Küresel ısınmanın daha da doğrusu küresel iklim değişikliğinin önüne geçemeyiz. Bu zaten olacak bir olaydır. Dünya var olduğundan beri de olmaktadır.
Dünyada, insan daha yok iken bile küresel iklim değişikliği vardır ve yaşanmıştır. Yani küresel iklim değişikliğindeki "insan etkisi" sanıldığı kadar da korkunç derecede değildir.
Jeolojik ve jeomorfolojik araştırmaların bize gösterdiği üzere dünyada iklim hiç bir zaman stabil kalmamıştır. Yani bu durum aslında bizlere öğretilen iklimin tanımda da yer alır. İklim, uzun süreli metodolojik olayların ortalamasıdır.
Ve değişecektir. Bu değişim ortalama 5 ile 35 bin yıl arası bir zamanda bir oluşur ve ortalama 2 ile 5 bin yıl arasında değişim süreci alabilir. Bu bizler için uzun bir süre olsa da aslında dünya için çok da kısa bir süredir. Kaldı ki bu zamana kadar ki yaşadığımız ve alıştığımız iklimler bir geçiş iklimidir ve yerini kurak bir iklime bırakacaktır. Bu aşırı sıcak ile mi yoksa soğuk mu olacağı hala bir tartışma konusu olsa da tahminler daha kurak ve soğuk bir iklim olacağı yöndedir. (Mini bir buzul çağı oluşabileceği yöndedir.) Aslında burda ihtimaller biraz değişik bir kombinasyona uğrayabilir, çünkü volkanik patlamalar salgıladığı gazlar sayesinde atmosferde adeta ayna görevi görerek dünyaya gelen ışınların yansımasına neden olabilir, kaldı ki aslında bu yıl başta ülkemizde yazın daha geç gelmesi ve ilk baharın daha serin geçmesinin nedeni de bu yıl en az 5 6 aktif volkanizma olmasıdır.
Tabi bu söylediklerim insanları masum ve herhangi bir etkisi olmadığı anlamına gelmez. İnsanlar salgıladığı gazlar ile bu durumu daha karmaşık ve hızlandırmış hale getirmişlerdir. Kaldı ki artık insanların saldığı bu zararlı gazlar yine başta insanlar olmak üzere birçok yaşama ve yaşam alanına da zarar vermektedir. Örneğin her yıl en az 10 milyon insan doğrudan veya dolaylı olarak zararlı gazlardan hayatını kaybetmektedir. Ancak buradaki çözüm otomobilleri elektirikli yapmak veya araçlardan sıfır karbon salınımı yapmak değildir. Neredeyse de hiçbir etkisi olamayacaktır.
Çünkü Dünya'daki, bırakın otomobilleri tüm ulaşım sektörünü sıfır karbona çeksek bile saldığımız karbon izi %10 seviyesinde bile bir düşüş göstermeyecektir. Saldığımız karbonda ve karbon ayak izimizde ulaşımın yeri ilk 10 a bile girmez. Evet, yapılan işlemler ve girişler güzel ama etkili değil.
Kaldı ki insanlık olarak bugünden itibaren karbon salınımımızı %50 den fazla düşürüp önümüzdeki 5 ile 10 yılda bunu %10 ile 0 seviyesine indirsek bile dünyayı artık 1 ile 1.5 derece arasındaki artmış sıcaklıkta sabit tutabiliriz ya da bizden kaynaklanan değişimin etkisini %10 dan aşağıya düşürebiliriz. Ancak bu da oldukça hayal bir durumdur, bırakın azaltmayı ülkeler yaşanan bu küresel ekonomik krizden kaynaklı üretimi arttırmak için salınımı önemsemeyecektir hatta arttıracaktır bile.
Burada önemli olan durum, öncelikle uzmanlar tarafından ciddi bir araştırma yapılıp bizleri nasıl bir iklimin beklediğini tam olarak belirlemek ve bu iklimin etkilerini ne zaman ne derecede olacağını belirlemek olacaktır. Çünkü Shell 70 yıl evvel yaptığı araştırmada Dünya'nın 1 ile 1.5 derece ısınacağını zaten raporlamıştı. Bu araştırmalara devam etmek karbonu azaltmak kadar önemli.
İkinci bir önemli konu ise olabildiğince geri dönüşümlü, uzun vadeli kullanım sağlayabilcek maddeler üretmemizdir. Yani hep ürettiğimiz çöpleri azaltmalıyız hem de bu çöpleri tekrar tekrar kullanmalıyız.
Aksi halde bu iklimsel değişim bir yerde besin ve hayat zincirini kıracak. Bu kırılmada bizler ne kadar etkileneceğimiz ise ciddi bir muallaktır.
Burada yapılacak tedbirler kişisel değil ülkesel hatta küresel bazda olmalıdır. Örneğin bırakın sizleri bizler Türkiye olarak ciddi bir tedbir alsak bile bizim karbon salınımımız dünyada ilk 20 de ya var ya yok. Çin tek başına %35, Çin ABD, Rusya ve Hindistan ile bu aran %60 ı aşar durumda. Hep birlikte tedbir almalıyız.
Yaşadığımız gemi su alıyor ve açıkçası bırakın buna müdahale etmeyi daha kimse filikanın yerini bile bilmiyor...