Olabilir elbette. Buradaki mesele evrenin evrimi ile bizim onu anlamamızın evrimi arasındaki fark bence.
Evren dediğiniz gibi parçacık (ya da alan) ile başlayıp bizim duyularımızla algılayabildiğimiz makro evrene evrildi. Ama bizim evreni anlamlandırma çabamız önceleri sadece beş duyumuzla algılayabildiğimiz kısmı ile sınırlı idi. Bilgimiz ve yapabilirliğimiz geliştikçe, artık beş duyumuz ile algılayamadığımız kısmına da nüfus etmeye başladık. Ve teknoloji daha da geliştikçe artık evrenin ilk halinde tek başlarına var olan parçacıklara ve alanlara da nüfus edebilmeye başladık. Dolayısıyla evrene dair bilgimiz klasik fizikten kuantum fiziğine doğru gelişti.
Aslında burada şöyle bir yanılgıya kapılmamak lazım. Mikrodan makroya gititkçe, kuantum fiziği bir yerde başlar bir yerde biter sonra onun bittiği yerde klasik fizik başlar fikri doğru değil. Geldiğimiz noktada asıl olan kuantum fiziği, yani makro evrende de mikro evrende de geçerli olan o. Günlük yaşamımızın devamı için makro evrene dair hesaplarımızı, kuantum fiziği ile yapmak ile klasik fizik ile yapmak arasında sonuçları itibarı ile hemen hiç fark yok. Klasik fizik de işimizi görecek hassasiyette sonuçlar verecektir. Ancak, kuantum fiziğinin formülasyonu fazlasıyla karışık olduğundan, makro evrene dair klasik fiziği kullanmak işimize geliyor.
Yani aslında kuatum fiziği ile klasik fizik arasında bir geçiş kurgulamadan da tutarlı bir tablo elde edebiliyoruz. Sadece makro evrende klasik fiziği kullanmak işimize geliyor. Klasik fizik, kuantum fiziği tarafından bir limit durumu olarak kapsanıyor.