Bu konuyla ilgili bir görüş bize şunu söyler: Evrimsel açıdan baktığımızda savaşın, insanın doğasında olduğunu görebiliriz. Zira insanoğlu asırlardır potansiyel yahut mevcut rakiplerini yok ederek gelişimini baltalayacak her türlü tehlikeyi ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Bu tehlikeler kimi zaman karşı millet, kimi zaman karşı milletin vatandaşları olmuşken geçmişe gidildiğinde de insanın doğadaki besin kaynağını elde etmeyi amaçlayan canlı türler olmuştur.
Arkeolog ve tarihçi Ian Morris bir sözünde şöyle söyler: "İnsanlar savaşlar yaparak toplumların daha şiddetli ölümlerini azaltan, daha büyük ve organize toplumlar inşa etmişlerdir." Bu sözü de göz önünde bulundurarak Taş Devri'nde yaşayan bir insanın, kendisinden daha güçlü bir insanın elinde ölme ihtimalinin günümüzden daha yüksek olduğunu görürüz. Burada akıllara "Peki ya İkinci Dünya Savaşı, atılan atom bombaları?" sorusu sorulduğu zaman da istatistik biriminden yararlanarak 20. yüzyılda Dünya Savaşı'nın ortasında ölme ihtimalinizin Taş Devri'nde ölme ihtimalinizden daha düşük olduğunu öne sürebiliriz.
Ayrıca bazı psikologlar, testosteron hormonunun erkekleri şiddeti sevmeye ve şiddeti stratejik bir silah olarak kullanmaya yöneltip erkeği risk almaya yatkın kıldığını öne sürerler.
Tüm bu yazdıklarımın amacı savaşın doğal olduğunu öne süren bilim insanlarının bulunduğuna, ve değerlendirildiği zaman gayet de düşünmeye değer argümanlar olduğuna dair bir bilinç uyandırmaktı.
Günümüzde savaşlar, etiksel açıdan dünyamızı en kötü senaryolara sürükleyebilecek birkaç olgudan bir tanesidir. Ünlü tarihçi Tacitus: "Onlar eşkıyalığa, katilliğe ve soygunculuğa 'imparatorluk' adını verirler. Savaşlarla ıssız birer çöl haline getirdikleri yerler için konuşurken de, 'Barış getirdik,' derler." sözünü dönemin hakim gücü Roma için söylerken şüphesiz ki savaşı etiksel açıdan değerlendirerek yorumlamıştır.
Yani burada aleni bir şekilde görebiliriz ki savaş kavramına çeşitli anlamlar yüklenebilir. Kimileri bu kavram tabiatta var olduğu için savaşı kabul edilebilir görürken kimileri de bunu olduğu gibi reddetmiştir. Biraz daha özele girmek gerekirse; bazı toplumlar savaşları dinî zorunluluklardan ötürü, dinlerinin belirlediği sınırların dışına çıkmadan gerçekleştirerek bunu gerekli bulur. Bazı insanlar egemenlikleri için bunu gerekli bulur ve barışın savaşla kazanılacağını düşünerek savaşı bir aracı olarak görür. Bazı devletler toprak-toprak başına insan dağılımı oranını koruyabilmek için savaşlara girer. Ancak günümüzde az önce belirttiğim maddelerin gerçekleştirilmesi ya güçleşmiş, ya bunların gerçekleştirilmesine gerek duyulmamış, ya da bunlara alternatifler bulunmuştur. Dolayısıyla etiksel açıdan savaşa girmek günümüzde, geçtiğimiz yüzyıl ve öncesine göre daha yanlış karşılanabilir.
Ek olarak şunu da belirtmek lazım gelebilir ki savaşlarda kültürel alışverişler yaşanır, insana politik psikoloji açısından birtakım bilinçler kazandırılır.
130 görüntülenme
Kaynaklar
-
Yazar Yok. Ian Morris'In Ilgili Sözünün Geçtiği Makale. (16 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı
| Arşiv Bağlantısı
-
Yazar Yok. Testosteron Hormonu Erkekleri Şiddete Yatkın Kılabilir. (16 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı
| Arşiv Bağlantısı