıca; "Soru ve cevap, yaşamın olağan akışının bir gereği ve olmak zorundaysa ve benim yok ise, var olana tabi o-lu-rum." demiş oluruz. Daha açık bir ifadesi de yok.
O zaman da şikâyet etme hakkımız biter. " Yok efendim bu niye böyle de öyle değil" içerikli her konuda...Ekmekten tutun adalete kadar, bilimden tutun kıyamete kadar...
Bunu anlamak için basit bir gözlem yeterli. Özellikle "tarafsızım" diyenlere yönelik...(Bu kendimiz için de geçerli...)
114 görüntülenme