Tasarımcının, tasarladığı şeyin kendisi olması, teorik olarak öznitelik açısından var edenin, var ettiği kabul edilen şeyin kendisi olması açısından çelişki içermekte.
Kaldı ki, fizik evren algımız, onun aslında olduğunun sadece çok üzeri çok ufak bir kısmı. Bizim farkında olabildiğimiz çok ufak bir kısım üzerinden sonuç tayin etmek, kabul edelim ki teorik geçerliliği zayıf bir tanımlama olacaktır.
Bazı görüşler de bu yolla, tasarımcının bilincinin bireylerde deneyime girmesi şeklinde çıkarımlar da var panteist bakış açısıyla. Bu oldukça gerçek dışı gibi görünmekte. Tasarımcıyı kabul ederek, onun tasarımlarının aynı zamanda kendi bilincinin farklı varyasyonları olduğunu düşünmek için, bireylerin de en azından tasarımcıya ait bilinç farkındalığını öyle ya da böyle yaşıyor olmalıdır kısıtlı da olsa.
Bizim var olarak kabul ettiğimiz ŞEYlerin varlık referansı tamamen bizim boyutumuz için geçerli. Bir üst boyutta tamamen geçersizdir. 3+1 boyutta olduğunu iddia ettiğimiz şeyler, bir üst boyutta yok hükmünde olabilir. Aynı şekilde üst boyutta varlık sergileyen bir varlık bizim için yok hükmünde olabilir. Bu açıdan insana ait kısıtlı ötesi bakış açısını referans alarak varlığı tasarımcı üzerinden tanımlamak gerçekten çelişkili bir yaklaşım gibi görünmekte.
İkna olma, kanaat geliştirme elbette ki tamamen rasyonel - mantıksal referanslardan beslenmiyor. Ancak, mantıksal altyapıyı belli bir düzeyde oturtmadan da teorik ilerleme söz konusu olmuyor. Tabii ki kişi böyle bir teoriyi kabul edebilir. Böyle kişiler mantıksızdır demek değil tabii ki amaç.
Sadece düşünmek, sağlama yapmak, anlamaya çalışmak amaç.