Bireyin yaşamını devam ettirebilmesinde avantaja neden olan şartlar, kişi tarafından benimsenir.
Çocukluğundan itibaren kendisinin temel ihtiyaçlarını karşılayan, onu yaşama hazırlayan bakım verenin bu yaşamını destekleyen yaklaşımı, kişi tarafından özel - güçlü bir kişisel bağ a dönüşecektir. Diğer yandan kendini bilmeye başlarken ilk gözlemlediği kişiler, ilk görülen yüzün kişi için belirleyici olması da, kurulan ilişkinin boyutlarını, derinliğini etkiler. Bu nedenle temelde beynin fizik şartlarla kurduğu etkileşim için kullandığı nöral ağlar, uyaranların karşılığı olarak en çok ebeveyn- bakım veren için güçlenecektir. En uzun süreyle oluşturulup derinleştirilen nöral ağlar, aileye ait olanlar olacaktır. Bağın gücü ve yaşamda kalmada etkinliği açısından orta beyin ve korteks bunu sevgi olarak rasyonalize ediyor büyük ihtimal. Yani bu güçlü ağların faydası ve yaşamın merkezindeki halini sevgi koduyla okuyor ve hem onlarla etkileşimi sağlıyor, hem de dış dünyaya uygun hale getiriyor.
Güdü temelli, çoğalma arzusunun, orta beyin - korteks tarafından yorumlanmış hali de aşk. Üreme isteğinin çokluğu, muhatabına olan bağlılığını etkiliyor ve bunu sofistike yönüyle aşık olmak olarak konumlandırıyor. (Hiç bir aşık olan kişi, aşık olduğu kişiyi müzeye koymuyor.)
Yani sürüngen beynin fayda-avantaj-güdü sinyallerinin okunma biçimlerinden biri gibi görünüyor. Ancak gelişim sürecinde o kadar evriliyor ki, bazı insani değerlerin, kendi başlarına var olduklarını düşünür oluyoruz.