Gözümüze gelen ışığı farklı renklerde algılıyor olmamızın nedeni ışığın dalga boyuyla ilgilidir. Dalga boyu, 400-700 nm aralığında, ne kadar büyükse o kadar kırmızıya yakın renkler görürken ne kadar küçükse o kadar mora yakın renkler görürüz. Bu skalayı aynı zamanda bir gökkuşağında da görebilirsiniz.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fqna_media%2F953f9669665abb032017eaca8e7534b8.jpeg)
Mora ve kırmızıya yakınlıktan kasıt, rengin yalnızca mor ya da kırmızı benzeri renkler biçiminde görünmesi değil. Her rengin bir dalga boyu vardır ve bu dalga boyları mor ile kırmızı arasında yer alır. Yukarıdaki spektrumda da görüldüğü üzere yeşil ve mavi görece mora daha yakın ve daha küçük dalga boylarına sahipken sarı ve turuncu kırmızıya daha yakın ve daha büyük dalga boylarına sahiptir.
Peki, cisimlerin rengini de üzerine düşen ışığın rengi mi belirler? Bu soruya genel bir cevap vermek yanıltıcı olabilir. O nedenle ışık ve renk ilişkisini biraz daha iyi anlamamız gerek.
Mavi gördüğümüz bir cisim ise üzerine beyaz ışık düştüğünde mavi hariç tüm ışığı soğurur ve yalnızca maviyi yansıtır.
Mavi bir cisim mavi ışığı yansıtıp diğerlerini soğuracağından eğer üzerine beyaz gibi mavi rengi de içeren bir ışık demeti değil de örneğin yalnızca kırmızı ışık düşürürsek, cisim kırmızıyı soğuracağından gözümüze neredeyse hiç ışık ulaşmayacak ve cisim siyah görünecektir. Beyaz bir cismin üzerine yalnızca kırmızı ışık düşürüldüğünde ise cisim her türlü dalga boyunu yansıtabildiğinden kırmızıyı yansıtacak ve cisim kırmızı görünecektir.
Kısaca cismin göründüğü renk, yansıtabildiği dalga boyu ve üzerine düşürülen ışıkla ilgilidir.[1]
Kaynaklar
- A. Elçi. Işık Ve Renk: Ara Renkler Ve Ana Renkler. (10 Şubat 2021). Alındığı Yer: Rasyonalist Bilim | Arşiv Bağlantısı