Daha yüksek zekaya sahip olan bir türün ya da yapay zekanın, doğrudan daha "üst" bir etik anlayışına sahip olacağı tam olarak söylenemez. Her iki kavram da birçok değişkene bağlıdır ve dolayısıyla zeka düzeyi ve etik arasındaki ilişkiyi basit bir sebep-sonuç ilişkisi olarak tanımlamak zordur.
Başlangıç olarak, zeka düzeyi ve etik anlayışı arasındaki ilişkiyi anlamak için bu iki kavramın ne olduğunu netleştirmek gerekiyor. Zeka; bilgi edinme, analiz etme, anlama, öğrenme, karmaşık problemleri çözme, yeni deneyimlerden anlam çıkarma ve yeni durumlara uyum sağlama olarak ifade edilebilir. Etik ise doğru ve yanlış hakkındaki düşünceleri, değerleri ve eylemleri belirleyen bir düşünce sistemidir denebilir.
Güçlü yapay zeka (yapay genel/süper zeka) örneği üzerinden gidecek olursak, bir yapay zeka sistemine "süper zeki" olma yeteneği sağlamak, onun direkt olarak "süper etik" olacağı anlamına gelmez. Bu tür bir sistem, karmaşık etik sorunları anlama ve çözme yeteneğine sahip olabilir; ancak, aynı zamanda ona belirli bir etik çerçeve dahilinde hareket etme becerisi verilmediyse, bu yeteneği "süper etik" bir davranışa dönüştürme olasılığı da daha düşük olacaktır. Bu durumda, yapay süper zekanın etik davranacağından emin olmak için sistemin etik değerlere bağlı kalarak kararlar vermesini sağlayacak bir altyapı hazırlamak önem arz edecektir. Bunun için bazı kuralları, öncelikleri ve amaçları içeren ana bir çerçevenin oluşturulması, programlanması ve yapay zekaya öğretilmesi gerekmektedir. Subjektif ve karmaşık olabilen etik değerlerin bilgisayarda kodlanması, özellikle de insan değerleriyle uyumlu olacak şekilde programlanmasının henüz bilinen bir yolu yoktur. Üzerinde herkesin uzlaşabileceği etik değerleri içeren, kapsamlı ve genel bir ana çerçevenin ortaya konulması ve bu çerçevenin insan değerleriyle uyumlu olacak şekilde, bilgisayarda kodlanması büyük zorluk teşkil etmektedir. Bu zorluk, "Yapay Zeka Hizalama Problemi" olarak bilinmektedir. Bu konuda daha fazla bilgi için Evrim Ağacı'nda yer alan ilgili yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Genel anlamda, daha zeki olmak, etik meseleleri daha karmaşık ve nüanslı bir şekilde anlamaya ve belki de bu anlayışı kendi davranışlarına uygulamaya imkan sağlayabilir. Bu durumda, daha zeki bir tür ya da varlığın "potansiyel" olarak daha "üst" bir etik anlayışına sahip olabileceği söylenebilir; ancak, yalnızca etik kavramları ve meseleleri daha iyi anlama ve uygulama kabiliyetine sahip olmanın, doğrudan daha etik davranmak ile sonuçlanacağını söylemek yanlış olacaktır.
Ayrıca, her ne kadar etik davranma ya da daha üstün bir şekilde etik davranma kabiliyetine sahip olsa bile daha zeki bir tür ya da güçlü yapay zeka, kendi amaç ve çıkarları uğruna diğerlerini manipüle etmeyi de seçebilir. Bu durumda, yüksek zeka, etik dışı davranışların daha etkili bir şekilde gerçekleştirilmesine yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, zeka ve etik anlayışı arasında bir bağlantı olabileceği, ancak bu ilişkinin zorunlu veya doğrusal olmadığı söylenebilir.