Devlet desteği denebilir fakat devlet desteği oyuncuları daha da iyi hale getirdiği söylenemez, sadece iyi oyuncuların sayısını arttırır. Soğuk ülkelerden çok, sosyalizm veyahut komünizmin yaygın görüş olduğu ülkelerde satranç liderler tarafından oynanmaya teşvik edilmiştir. Kanımca stratejik taktiklerin olduğu bir oyun, halkı da geliştireceğinden dolayı liderlerce rağbet görmüştür. Örneğin, Sosyalist Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro da iyi bir satranç oyuncusuymuş. Zaten ülkesinde satrancın gelişmesi için özel politikalar uygulamış. Gerçi satranç Küba’da devrim öncesinde de popülermiş. Capablanca gibi bir satranç devinin yetişmesi tesadüf olmasa gerek. Ama devrimden sonra, tıpkı Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi Küba’da da satrancın kitleler içinde yaygınlaştırıldığı bir gerçek. Bunda Küba’nın devrimci liderlerinin güçlü birer amatör satranççı olmalarının da payı olsa gerek. Aşağıda Fidel Castro’nun 1966’da Filiberto Terrazas adlı bir satranççıyı siyahlarla yendiği oyun: 1.e4 e5 2. F4 exf4 3. Af3 Fd6 4. d4 h6 5. e4 Fb4+ 6. c3 Fa5 7. Fxf4 g5 8. Fg3 Ve7 9. Fe2 d6 10. exd6 cxd6 11. Va4+ Ac6 12. d5 Fd8 13.dxc6 b5 14. Vxb5 a6 15. Va4 g4 16. c7+ Ad7 17.c8=V Kxc8 18. Vd4 gxf3 19. Vxh8 Vxe2++ Siyah kazanır. Sovyet Devrimi önderi Lenin de satrançsever sosyalistlerden. 1917 Devrimi’nden önce sürgünde bulunduğu Avrupa kahvelerinde ciddi satranç maçları yaparmış. Lenin’in isim yapmış satranççılarla bile başa baş oynadığını, birçok maçı kazandığını, yenildiği zamansa oldukça bozulduğunu yazıyor.
Lenin ile büyük Rus edebiyatçı Maxim Gorky’nin oyunları ise ünlüdür; tablolara bile konu olmuştur bu iki büyük devrimcinin maçları. Günümüze ulaşan bir tanesi aşağıda. Siyahlarla oynayan Gorky, Lenin’i yenmiş: 1. e4 Af6 2. e5 Ad5 3. d4 d6 4. c4 Ab6 5. f4 dxe5 6. fxe5 Ac6 7. Fe3 Fe5 8. Ac3 e6 9. Af3 Fe7 10. Fe2 0-0 11. 0-0 f6 12. Ah4 fxe5 13. Axf5 exf5 14. d5 Ad4 15. Fxd4 exd4 16. Vxd4 Ad7 17. Şh1 Fc5 18. Vd3 Vg5 19. Ab5 Kae8 20. Ff3 Ke3 21. Vd2 Kf6 22. b4 Fe7 23. Axc7 Kh6 24. Ae6 Vg3 25. h3 Fd6 26. Şg1 Kxh3 ve Beyaz terk eder.
Merhaba.Öncelikle bu cevabı bir halihazırda Azerbaycan çifte vatandaşı olarak ve satrancı 4 yaşımdan beri zaman zaman aktif,zaman zaman pasif olarak oynayan biri olarak cevaplandırma ihtiyacı hissediyorum.Hayır,sıcaklık soğuklukla bir ilgisi yok.Aslında satrancın tarihine bakarsak ta bunu görürüz.Satranç ilk olarak Hindistan dolaylarında ve 7.yüzyılda ortaya çıktığı düşünülüyor.Gelelim bunun sebebine.Çok basit: ilgi alaka.SSCB'den dağılmış neredeyse tüm ülkelerin evlatları hayatında en az 5-10 kez satranç oynamıştır.Bu oyunun kuralları kreş eğitiminde verilmeye başlanır ve kişi istediği sürece devam eder.(Başladıktan sonra devam etmeyeni şimdiye kadar görmedim,duymadım :)).Sürekli turnuvalar düzenlenir,etütler yapılır,satranç kitapları okutturulur ve tıpkı ev ödevi gibi bulmacalar verilir.Bunun aksine ben T.C devletinde yaşarken böyle etkinliklerle (Bayramlara veya anma törenlerine ithaf olunmuş turnuvalar hariç) pek karşılaşmadım.Gençlik merkezilerinde verilmeye çalışılan eğitimler yetersiz.Ben türkiyede lise okurken satranç turnuvalarını kendim organize ederdim ve insanları yüreklendirmeye çalışırdım.Bunu aslında devletin yapması gerekiyor.Bir de burada UKD denen sistem var(UKD sistemi satranç oyuncularının sprocu lisansı alarak çıktıkları turnuvalarda kazandıkları ya da kaybettikleri 4 haneli sayıcık).İnsanlar sürekli bu yarışın içerisinde turnuvalardan turnuvalara atlıyor.Benim UKD'm yok ama bir hayli UKD'si yüksek insanları yeniyorum.Çünkü bizde bu entelektüel uğraş olarak veriliyor UKD yarışı için değil.Şunu da belirtmek gerekir hayat başarısını bilmem de okul başarısı ile satranç arasında hiçbir korelasyon bulunmuyor.
Edit:Ben sadece yaşadığım ülkeler üzerinden bir kıyas verdim.Genel kontekste baıkldığında bu meşgalenin adı satranç olmasa da farklı şekillerde işlendiği görülür.Örneğin uzak doğu'da Go gibi envai çeşit oyun var.Rusyadan zaten bahsettik.Araplar'da ilgi alaka yok.Avrupa zaten bunları yapıyor.ABD'de ise oturmuş bir sistem yok ancak dünya sıralamasında ilk 10'da sporcuları bir hayli var.Bunun sebebi sürekli parayı basarak ithal sporcu almasıdır.