SAÇ RENGİ VE KALITIMI VE BUGÜNKÜ İNSAN IRKLARINDAKİ SAÇ RENKLERİNİN DOĞUŞU* Dr. SENİHA TUNAKAN Antropoloji doçenti Genel olarak bir canlının dış görünüşündeki herbir vasıf bir gen veya kalıtım faktörü tarafından tayin edilmektedir. Fakat bütün kalıtım hallerinde genle vasıf arasındaki münasebet bu kadar basit değildir. Bazı vasıflar ancak birden fazla genlerin müşterek tesirleriyle fenotipte kendilerini gösterebilirler. Zaten hiçbir kalıtım faktörünün yalnız başına bir tesir yapamıyacağı göz önünde tutulursa bu faktörler arasında aşağıdaki şekilde üç münasebetin mevcut olduğu görülür. Bunlardan birincisi homolog kromozomlar üzerinde ayni bir mevkide yer almış olan eş yani allel kalıtım faktörü çiftinin her iki geni arasındaki münasebettir. Bu münasebet bu genlerin yekdiğerine karşı dominant veya resesif olması şeklinde kendini gösterir. İkincisi, allel olmayan genler arasındaki münasebettir. Bu, ayni bir kromozomun muhtelif yerlerinde yahut muhtelif kromozomlar üzerinde yer almış olan genler arasındaki direkt münasebettir. Polimerik veya çok faktörlü kalıtım dediğimiz bu çeşit gen münasebetleri saç rengi, deri rengi gibi muhtelif basamaklar gösteren vasıfların kalıtımında görülür. Bu çeşit kalıtımda bir çok gen çiftleri ayni istikamette tesir ederler ve herbiri Mendel kanunlarına göre müstakil olarak döle geçer. Nihayet allel olmayan genler arasında indirekt bir münasebetten de bahsedilebilir.
SAÇ RENGİ VE KALITIMI 323 Pek tabiî olarak A B M G formülü de bunlara uygun bir seri teşkil edecektir. Yalnız burada Prof. Nachtsheim ile beraber insan için de "kuvvetli melanin teşekkülünü sağlayan faktörlerin zayif melanin teşekkülünü sağlayan faktörlere dominant olduğunu „ kabul etmek zorundayız. Bütün bu söylediklerimizde kırmızı saçlı olmak göz önünde tutulmamıştır. Bunun için bu teorinin çerçevesi içinde mütasyon ile meydana gelen bir R faktörünün mevcudiyetini kabul etmek icap eder. Kırmızı saçlı fertler, kahve rengi ve altın sarısı kumrallar arasında siyah saçlı mongol ve zencilere nazaran daha fazla bulunduğundan bunun B faktörü ile ilgili olduğu düşünülebilir. R faktörü belki de yeni bir faktör olarak ondan ayrılmıştır. Bu suretle yeni bir oksidasyön olayı meydana çıkmış oluyor ki bunun neticesinde kırmızı renk husule gelmektedir. Bu şimik olay R faktörünün idaresi altında olmaktadır ve diğer şimik olayların yanı sıra vukua gelmektedir. Bu faktörün mevcut olmaması hali (r) yalnız diğer oksidasyön olaylarının meydana gelmesine müsaade eder. Prof. Fischer burada Conitzer ile beraber R ile r arasında iki orta basamak yani r1 r2 basamaklarını kabul etmektedir. Bunların mevcudiyeti oksidasyonu mutlak kırmızıya değil yalnız sarı veya kırmızıya götürür. Diğer taraftan yine Prof. Fischer'e göre R faktörü B ve M ile hiçbir dominans ve resesif münasebeti göstermez. G faktörü yani renk dağılışını tayin eden faktör insanlarda tesirini tavşan ve diğer hayvanlarda olduğu gibi göstermez. Çünkü insan, sırt tarafında, göğüs ve karın kısmında koyu ve açık tüy rengi gibi tipik bir renk dağılışına sahip değildir. Fakat baş saçıyla vücut kılları arasında ve başın ön kısmiyle arka kısmı saçların arasında renk farkları vardır
Attığım makaleye bakabilirsin.
Kaynaklar
- DR. SENİHA TUNAKA. Saç Rengi Ve Kalitimi Ve Bugünkü İnsan Irklarindaki Saç Renklerinin Doğuşu*. (11 Temmuz 2021). Alındığı Tarih: 11 Temmuz 2021. Alındığı Yer: DOCPLAYER | Arşiv Bağlantısı