Aslında örümcek, böcek veya fare gibi nispeten küçük canlılara dokun(a)mama veya onlardan fobi derecesinde korkma gibi olumsuz tepkiler, sonradan öğrenilmiş tepkilerdir. Bu tarz tepkileri anne-babayı pür dikkat izleyip taklit etmeye çalıştığımız küçüklük yaşlarımızda öğreniriz. Onların böcek gördüğünde gösterdiği davranışı bilinçaltımız, evrimsel bir "avantaj" amaçlı kayıt altında tutar. Ne de olsa bir annenin davranışını taklit etmek çocuk için hayat kurtarıcı olma özelliği taşıyabilir. Bu da ebeveynlerin çocuklarının yanında vereceği tepkileri, vermeden önce bir kez daha düşünmesi gerektiğinin önemini gösterir.
Çocukluk zamanınızda yaşadıklarınız hakkında bir bilgim olmadığı için örümceği size zarar vereceği için mi yoksa sadece yakalayamadığınız için mi kaçırdınız bilemem. Konu hakkında çarpıcı bir deney olan Küçük Albert Deneyini bilmiyorsanız okumanızı öneririm.
Sizin korkunuz yokmuş ancak benim var. Hatta korku değil, fobi diyebilirim. Büyük şehirde yaşıyorum ve annem benim kadar korkmasa da bazı böcek türlerine karşı aynı hissiyatlara sahibiz. Hayatımda ilk defa köyüme gittiğimde bu korkunun öğrenilmiş olduğunu anladım. Köydeki ilk haftamda korkum hat safhalara çıkmıştı ancak ikinci haftaya doğru o panik çocuktan eser kalmamıştı. Resmen amigdalamı baskılamayı öğrenmiştim. Yer yatağında yatarken tavandan yanıma düşen böceği soğuk kanlılıkla defedebiliyordum. Maalesef ki sadece bir ay kaldım köyümde. Şehre döndükten bir hafta sonra dışarıda gördüğüm böceklerden bile çekindiğimi fark ettim. Sinir bozucu duygular geri dönmüştü. Ancak eskisine göre çok daha hafif... Belki evime bir tarantula alsam ömür boyu bitecek korkum ama yemiyor :D
Selam ve sevgi ile...