Bu her özellik için söylenebilir, sadece renk körleri için değil. Bu nedenle bunlara "varyant" diyoruz, "anormal" değil. Her varyantı "temelde gerçek olan" alabilirsiniz ve geri kalan her şey "ona göre anormal" kalır. Bu durumda normali neye göre belirliyoruz? İstatistiki dağılıma göre.
Birçok özellik popülasyonda çan eğrisi dediğimiz bir dağılım sergiliyor:[1]
Burada daha ortadaki özellikler popülasyonda daha sık görülüyor, daha uçlardakiler daha seyrek görülüyor. Mesela türün boy ortalaması 1.75 ise, 1.70 veya 1.80 olanlar popülasyonun %65'ini oluşturuyor, 2.20 olanlarsa %1'ini. Dolayısıyla bu daha sık görülenleri "normal" veya "tipik" olarak alıyoruz, diğerleri "varyant" kalıyor. Bu, "anormal" olmak demek zorunda değil; ancak yaşam kalitesini düşürüyorsa "hastalık" veya "sendrom" olarak tanımlanabiliyor.
Bu konuyu genel olarak doğru anlamak için, "kusursuz insan" diye bir olgu olmadığını, evrimin spesifik bir insan yaratmaya çalışmadığını anlamak gerekiyor. Hiçbir insan, bir diğerinden daha insan değil. Ama türün genelinde belli bir ortalama görüyoruz ve onun üzerinden türü değerlendiriyoruz.
Bu arada o ortalamanın nesilden nesile değişmesi de evrimin ta kendisi.
Şu video da ilginizi çekebilir.
Kaynaklar
- M. Ridley. Quantitative Genetics - Why Do Some Characters Have A 'Bell Curve' Distribution?. (22 Ocak 2022). Alındığı Tarih: 22 Ocak 2022. Alındığı Yer: Evolution | Arşiv Bağlantısı