Sorunuzun bir çok cevabı var. Ve her cevap, ayrı bir varoluş biçiminin sonucu olduğu için önemli.
Birincisi direnmek için yaşıyoruz. Dünya tek yuvamız. Kötülüğün karşısında duran birileri olmadıkça Dünya, bahsettiğiniz kötülüklerin hâkim olduğu bir yere dönüşür. Bunlara direneceğiz ki iyilik var olabilsin.
İkincisi saf kötülük diye bir şey yok. Kötülük bir sonuç. Başka bir şeylerin, zayıflıkların, cehaletin, yalanların, acıların, kibrin, açgözlülüğün sonucu. Ve sizin kötülük dediğiniz şeye sebep olan şeyler zaten medeniyetin ve insanoğlunun sorunları. Siz savaşları, acıları, açlığı, sefaleti, gelir dengesizliğini, ahlaksızlığı bitirmediğiniz sürece korku, intikam, bağnazlık sürecek. Medeniyet olarak bunları engellemek öncül görevimiz olmalı. Dünyadaki bilim, sanat, kültür, siyaset, ekonomi ahlaklı olsa ortada bu kötülüklerin hiç biri kalmaz. Ya da en azından azalır.
Üçüncüsü direnmek ve mücadele etmek insan hayatının temel direklerinden biri. Bir şeylere direnmek, mücadele etmek doğamızda var. Bu bir varoluş biçimi. Bu ana fikre sahip sayısız özdeyiş, atasözü, sanatsal üretim var. Direneceğiz.
Dördüncüsü kötülük ve iyilik arasındaki çizgi, bazı örnek ve durumlarda hayli flulaşabilir. Siz, başka birileri için kötü biri olabilirsiniz. Bu felsefi bir konu. O nedenle varoluşumuzu anlamlandırmanın ve tanımlayabilmenin yollarından biri bu iyilik-kötülük ayrımları üzerine düşünmek. İnsan eğer doğasından gelen bir kötülüğe sahipse yani gerçekten kötü bir varlık ise belki de yok olmalıdır. Yani belki de gerçekten acı çekerek, ıstırap içinde bu dünya üzerinden yok olup gitmelidir. Bu doğru mu? Bilmiyoruz. Kötülük mü galip gelecek iyilik mi? Göreceğiz. Bu da evrimsel bir dinamik. Hayatta kalmayı başaramazsak türümüz yok olur, gayet basit. Ve hak ettiğimiz buysa da bu kötülük dediğiniz dinamik ile olacak. Bırakın olsun. Ama bunu engellemek de bizlerin elinde.
Daha başka sebepler de sayılabilir. Ama en önemlisi ahlaki sorumluluk. Bu sorumluluğu hissediyor olduğumuz takdirde bunu baskılamak pek mümkün değil. Hiç şüpheniz olmasın ki sizin kötülük dediğiniz şeyleri yapanlar yaptıklarının kötülük olduğunu düşünmüyor. O kişilerin grupların başka ahlaki kodları var. Yani kötülük dediğimiz şey aslında temel ahlaki, manevi değerlerin yozlaştırılıp esnetilmesinden doğuyor. Ve bunlar hepimizin koruması gereken değerler. Bu değerleri ister felsefi, ister duygusal, ister kültürel, ister politik, ister ekonomik, hangi sebeple korursanız koruyun koruduğunuz şey aslında insanın varoluşu.
Umarım açıklayıcı olmuştur.